Spender traducir turco
248 traducción paralela
A big spender!
Bonkör biri.
What a spender.
Ne cömert ama.
- He's a free spender, all right.
- O gayet bonkör biri tamam mı.
You're a mighty free spender with silver dollars you ain't got, Gus?
ªu gümüº dolarlarla fazla savurgansin bakiyorum Gus.
I'm a big spender, I am.
Savurgan oldugum dogru.
There's a big spender.
Para bok herhalde.
What a big spender!
Aşırı para harcıyorsun.
- You're a big spender.
- Çok harcayan birisin.
- Large spender from out of town.
Bonkör biri. Kasabadan değil.
- Big spender.
Pek de bonkörmüş.
- And we have... we have Andie with us. - Big spender.
Ve Andie'de bizimle beraber!
Big spender.
Çok zenginsin galiba.
- Big spender.
- Büyük bahisçi.
Big spender, give us some money.
Çok harcayan, bize para ver.
The debts were due to changing times, but your father was also a heavy spender.
Borçlar, çağın değişmesinden kaynaklanıyordu ancak babanız da müsrif biriydi.
Do you know you are a big spender when it comes to solving cases?
Sorun çözmeye gelince hiç cimri değilsin.
A great spender of other people's money.
İnsanların parasını güzelce harcayan biri.
Big spender!
Savurgan seni!
How are you, big spender?
Nasılsın Bay Eliaçık?
- Big spender!
- Bonkör!
Big spender, why the change?
Ne kadar insanın bunu sorduğunu tahmin edemezsin.
Big spender
Seni müsrif.
Great spender of other people's money.
İnsanların parasını güzelce harcayan biri.
Her name is Rose Spender.
Onun adı Rose Spender.
Big spender, why the change?
büyük alışveriş, bu değişikliğin sebebi nedir?
Big spender, big spender.
Yüksek oynayın, yüksek oynayın.
Feelin'lucky, Mr. Big Time Spender? Mr...
Şanslı mısınız bakalım, yüksek oynayanlar?
Hey, big Spender!
Hey, büyül bağışçı!
You are a big spender.
Şuna bak, bonkör.
He's no big spender.
Pek eli açık değil.
I could have been in politics'cause I've always been a big spender
Politikaya atılabilirdim Çünkü her zaman savurgandım
Hey, big spender Dig this blender Rainbow suspenders
Hey, büyük tüketiciler bu blenderı alın dertlerinizi rafa kaldırın.
Hey, big spender
Hey, büyük tüketiciler...
Hey, big spender.
Vay, şuna bak.
♪ A real big spender ♪
Koca bir savurgan
♪ Hey, big spender ♪
Hey, koca savurgan
He told me that she was a lavish spender, and that she hasn't married and gets around
Bana kadının çok müsrif olduğunu ve daha evlenmediğini ve boş boş gezindiğini söyledi.
Agent Scully, my name's Jeffrey Spender.
Ajan Scully, adım Jeffrey Spender.
Special Agent Spender.
Özel Ajan Spender.
Is there something I can help you with?
Size yardım edebileceğim bir şey var mı Ajan Spender?
Has this anything to do with Cassandra Spender?
Bunun Cassandra Spender ile bir ilgisi olmamalıydı.
Cassandra Spender is living proof that the truth I've been seeking for the last five years - is the truth of a madman.
Cassandra Spender, son beş yıldır arayıp durduğum çılgın bir adamın gerçeğinin yaşayan kanıtı.
Have a nice life. - How do you know about Cassandra?
Cassandra Spender'ı nereden tanıyorsun?
Cassandra Spender was abducted at Skyland Mountain.
Cassandra Spender Skyland Dağı'nda kaçırıldı. Orası benim alındığım yer.
- Ms Spender?
- Bayan Spender?
- Agent Mulder, my name's Jeffrey Spender.
Ajan Mulder, adım Jeffrey Spender.
- ( phone rings ) maybe you shouldn't be so quick... To rule out what Cassandra Spender has to say.
Belki de Cassandra Spender'in söylediklerini yok saymakta bu kadar acele etmemelisin.
- This is Special Agent Spender.
Ben Özel Ajan Spender. Kimsiniz?
Why are you in my office, Agent Spender?
Ofisimde ne yapıyorsun, Ajan Spender?
- What happened?
- Burada ne oldu, Spender?
Big spender.
- Kim bu Mösyö Camembert?