Softball traducir turco
669 traducción paralela
If we made it a girls softball team, put in a few numbers.
- Bir dakika. Kızlar softball takımı olsa ve içine birkaç numara koysak, müzikal olabilir. " lsınma Sahasında Oldu :
Children's playground, a reform school, 12 showgirls playing softball!
Çocuk bahçesi, ıslahevi, 12 adet şov kızı beyzbol oynuyor!
- Playing softball, Jerry?
- Softbol oynuyor musun, Jerry?
It's softball and low bridges.
Beysbol ve alçak k öprüler.
We'll need two captains for the softball teams.
Top oyunu takımları için 2 kaptan lazım. 2.
You know, that's another six months... on the "D" yard softball team, yellow socks.
Biliyor musun, bu "D" blok bahçesinde... beyzbol takımında altı ay daha demek, sarı çoraplı.
Did you see that cute guy in the softball field?
Softbol sahasındaki yakışıklıyı gördünüz mü?
I'm the publicist for the charity softball game this Saturday. I'm looking for Sam.
- Merhaba Lenny. Bu Cumartesi oynanacak yardım amaçlı softbol oyununun halkla ilişkiler yöneticisiyim. Sam'i arıyorum.
The kids would choose up sides for softball, he was the last one picked.
Softbol için takıma oyuncu seçilirken en son hep o seçilirdi.
How many department softball games... and barbecues are you gonna attend?
Bizim bölümün kaç beyzbol maçına... ve kaç mangal partisine katılacağını?
One of the Sony softball team?
Sony futbol takımından biri mi?
And so, after hitting that crucial home run in the bottom of the ninth, we won the orphanage league softball championship and I... FACE : I suddenly found myself as somewhat of a celebrity.
Ve dokuzuncu mücadeleyi de kazandıktan sonra Yetimler Ligi Beysbol şampiyonu olduk ve ben birdenbire kendimi oldukça şöhretli buldum.
- You guys don't play softball, do you? - We play baseball.
- Beyzbol oynamıyorsunuz değil mi?
I've heard of softball.
- Oynuyoruz.
You know, honey, you ought to bring Brian down to watch us play softball.
Canım, Brian'i eve davet et de maçı birlikte seyredin.
I thought they'd be playing softball all day.
Ailem geldi. Tüm gün softbal oynayacaklarını sanmıştım.
Ping-Pong in the west arcade, softball in the east diamond.
Ping-Pong batı oyun salanunda. softball Doğudaki oyun salonunda.
Barring any change in the weather, the softball game between the 133rd and 4th Infantry Divisions will resume as scheduled at the Ban Mi Thout Park, corner of Viet Ho and Hguen Van Theiuh streets here in Saigon.
Eğer havada bir değişiklik olmazsa, 133 Ve 4. Piyade bölükleri.. arasındaki maç, Ban Mi Thout Parkında yapılacak. Yani Viet Ho ve Hguen Van Theiuh caddelerinin kesiştiği yerde.
Play game of softball.
Softball oynamayı.
- Soon we play baseball? - When you teaching us softball?
Ne zaman Softball öğreteceksiniz?
Hey, teacher. When are you gonna teach us to softball?
Bize ne zaman softball öğreteceksin?
Oh, Mr. Cronauer, we say thank you for your fine teaching about softball.
Bay Cronauer, bize softball öğrettiğiniz için sağ olun.
" Co-ed Softball...
" Co-ed Softball...
Last Sunday afternoon, softball game?
Geçen pazar akşamı, beysbol maçında mıydın?
He's got a better softball team, a better tag football team.
Daha iyi bir beyzbol takımı var. daha iyi bir futbol takımı var.
A few weeks later, Gilbert gets mistaken for a softball.
Birkaç hafta sonra, Gilbert softball oynarken, hata yaptı.
What "The Say Duh Kid" is trying to say... is that you can't take softball away from Daddy.
Zeka küpü arkadaşımızın demeye çalıştığı şu. Babamı beyzboldan mahrum bırakamazsınız.
White, cocooned, pulsating, about the size of a softball.
Beyaz, koza halinde.Yaklaşık olarak bir voleybol topu kadar.
Cheerleader, first violin in the school orchestra, captain of the girls softball team.
Pon-pon kızı, ilk keman... okul orkestrasında... kız softball takımının kaptanı.
- I got a softball game on Wednesday.
- Çarşamba maçım var.
Who gets picked off in softball?
Kim bu kadar çabuk atılabilmiştir?
- We played softball that afternoon.
Öğleden sonra top oynadık.
Let's hope, for Dawson and Downey, you practice law better than play softball.
Dawson ve Downey adına, senin yasaları beysbolden daha iyi becerdiğini umalım.
Unfortunately for those two, I don't do anything better than play softball.
Maalesef, Dawson ve Downey için, beysbol oynamaktan daha iyisini yapmam.
We have softball games and marching bands.
Bizim beysbol maçlarımız ve bando takımımız var.
You're a lousy fucking softball player, Jack!
Sen felaket berbat bir beysbol oyuncususun, Jack!
I play a little softball.
Beyzbol oynamışlığım vardır.
A few years ago, the comedy club had a softball team.
Bir kaç sene önce, komedi kulübünün beyzbol takımı vardı.
Softball starts this week.
Bu hafta beyzbol maçları başlıyormuş.
Softball?
Beyzbol mu?
Hey, we know how to play softball.
Hey, nasıl oynandığını biliyoruz bu zıkkımın.
The softball team won again.
Beyzbol takımı gene kazandı.
We'll give them token jobs at the plant... and have them play on our softball team.
Onları tesiste işe alacağız sonra da beyzbol takımımızda oynatacağız.
How would you like to be a ringer... on a small-town company softball team?
Küçük bir kasaba şirketinin beyzbol takımı için hilebaz oyuncu olmaya ne dersiniz?
By the way, you new fellas, there's a sign-up sheet... for the softball team on the board over there... just in case you wish to play.
Bu arada, yeni arkadaşlarınız, şuradaki beyzbol takımına katılım formunu imzalayacak ve size de oynamayı umut etmek kalacak.
Will... I... be... able... to... play... softball... tomorrow?
Yarın... beyzbol... maçında... oynama... şansım... var... mı... hiç?
# # We're talking softball # #
# # Beyzboldan konuşuyoruz # #
# # Talking softball # #
# # Beyzboldan konuşuyoruz # #
I was throwing this this softball up and down.
Beyzbol topunu sektiriyordum.
Because we're on the softball team I'm pitcher, he's catcher, he thinks we have a special relationship?
Aynı beyzbol takımındayız diye ben vurucu, o yakalayıcı diye aramızda bir bağ olduğunu mu sanıyor?
We sure showed those Hasidic jewelers a thing or two about softball.
Evet. Emin ol o hasidik kuyumculara beyzbolla ilgili bir iki şey öğrettik.