Sorted traducir turco
1,489 traducción paralela
All sorted?
Ne haber?
I've just sorted them in ABC order...
Bunları alfabetik sıraya göre dizmiştim...
The manager at the flower shop... I've just sorted them in ABC order... I've just sorted them in ABC order... surely is a nice person.
Çiçekçideki müdürün... mutlaka iyi bir insandır.
Huh. So shall we get your cover story sorted?
Senin kamuflajını hazırlayalım mı?
María's picking me up, it's all sorted.
Maria alacak beni. Her şeyi ayarladık.
All sorted.
Her şeyi hallettik.
- Great, you've got everything sorted.
- Güzel, her şeyi ayarladık.
Nobody leaves the building till this is sorted.
Bu iş çözülene kadar kimse burayı terk etmiyor.
I thought perhaps you both wanted this sorted out...
Düşündüm ki belki ikiniz de bu sorunun hallolmasını istersiniz...
Well, I always sorted you out when you were a baby.
Şey, sen bebekken her zaman bunun icabına ben bakardım.
I can call the military, get us on a C-130, get this sorted.
Orduyu arayıp bize bir c-130 ayarlayıp bu işi halledebilirim.
Sorted like men.
Adam gibi halloldu.
Sorted.
Halledildi.
- Sorted.
- Halledildi.
We've sorted matters out.
Meseleyi hallettik.
Sorted.
Hallolurdu.
Shallacatop, Pyrovillia and the Lost Moon of Poosh, sorted!
Shallacatop. Pyrovilya. Poosh'un Kayıp Ayı.
Lex was having them sorted and scanned in the photo lab.
Lex fotoğraf laboratuarında resimleri sıralayıp tarıyordu.
I sorted it with the bank.
Bankayla hallettim.
I'll get a search warrant sorted.
Sınırlı bir arama emri çıkartacağım.
I thought we'd sorted this with the other guy.
Bunu diğer adamla hallettiğimiz sanıyordum.
Your daughter's really sorted, isn't she?
Kızın gerçekten sağlam bir kız, değil mi?
It's sorted.
Tamamdır.
Jay's got his end sorted and I know exactly what to say.
Jay kendi üzerine düşeni yapacak, ben de söyleyeceklerimi söyleyeceğim.
I'm sorted.
Olay çözülüyor.
- Brilliant, perfect, that's sorted.
- Şahane, müthiş, bu da halloldu.
Well, that's sorted, then!
Pekala halloldu o zaman!
Then the ions- - they're sorted according to their m / z ratio.
Sonra da iyonlar m / z oranlarına göre ayrılır.
- I've sorted it out.
Bir çaresini bulurum.
We sorted through all the arctic tests, And there's no sign of any human remains.
Tüm kutup bölgesini araştırdık ve insana dair bir iz bulamadık.
I thought I had it all sorted out and then this happened...
Tam da her şeyi hallettiğimi düşünüyordum. Ama sonra bu oldu.
I sorted out just the popcorns.
Patlamış mısır aromalı olanları senin için ayırdım.
You sorted jelly beans for me?
Benim için jelibonları mı düzenledin?
You're so clever and sorted.
Çok akıllı ve çok tarzsın.
I'm sorted.
Ben ayrıyım.
Have you sorted out your problems?
Sorunlarınızı hallettiniz mi?
You've got it really sorted, haven't you?
Hayatın tam tıkırında, değil mi?
You haven't sorted through your dirty laundry.
Alper bey. Kirlini ayırmamışın.
Good you're glad, but have you all sorted out for your wedding tomorrow?
Keyfin yerinde, yarınki düğünün için bütün işleri hallettin mi?
When it was all sorted out, the Lieutenant thought it was best if we all just kept our mouths shut.
Her şey ortaya çıktığında, teğmen ağızlarımızı açmamamızın daha iyi olacağını söyledi.
Well, we're fucking sorted now, aren't we?
Şimdi lanet olası durumu çözebileceğiz mi, bakalım?
Get Brandon to turn himself in and get this thing sorted out.
Brandon'a teslim olmasını söyleyin.
I just need to run up to D.C. right now and get this sorted out.
Bunu düzeltmem için, Washington'a gitmem gerek.
- I had it sorted.
- Ben halletmiştim zaten.
You had it sorted.
Halletmiştin.
I sorted out a few pieces, but it's not like I can put together the same Humpty Dumpty, if that's what you're asking.
Elimde birkaç bilgi kirintisi vardi ama parçalari bir araya getirmek mümkün mü diye soruyorsan, onu yapamam iste.
You know, I was thinking... maybe after I get my whole, you know, Belle situation sorted out, maybe you and I could, I don't know, go to the park or get some ice cream, I don't know, maybe spend the rest of our life together.
Düşünüyordum da, belki her şey yoluna girdiğinde, Belle sorunu da çözülünce, belki sen ve ben,..... bilmiyorum, parka gideriz, dondurma alırız, ne bileyim, belki hayatımızın geri kalanını beraber geçiririz.
- You and I should get things sorted.
- Senle ben işleri ayarlamalıyız.
Cash sorted.
Paralar burada ayrıIır.
- Sorted. - Who's that?
- Tamamdır.
I'm sorted.
Sorun çözüldü.