So you're okay traducir turco
1,767 traducción paralela
Look, you're my brother, and I like you a lot, so... here's what I'm willing to do, okay?
Sen benim kardeşimsin. Ve seni çok severim. ... o yüzden, yapmak istediğim şey şu :
So you tell me when you're ready, okay?
Sadece, hazır olduğunda bana söyle, olur mu?
Okay, so what you're saying is that there's a good 3 % chance that it will.
Yani senin demek istediğin, olması için 3 % gibi iyi bir şansımız mı var.
First, you know, we're pretty precarious up here, and I just want to make sure you don't slip accidentally, so I'm going to rig a harness for you, okay?
Ama öncelikle öncelikle, burada tehlikede sayılırız. Kazayla kayıp düşmeni istemiyorum. Kendimizi garantiye almak için sana bir kemer uzatacağım, olur mu?
Okay, so what you're telling these noble citizens of the jury is that your life is more difficult now because you're pretty?
Peki yani bu asil vatandaşlardan oluşan jüriye artık güzel olduğunuz için hayatınızın daha zorlaştığını mı söylüyorsunuz?
Okay, so you're curious, but you're afraid to ask the boss if you can go.
Tamam, yani merak ediyorsun, ancak patrona gidebilir miyim diye sormaya çekiniyorsun.
Okay, so you're gonna do nothing... that the people at home wouldn't want to hear about?
Yani, evdekilerin duymak istemeyeceği hiçbir şey yapmayacaksın, öyle mi?
Okay. So you're taking over.
Sen onun yerini alıyorsun.
Oh, okay, I get it. So all you're asking for is a little bit of this.
Anlıyorum, tek istediğin biraz bunu yapmam.
So you're saying... and... and I wanna get this straight, okay... that there's some kind of top secret supercop out there that the pacific bay p.D. Is trying to keep under wraps.
Yani diyorsun ki tam olarak anlamak istiyorum da Pasifik Körfezi Polis Departmanı'nda gizlemeye çalıştıkları çok gizli bir süper polis var.
okay, so I'm seeing five inmates, You're seeing two.
Pekala, ben beş mahkumla görüşüyorum, sen de iki...
- Oh, oh, oh, so okay. You're a real witch.
- Yani sen gerçek bir cadısın.
Okay, so you're forcing me to choose between being the cool, hip aunt and the dutiful underling.
Yani beni iyi ve havalı teyze olmakla görevine bağlı bir yamak olmak arasında seçim yapmaya zorluyorsunuz.
Okay, you're doing great so far.
Tamam, çok güzel gidiyorsunuz.
So it's okay if you're not fine.
İyi değilsen bu çok normal.
So you're sending him home to die, but you're okay with it because you're giving him - a bracelet with his name on it.
Onu evine ölmeye gönderiyorsun, ama bununla ilgili bir sorunun yok çünkü ona üzerinde adı yazılan bir bileklik veriyorsun.
- Okay. We both know you're gonna tell me, so tell me.
Pekâlâ, ikimiz de anlatacağını biliyoruz, anlat hadi.
Okay, so we're in the pub, we got to chatting, you know, like you do, and asked if she wanted to see my new mower.
- Gary! Neyse, barda oturmuş konuşuyorduk, "teçhizatımı görmek ister misin" diye sordum.
So you're okay with this?
Sence sorun yok mu?
I saw that you're okay so I won't be worried and go.
İyi olduğunu gördüm. Artık endişelenmeden gidebilirim.
You're okay because of the fox bead, but your grandfather doesn't know that so he must be really worried.
Boncuk sayesinde iyisin ama büyükbaban bunu bilmiyor ve endişeleniyor.
So, if you're not innocent anymore, that's okay.
O yüzden eğer artık masum değilsen, benim için sorun değil.
We've known each other for such a long time, so the last thing I wanna do is lose you, okay, but just, some things have to be said, you know, even if they're uncomfortable...
Birbirimizi çok uzun bir süredir tanıyoruz ve seni kaybetmeyi hiç istemiyorum. Fakat bunu söylemek zorundayım. Her ne kadar rahat hissetmesem de...
So you're basically calling him introspective, and being introspective is good, okay?
O kendini anlamaya çalışırken, sende onu anlamaya çalışmalısın.
It started out as a simple reply to your letter, and now I think it's so amazing what you're doing, - and I'd love to write about it if it's okay. - A journalist.
Mektubunuza basit bir cevapla başladı ancak bence yaptığınız şey takdir edilesi ve sorun olmazsa bunun hakkında yazmak isterim.
So you think you're gonna be okay by yourself this time?
Bu kez tek başına idare edebilecek misin?
I don't understand why you're so upset, okay?
Neden bu kadar üzüldüğünü anlamıyorum, tamam mı?
Okay, so to the extent I understand what you're talking about here...
