Stockings traducir turco
741 traducción paralela
Get me my stockings.
Uzun-çoraplarımı getir, bana.
How'd I look with a dame wearing cotton stockings and a crummy hat?
Pamuk çoraplar ve kötü bir şapka giyen kadının yanında nasıl görünürdüm?
Please, my stockings!
- Lütfen! Çoraplarım.
Some stockings for the lady?
Hanımefendi için çorap?
- Those are stockings.
- Bunlar çorap.
My shoes and stockings are soaked.
Ayakkabılarım ve çoraplarım ıslandı.
Are my stockings dry, Mr. Hocilhan?
Çoraplarım kurumuş mu, Bay Hocilhan?
- If you run into your friend Belasco tell him about the runs in his stockings.
- Arkadaşın Belasco'ya rastlarsan çoraplarının kaçtığını söyle.
If I can give Belasco 4 dollars for silk stockings made of cotton I can give Ziegfeld more for a mink coat made of skunk.
Belasco'ya pamuktan ipek çoraplar için 4 dolar veriyorsam kokarca vizonu için Ziegfeld'e fazlasını verebilirim.
No, Rita can have all the silk stockings she wants.
Hayır, Rita istediği kadar ipek çorap alabilir.
Stockings.
Çoraplar.
Stockings of sheerest silk!
İpekten çoraplar!
Black stockings!
Siyah çoraplar!
New shoes, new stockings, new dress, new head.
Yeni ayakkabılar, yeni çoraplar, yeni elbise, yeni bir kafa.
All you have to do is wear... a pair of silk stockings, and they suspect you of counter-revolution.
Bir ipek çorap giysen... karşı devrimci olduğundan şüphelenirler.
Some shoes and stockings and...
Birkaç ayakkabı, çorap ve...
Did you pack enough woolen stockings for yourself?
Yanınıza yeterince yünlü çorap aldınız mı?
And I got this dress and had my hair done... and six pairs of stockings and some new shoes.
Bu elbiseyi aldım, saçlarımı yaptırdım altı çift çorapla birkaç çift de ayakkabı aldım. 14 dolar da para kaldı.
She was sitting over here, sitting right here taking off her stockings.
Şurada oturuyordu, tam burada oturuyor çoraplarını çıkarıyordu.
Dresses, suits, summer clothes, stockings.
Elbiseler, takımlar, yaz kıyafetleri, çoraplar.
Keep your bobby pins off the floor and the seams in your stockings straight.
Tokalarını yere düşürme ve çoraplarının dikişleri düzgün olsun.
" What I want is a pair of silk stockings.
İstediğim şey bir çift ipek çorap.
She was 12 before she got her first pair of silk stockings, and they were artificial.
İlk ipek çoraplarını aldığında 12 yaşındaydı ve onlar çakmaydı.
# I have stockings of silk #
# İpek çoraplarım var #
The more tips, the more fine silk stockings for my wife's pretty legs.
Daha çok bahşiş ve karımın güzel bacakları için daha çok ipek çorap.
Silk stockings is just what I need!
- Tam ihtiyacım olan şey!
I'd like to know who stole my stockings.
Çoraplarımı kimin çaldığını bilmek isterdim.
On my salary? That's just for stockings and cigarettes.
Maaşım ancak çorap ve sigaraya yeter.
All the stockings are filled.
Bütün çorapların içi dolar.
Last-minute shopping, presents for the kids. Hurry home to light the tree and fill the stockings.
Son dakika alışverişi, çocuklara hediyeler ağacı süslemek ve hediyeleri yerleştirmek için koşuşturmaca...
" The stockings were hung by the chimney with care
"Özenle bacalara astık çorapları"
Kids read it and don't hang up their stockings.
Çocuklar da hediye için çoraplarını asmazlar.
What happens to the toys that are supposed to be in those stockings?
Peki bu çorapların içine konması... beklenen onca oyuncak ne olacak?
He had such a grim, businesslike face, but fortunately I was wearing my last pair of silk stockings.
Acımasız, işini bilir tarzda bir suratı vardı ama bereket, elimde kalan son ipek çoraplarımı giymiştim.
Look at those stockings.
Çorapların ne hâle gelmiş.
- Stockings?
- Külotlu çorap?
Ah, cigarettes, stockings.
Sigara ve çorapmış.
There was a maharaja who came all the way from India... to beg one of her silk stockings.
Çorabının teki için Hindistan'dan gelen bir mihrace vardı.
Look, my stockings!
Çoraplarıma bak!
Liquor, good food, stockings.
İçki, güzel yemek, çorap.
I mean, with silk stockings.
Yani, ipek çoraplarınızla.
In any event, where do you buy ladies'stockings?
Bu arada, kadın çorapları nereden alınır?
In a word, your stockings had holes.
Neden olacak, seninkiler delikti.
But the holes in my stockings don't bother your legs.
Benim çoraplarımdaki delikler senin bacaklarını mı rahatsız etti?
- The nonrip stockings you invented. Oh!
Sizin icat ettiğiniz kaçmayan külotlu çoraplar.
I never thought I'd be wearing real silk stockings.
Gerçek ipek çorap giyeceğim aklıma bile gelmezdi.
Feel how soft your stockings are.
- Ne kadar yumuşaklar, baksana...
Would you like to give Frau Schulz silk stockings for Christmas?
Kavga mı ettin? Bayan Shulz'a Noel armağanı olarak ipek çorap vermek ister miydiniz?
You should see the doctor. Maybe I can... silk stockings?
Senin bir doktora görünmen lazım.
Those stockings were yours? - No!
- Onlar sizin çoraplarınızdı, öyle değil mi?
Tony, there was a pair of stockings here.
Tony, burada bir çift çorap vardı.