Spitting traducir turco
943 traducción paralela
By daily cheating Mistreating, beating others Spitting in their face Only that man survives
Her gün hile yaparak inciterek, başkasını döverek tükürerek suratlarına sadece o kalır hayatta unutmayı başaran ait olduğunu insan ırkına.
- It's also for spitting in.
- Ayrıca tükürmemek için de kullanılıyor.
Less dirty than spitting on the ground.
Yere tükürmek kadar değil.
- Spitting in the water.
- Suya tükürüyorum.
He's the spitting image of the ancient Irish giant... Finn McCool.
Hık demiş İrlandalı Finn McCool... devinin burnundan düşmüş.
Ain't nobody in these parts can beat California Joe when it comes to spitting.
İş tükürmek olunca buralarda kimse California Joe'yu alt edemez.
He's the spitting image of Michel. "
Hık demiş, Michel'in burnundan düşmüş. "
Insulting someone here is like spitting in holy water, or stomping on angels'wings.
Burada birisini aşağılamak, kutsal suya tükürmek ya da meleklerin kanatlarına basmakla aynı şeydir.
Came at me like a roaring furnace with spitting fire in all directions.
Üstüme gürleyen bir fırın gibi her yöne ateş saçarak geldi.
No muzzleloading, fill your own shells, easy as spitting.
Ağızdan dolan tip silah değil, mermisini kendin doldurabilirsin, kolaydır.
- Are you spitting at me?
- Bana tükürüyor musun?
He can't stop singing and laughing and spitting at people.
Şarkı söylemeyi, gülmeyi ve insanlara tükürmeyi bırakamıyor!
The spitting image of Camp Wolters, Texas.
Tıpkı Teksas'taki Wolters Ordugahı gibi.
They're practically spitting on me.
Neredeyse yüzüme tükürmüşler.
Aye, Jim, you're the spitting image of me when I was your age.
Küçüklüğüme çok benziyorsun, Jim.
Another bit ofhemorrhaging. More like spitting blood.
Başka ufak bir kanama daha, daha çok kan tükürmek gibi.
He's spitting up blood.
Kan tükürüyor.
He's spitting up more.
Boyuna kan tükürüyor.
Like a green-eyed, snarling, spitting female.
Kıskanç, hırlayan, tükürükler saçan bir dişi gibi.
He just keeps spitting in Fatso's eye.
Şişkonun yüzüne tükürüp duruyor.
The caveman is a spitting image of the new Commissioner.
Mağara adamı, Komisyonerlerin resmini tükürüyor.
He " d been spitting up blood for a month.
Bir aydır kan tükürüyor..
- For spitting on her luck?
- Şansını tepip attı diye mi?
I'm so dry, I'm spitting cotton ".
Ağzım kurudu, pamuk yemiş gibiyim. "
I'm so dry, I'm spitting cotton.
Ağzım kurudu, pamuk yemiş gibiyim.
- I'm so dry, I'm spitting cotton.
- Ağzım kurudu, pamuk yemiş gibiyim.
Why are you spitting? That's how you do it.
Niye tükürüyorsun?
Maybe you'd rather go on spitting in your own face for the rest of your life.
Belki de bütün hayatını kendi yüzüne tükürerek geçirmek istersin.
Look, the German spy is spitting on us.
Bak, Alman casus üstümüze tükürüyor.
You should have got what was coming to you after spitting in that guy's face.
Üstüme tükürmeliydin.
You should have seen them jump! Spitting fire!
Ateş püskürerek sıçramalarını bir görmeliydin!
Stop spitting'and throwin'butts on the floor, and stop shoving'!
Yere izmarit atmayı ve tükürmeyi kesin!
You were spitting fire, but you looked pretty to me.
Çok ateşli bir nefret içindeydin, ama bana çok hoş görünüyordun.
- It's started spitting.
Yağıyor efendim!
- You'd be spitting nails at him.
- Ona öfke kusardın.
The uncouth, vile, filthy, evil, dirty spitting and spewing animal.
Görgüsüz, rezil, kaba, şeytani, pis, tüküren, kusan hayvan.
She's the spitting image of you-know-who.
Kime benziyorsun biliyor musun?
She's a spitting image of Ochiyo.
Chiyo'nun ikizi gibi.
The engine was spitting a little...
Makine biraz yağ akıtıyordu...
Remember, your uncle... was the spitting image... of your ancestors, my son.
Unutma ki, amcan hık demiş atalarının burnundan düşmüş, oğlum.
He was the spitting image of him.
Hık demiş burnundan düşmüştü sanki.
The King is spitting in our eye.
Kral gözlerimize tükürüyor.
I'll probably be spitting a lot of blood, so... I mean... we won't be able to do anything.
Hâlâ kan tükürüyor olacağım, o yüzden hiçbir şey yapamayacağız.
I can see him now spitting out the words so they take root in her little mind.
Kızcağızın beynine kazınsın diye ağzından tükürükler saça saça nasıl da okumuştur.
- The baby is a spitting image.
- Bebek gık demiş burnundan düşmüş.
And Eddy's good at spitting and punching.
Eddy tükürmede ve yumruk atmada iyidir.
May you and your brothers die spitting blood!
Döktüğünüz kanda boğulasınız!
You must creep into the deepest great chamber of the old jewel mines of Dale and kill the fire-spitting dragon Slag.
"Dale'ın kadim elmas madenlerinin en derinlerindeki büyük salona gizlice girip, " ateş püskürten ejderha Slag'i öldüreceksin.
I don't know anymore! He interrupts all the time, coughing and spitting, coughing and spitting!
Hep sözümü kesiyor, Öksürüp, tükürüyor, öksürüp tükürüyor.
I congratulate you on extreme genius of this idea. ( Spitting )
Bu fikrin aşırı dehası için tebrik ederim seni.
Will you stop spitting at them, you old runt!
Onlara tükürmesene moruk!