English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Sorrow

Sorrow traducir turco

1,971 traducción paralela
May you know no more sorrow
Başınız sağ olsun.
One for sorrow, two for mirth
Bir hüzündür, iki sevinç
And Major Porter, madame, does your sorrow extend to him?
Peki, Binbaşı Porter. Üzüntünüz onu da kapsar mı?
To my sorrow, I knew him.
Maalesef tanıyordum.
Atoning sorrow hath weighed down
Teselli etsin büyük acısını
Pitty happiness sorrow vexation regret and anxiety make up the melody of love.
Merhamet, mutluluk, üzüntü, sıkıntı Pişmanlık ve kaygı oluşturur melodisini aşkın
when joy and sorrow mingle, why do they show in tears?
sevinç ve keder karıştığında, neden onları gözyaşları içinde gösteriyor?
I've given you a lot of sorrow,
Sana çok keder verdim,
We ask thee, Lord, to welcome Nis and to preserve the Budde family in this time of sorrow.
Efendimiz, Nis'i kabul etmenizi ve bu üzüntülü anlarında Budde ailesini korumanı istiyoruz.
One must help when one can in times of sorrow.
Üzüntülü zamanlarda birbirimize yardımcı olmalıyız.
He watches over us and makes us strong in times of sorrow.
Bizi her daim korur ve üzüntülü anlarımızda bize güç verir.
Leave sorrow and fear behind.
Kederi, korkuyu unutun.
No more sorrow or fear...
Keder ve korku...
When they think about love they experience the memory of pain... sorrow anger and even rage.
Aşkı düşününce, acı çektikleri anılar canlanır, üzüldükleri, sinirlendikleri...
A very old sorrow, so old she probably felt it the first time in a previous life...
Çok eski bir keder, o kadar eski ki muhtemelen ilk kez önceki yaşamında hissetti...
I think we grossly underestimate our sorrow, in general.
Bence biz acımızı küçümsüyoruz, genel olarak.
Also, I think it would be fair to let you take care of your sorrow alone.
Sanırım seni acınla ilgilenmen için yalnız bırakmak iyi olur.
# Before the sorrow And the disgust #
Kederden Ve bıkkınlıktan önce
# Before the sorrow #
Kederden
Let there be no sorrow, no weeping, and no pain.
Onu hüznün, acının ve gözyaşının olmadığı cennetine kabul et.
"There is no despair so absolute as that which comes " with the first moments of our first great sorrow,
İlk büyük kederimizin ilk anlarıyla gelen ümitsizlik kadar mutlak bir ümitsizlik daha yoktur.
Let us not feel sorrow for Bobby Adams.
Bobby Adams için üzülmeyelim.
Would I warn them of the sorrow and betrayal that lie in store?
Onları bekleyen ihaneti ve acıyı söyler miydim?
Tragic stories, sorrow and death.
Trajik hikayeler, kederler, ölümler.
We stifle our feelings of sorrow, and intimidate others by hiding our weakness from them, or we bare our fangs at them, only making ourselves more vile
Duyduğumuz acıyı bastırıyor ve zayıflıklarımızı saklayarak başkalarınız korkutuyoruz ya da onlara dişlerimizi gösteriyor ve ancak kendimizi daha da aşağıIık hâle getiriyoruz.
There'll be no sorrow, no pain, no loss.
Hüzün, acı ve kaybolmuşluk duygusu olmayacak.
The sound increased my sorrow for those who could not hear it.
Ve o ses, farkına varamadığım acılarımı bir anda çoğalttı.
Sorrow cannot be measured.
Kimsenin acısı, ölçülemez.
Bear your sorrow the way your heart tells you... not the way others tell you.
Acını, kalbinin sana söylediği gibi yaşa... Başkalarının söylediği gibi değil.
Her clothes, her style of living, her friends, everything is changed... so that she is always reminded of her sorrow.
Elbiseleri, yaşam şekli, arkadaşları, herşeyi değişiyor... Böylece sürekli acısını hatırında tutuyor.
No, I'm not.Keeping one's face pinched in sorrow for two hours straight is a real chore.
Hayır, etmiyorum. İki saat boyunca yüzüme'matemdeyim'imajı vermek tam bir angarya.
- And then, from the sorrow...
- Onca acıdan sonra da...
# Only my heart is suffering from sorrow. #
# Sadece benim kalbim hüzün dolu. #
I couldn't see her sorrow.
Acı çektiğini görmeye dayanamıyorum.
And this is the time of great sorrow.
Çok üzücü bir zamanlama.
From my books surcease of sorrow... sorrow for the lost Lenore...
~ Bana kalan o acının ~ Kaybolup gitmiş Lenore'dan
It's inexpensive and people can rest their sorrow there.
Hem ucuz olur, hem insanlar orada yasını tutabilir.
"By chopped bodies filled with sorrow"
~ Kıyılmış hüzün yüklü vücutlarla ~
Send her to the sorrow mines of Mount Purgatorium.
Istırap Dağındaki acı madenlerine gönderin onu!
But we must endure this sorrow and turn it into strength.
Afedersiniz... Earl Lloyd? Lancelot'u getirmek umduğumdan uzun sürdü.
But we must endure this sorrow and we must turn it into strength.
Ama bu üzüntüye tahammül etmeli ve kuvvete çevirmeliyiz.
99 % pre-sorrow.
% 99 saflıkta.
Held in its embrace the never-ending sorrow
Hiç bitmeyen bu kederi kucaklayacağım.
If there is happiness, there is sorrow too.
Mutluluk varsa, üzüntü de vardır.
I-i tell you this with, um... With a great sorrow.
Sana bunu büyük bir üzüntüyle söylüyorum.
Wearied by his own loneliness back in coeur d'coeurs and sensinhis master's sorrow, digby Set out on a mission.
Coeur d'Coeurs'daki yalnızlığı canına tak etmiş bir şekilde,... sahibinin üzüntüsünü hissedip Digby, bir göreve koyulmuştu.
I let out a scream as I could not bear the sorrow and pain.
Bu kederi ve acıyı taşıyamadığım için çığlık attım.
Held in its embrace the never-ending sorrow
Yaratıklar suçlu gökyüzünde kesemezler.
Overflowing sorrow...
Taşan keder...
Let our Sorrow be tempered by the fact That John rests now in your
Hüznümüz, John'un şimdi senin sevgi dolu kucaklamanda dinlendiğini bilerek azalsın.
Of emotions. longing, joy, sorrow.
Özlem, sevinç, keder...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]