Pekala, anladığım kadarıyla sözünü ettiğin şey Burç Halife, dünyanın en yüksek binası.
Okay, so how do we make it happen? Just because you have a bunch of naked people in the room doesn't mean you're all going to get it on.
Çünkü odada bir grup çıplak insan olması hepinizin düzüşeceği anlamına gelmez.
Okay, then why did you need to kidnap me if you're so desirable?
Madem bu kadar çekicisin... ... neden beni alıkoymak zorunda kalıyorsun?
Okay, so we're gonna go to my favorite club in New York City, and you're gonna come...
Pekâlâ, yani New York'taki en sevdiğim kulübe gidiyoruz ve siz de geliyorsunuz -
Look, Jimmy, you're not here long so let's share some old times together, okay?
Bak, Jimmy, uzun zamandır burada değilsin, birlikte eski zamanlarımızı paylaşalım, olur mu?
She's doing the best she can, and we're a team now, so if you're gonna cheer, you have to cheer for the both of us, okay?
O elinden geleni yapıyor ve biz bir takımız. Tezahürat yapacaksanız ikimize de yapmalısınız, tamam mı?
I get that you love the Amish, but what's so fascinating there that you can't pick up the phone and let me know that you're okay?
Amish sevdiğini anlıyorum, ama orası ne kadar etkileyici biryermiş ki telefonu kaldıramıyorsun ve iyi olduğunu bana bildirmiyorsun?
God, I'm so happy you're okay.
Tanrım, iyi olmana sevindim.
I'm so glad you're okay.
İyi olduğuna çok sevindim.
- So you're okay with this?
Senin için sorun var mı?
So, Mama, you're good for coal? Okay!
Anne, yeteri kadar kömürünüz var mı?
I'm so glad you're okay.
İyi olmana çok sevindim.
Friend, I know, it's super cool to fight, but we're in a bit of a hurry, and there are probably plenty of others here who would fight, so if it's okay with you, I think we'll just leave.
İnanmayacaksınız ama... İnanın ki çok meşgulüz. burada sizinle kavga etmek isteyen çok insan vardır. Bi problem olmadan biz kaçalım.
Okay, so, I hear you're good with this fear stuff.
Tamam. Sizin, korkularla başa çıkmayı öğrettiğinizi duydum.
Okay, so say you're right.
- Diyelim ki sen haklısın. Neye ihtiyacımız var?
Okay, well, I packed everything up. So, now, you're telling me I have to go unpack it?
Her şeyi toparladım ve şimdi de geri mi boşalt diyorsunuz?
I'm just so damn glad that you're okay.
İyi olduğuna çok sevindim.
Okay, so if you're going tomorrow, if I came back here next week and there's somebody that looks like you sitting in that chair,
O halde yarın gidiyorsan,.. ... haftaya buraya geldiğimde sana benzeyen birini burada görürsem sen olmayacaksın yani.
Okay, so basically all you're gonna want to do is do the old switcheroo, okay?
Tamam. Temelde yapmak istediğin eski, ani ve şaşırtıcı bir değişim, tamam mı?
Okay. So you know how you have to wear your flak jacket when you're at work?
Sen çalışırken nasıl kurşun geçirmez ceket giymek zorunda kalıyorsun?
You're sitting here, so I guess it turned out okay.
Yanımda oturuyorsun, iyi geçmiş herhalde.
Okay. So whatever most recent mess you've managed to get yourself into, you're gonna have to wait until tomorrow to guilt Chance into helping you out.
- Kendini sokmayı başardığın ne tür bir sorunsa Chance yarın gelip de sana yardım edene dek kapalıyız.
Okay, so, we're gonna take you in this room right here, and we're gonna have you look at some guys.
Pekâlâ. Senden şuradaki odaya gidip birkaç kişiye bakmanı istiyoruz.
Okay, so you're gonna set up the props, I'll plug in the boombox, and we'll launch immediately into the number.
Pekâlâ, sen sahne dekorlarını hazırlayacaksın, ben de müzik setini fişe takacağım ve parçamıza hemen başlayacağız.
so you're fine 16
so you're good 22
so you're leaving 30
so you're here 33
so you're staying 16
so you're saying 94
so you're right 22
so you're not mad 16
so you're not 32
so you're telling me 20
so you're good 22
so you're leaving 30
so you're here 33
so you're staying 16
so you're saying 94
so you're right 22
so you're not mad 16
so you're not 32
so you're telling me 20
so you're the one 17
so you're 181
so you're in 23
so you're going 19
so you're back 39
you're okay 1494
you're okay now 31
you're okay with that 29
you're okay with this 29
okay 330588
so you're 181
so you're in 23
so you're going 19
so you're back 39
you're okay 1494
you're okay now 31
you're okay with that 29
you're okay with this 29
okay 330588