Stops traducir turco
5,785 traducción paralela
- [Music stops] - All right.
Hadi bakalım.
The important thing is it stops, all right?
Önemli olan durması, tamam mı?
I'm pulling out all the stops.
Her şeyi ayarlıyorum.
[whistling stops] She knew Johanna.
Johanna'yı tanıyor.
We'd have a much better chance of knowing if she stops taking her medication.
İlaçlarını bıraktığını anlama şansımız artar.
This is the place where time stops.
Orası zamanın durduğu yerdir.
And that stops now.
Bunun durması lazım.
One of them turns out to be a chrome, and suddenly the whole world stops.
Ama aralarından biri Chrome çıkınca bütün dünya duruyor.
Heart stops, small wound at the back of the neck.
Kalbi durmuş, ensesinde de yara var.
♪ Let's go again one more time until your heart stops
Kalbin durana kadar bir kez daha gidelim.
'Cause work never stops, and we're on the clock.
Çünkü iş hiç durmaz, ve biz de çalışıyoruz.
All I care is that it stops.
Umurumda olan tek şey sona ermesi.
I transcribed the range of the stops in it.
Nota delikleri arasındaki uzaklağı hesapladım.
Well, I, you know, made a few stops.
Birkaç yerde durdum.
[music stops] okay, you also purchased
Tamam, ayrıca " Kod Adı :
And he stops talking, and he squeezes, and he goes, " Oh, my God!
Ve konuşurken sıkıp bırakıyor ve şöyle devam ediyor. "Aman Tanrım"
When the mouth stops moving, the head stops wherever the mouth left off.
Ağız hareketi durduğu yerde boyun da duruyor.
Nothing stops the flow of traffic in India.
Hindistan'da trafik akışını hiçbir şey durduramaz.
Nothing stops the flow of traffic over there.
Trafik akışı orada asla durmaz.
Nothing stops the flow of traffic in India, except a cow.
Hiçbir şey Hindistan'daki trafik akışını durduramaz. Bir inek hariç.
Then I see him walking away, and then he stops, and he turns around, and he looks at me, and he waves.
Sonra dışarı çıkarken gördüm ve arkasını dönüp bana baktı. El salladı.
With frequent stops for rest.
Aralıklı olarak mola verecek.
Do you always conduct routine traffic stops with DEA agents in tow?
Rutin trafik kontrollerini her zaman yanınızda DEA ajanlarıyla mı yaparsınız?
So if we pull the wires it stops them?
Yani kabloları çekersek bu onları durdurur mu?
THIS IS THE ONE THING THAT STOPS WORKING?
Bu şey neden işe yaramıyor?
And it stops here.
- Burada son buluyor.
I will go back home when the rain stops.
Kestiğinde giderim.
Huh? ( music stops )
Ha?
Brady always stops when he sees somebody in front of him.
Brady önünde birisini görünce her zaman durur.
My schedule stops for no man.
Benim planlarım erkekler için durur.
He stops at Leoch on his way to Inverness once a month, and he often has room for one or two passengers.
Ayda bir defa Inverness'e giderken Leoch'da durur ve genellikle bir ya da iki yolcu için yeri vardır.
It stops now.
Şu an duracak.
If he stops, call me.
Durursa beni çağırırsın.
- How many stops do we have left?
- Gideceğimiz kaç yer kaldı?
If Pascal stops running the day-to-day at LeMarchal, it could create a power vacuum back in Paris.
Pascal LeMarchal holdingde günlük işleri yapmaktan vazgeçerse bu, Paris'te yetki boşluğu yarabilir.
I think it all just stops.
Hepsi bitiyor öyle.
You know, after he stops hallucinating.
Halisünasyon görmesi bittikten sonra tabi.
The car makes no stops and arrives in the garage 31 seconds later, the exact amount of time the manufacturer said it would take.
Araba hiç durmadan 31 saniye sonra, imalatçının verdiği tam rakam, garaja giriyor.
Oh, nothing ever stops people with an agenda.
Akıllarına bir şey girmişse kolay kolay durmazlar.
that's where the infestation stops... for now.
Şimdilik istila orada son buluyor.
You take those complete stops very seriously.
Dur levhalarını çok ciddiye alıyorsun.
When your show is on, everything stops.
- Sizin program başladığında BlueBell'de hayat durur.
I remember I pulled out all the stops for you boys.
Siz çocuklar için elimden geleni yaptığımı hatırlıyorum.
No. If you're upset, everything stops.
Eğer sen üzgünsen her şey bekleyebilir.
( music stops ) We've been tracking Funny Girl for weeks.
Haftalardır Funny Girl'ü takip ediyoruz.
- [Playing stops]
[Piyano sesi durur]
You do that, and this all stops right here.
Onu haklarsan her şey son bulur.
This battle stops now, or I finish this traitor.
Bu savaş şimdi sona erecek yoksa bu hainin işini bitiririm. Sanırım kimin usta okçu olduğunu kanıtladın.
And right now we've got no solid leads, and we have to pull out all the stops.
Ama şu anda hiç sağlam ipucumuz yok ve elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerek.
This works, maybe it all stops.
- Bu işe yararsa her şey biter belki.
[music stops] both of you?
ikiniz de mi?