English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Soo yeon

Soo yeon traducir turco

497 traducción paralela
Kang Soo-Yeon
Kang Soo-Yeon
It was Kang Soo-yeon, idiot.
Salak onun adı Kang Soo-yeon.
- Soo-yeon, it's me, Ji-hoon.
- Soo-yeon, benim Ji-hoon.
Yeon-soo, come on.
Yeon-soo, biraz acele et.
Yeon-soo, this is the last one.
Yeon-soo, bu kalkacak son otobüs.
Yeon-soo, there's no more bus left.
Yeon-soo, bundan başka otobüs yok.
Yeon-soo!
Yeon-soo!
Yeon-soo.
Yeon-soo.
Yeon-soo
Yeon-soo.
Yeah. Thanks, Yeon-soo.
Yeon-soo, teşekkür ederim.
Yeon-soo's gonna wake up!
Yeon-soo uyan artık.
I'm sorry, Yeon-soo.
Üzgünüm Yeon-soo.
There's only one four-legged thing... my daughter Yeon-soo can't eat.
Sadece kızım Yeon-soo dört ayaklıları yiyemiyor.
Yeon-soo, make yourselves coffee too.
Yeon-soo, kendinize de kahve yapın.
Yeon-soo, give me a glass of water.
Yeon-soo, bana bir bardak su verebilir misin?
Look at me, Yeon-soo.
Bana bak, Yeon-soo.
Hold on one sec, Yeon-soo.
Yeon-soo, bekle bir saniye.
I'm sorry, Yeon-soo.
Üzgünüm, Yeon-soo.
My god! Yeon-soo!
Yeon-soo!
Yeon-soo, don, t panic, and take it easy.
Yeon-soo, panik yapma, keyfine bak.
Well, Yeon-soo, where are you going?
Yeon-soo, nereye gidiyorsun?
Yeon-soo?
Yeon-soo?
did he think I would give him Yeon-soo?
Yeon-soo'yu ona vereceğimi mi sanıyor?
Then Yeon-soo will...
Öyleyse Yeon-soo...
You can't have Yeon-soo!
Yeon-soo'na sahip olamazsın!
He said we can't let him near Yeon-soo!
Yeon-soo'nun yakınında olmasına izin vermememizi söyledi.
Please let me see Yeon-soo.
Lütfen, Yeon-soo'yu görmeme izin verin!
I need to see Yeon-soo too!
Yeon-soo'u da görmem lazım!
If any words sneak out, it's the end with vice-minister's family. Then it's the end for Yeon-soo's life too.
Bir kelime bile duyulursa, bu başkan yardımcısının ailesiyle durumumuzun ve Yeon Soo'nun hayatının sonu olur.
I have enough worries about Yeon-soo, and why are you doing this?
Yeon-soo için yeterince endişeliyim neden bunu yapıyorsun?
Please get up, Yeon-soo.
Yeon-soo, lütfen kalk.
Yeon-soo...
Yeon-soo...
Hello, Yeon-soo.
Merhaba, Yeon-soo.
Yeon-soo.
Ben bir köpek yavrusu muyum?
Yeon-soo, keep an eye on rice cake. - Please hurry.
Hamilesin, çok fazla çalışıyorsun ve karnın daha da büyüyor.
What are you going to do now?
Yeon-soo!
What are you doing? Yeon-soo!
# Herkes büyük gelin olamayabilir.
What happened?
Siz ne yapıyorsunuz? Yeon-soo!
What if you lose your grand child?
Yeon-soo! Yeong-soo!
Yeon-soo... I'm sorry.
Başlangıçtan beri bunu biliyordum.
My mother experienced the same thing and...
Yeon-soo, üzgünüm.
Yeon-soo!
Bu benim hatam.
Yeon-soo!
Annemde aynı şeyleri yaşamıştı ve...
Hello. Gosh!
Yeon-soo... ben gidiyorum.
Yeon-soo, you clean the toilet.
Bu çok kötü.
Soy sauce jars!
Yeon-soo, sende tuvaleti temizle.
Yeon-soo is everything to me.
Dünürüm, lütfen endişelenmeyin.
don't think you've lost your daughter, but think you got a new family!
Bir kaç bardak şarap ile fikrimin değişeceğini mi sanıyorsunuz? Lütfen bir daha öyle hitap etmeyin! Yeon-soo benim her şeyim.
I met Yeon-soo's mother when I was 19, and became a father at 20.
Aile mi dediniz? Evet! Yeni bir aile mi?
I couldn't give Yeon-soo's mother a medical treatment not even once.
Efendim!
after she passed away, Yeon-soo doesn't even call me father.
Ben Yeon-soo'nun annesi ile tanıştığımda, 19 yaşındaydım ve 20 yaşımda da baba oldum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]