Stormy traducir turco
445 traducción paralela
'One stormy night'...
Bir Yağmurlu Gece...
The wolf and the lamb who meets on that stormy night... their feelings for each other are so pure and sweet, isn't it?
Fırtınalı bir gecede tanışan kurtla koyunun birbirini umursaması güzel, değil mi?
It is our unshakeable belief in ourselves... that is our hope for the youth... to carry on the work which has been put before them in the stormy years... of the revolt of 1918 in Munich... and which is already part of the entire German nation's history.
Bu bizim size sarsılmaz inancımız... gençliğe olan umudumuz... fırtınalı yıllarda, onlardan önce planlanmış işleri başarmak için.. Münih'teki 1918 isyanının... ve tüm Alman ulusunun bir parçası olarak.
- We should eat indoors if it's stormy
- Fırtına çıkarsa içeride yiyebiliriz.
A bit stormy, ain't it?
Fırtınalı, ha?
Julia, what I called to say is, it looks like very stormy weather up here.
Julia, aramamın sebebi, burada havalar çok fırtınalı.
Stormy weather.
Buz gibiyiz.
Through fair or stormy weather We stand close together
Sakin ya da fırtınalı havada bir arada kalıyoruz.
It's stormy out. Does it have to be done?
Dışarıda fırtına var.
It was a stormy night like this with half a gale blowing from the south-southwest into my windows, so I shut them as any sensible man would.
Bunun gibi, rüzgarın güney-güneybatıdan pencereden içeri sertçe estiği fırtınalı bir geceydi. Bu yüzden her aklı başında insanın yapacağı gibi pencereyi kapadım.
# As I walk the long, cloudy, stormy night... #
Uzun, bulutlu fırtınalı bir gecede yürürken...
She wants him so terribly and since there's no other way, one stormy day she swims way out and she starts to scream :
Onu öyle çok arzular ki ve başka seçeneği de kalmadığından fırtınalı bir günde okyanusta yüzerken fazla açılır ve bağırmaya başlar : "İmdat, imdat, imdat, imdat!"
And that's the story of the short and stormy life of Doris Tinsdale.
İşte Doris Tinsdale'in kısa ve fırtınalı yaşamı.
Let the stormy clouds chase
# Bırak fırtınalı bulutlar düşsün peşine #
A very stormy debate.
Çok sert bir tartışma.
To be lost in the stormy sea
To be lost in the stormy sea
I've seen her stormy.
Bulutlu zamanlarını da gördüm.
And so it was I duly arrived at the town of New Bedford... on a stormy Saturday late in the year 184 1.
Ve böylece ben de 1841'nin fırtınalı bir gününde New Bedforda geldim.
It's really stormy out there.
Dışarıda fırtına var.
But I'll save telling that for some nice, stormy night, huh?
Fakat bunu anlatmayı güzel, fırtınalı bir geceye saklayacağım, ha?
Weather clear, but atmosphere stormy.
Hava açık ama atmosfer gergin.
Never in the long and stormy history of Great Britain have her fortunes been as low as they are in this spring of 1941.
Büyük Britanya uzun ve fırtınalı tarihi boyunca... 1941 yılının baharındaki kadar umutsuz bir durumda hiçbir... zaman kalmamıştı.
On a stormy sea
Fırtınalı bir denizde
That happened on one stormy night, in the spring of 1908. I was informed that a murdered gentile was found in the taiga. The dead man had my business card in his pocket.
1908 ilkbaharının fırtınalı bir gecesinde Taiga'da bulunan bir cesedin cebinde kartvizitimin bulunduğu haberini aldım.
The puppies arrived right on schedule, one wild and stormy night in October.
Fırtınalı bir Ekim gecesi yavrular tam vaktinde doğdular.
She must've been left on your front doorstep... one stormy night in a cage.
Herhalde fırtınalı bir gece bir kafes içinde kapınızın önüne bırakılmış olmalı.
Was it stormy that night?
Fırtınalı bir gece miydi?
A voice like a cornflake on a stormy night.
Sesim fırtınalı bir gecede öten boru gibidir.
It was a rather stormy encounter.
Oldukça fırtınalı bir karşılaşmaydı, diyebiliriz.
Around will be stormy ocean...
Her tarafında fırtınalar çıkacak.
Besides if you do your planting 20 days earlier no matter how stormy it gets in early September it's no problem, because the rice is fully grown by then!
Ayrıca eğer 20 gün önce ekersen Eylül'de fırtınaya da yakalanman sorun olmaz pirinç çabuk yetiştiğinden hiç bir sorun da çıkmaz öyleyse!
Welcome to an island of peace on my stormy little planet of Gothos.
Fırtınalı küçük gezegenim Gothos'daki sükunet adasına hoş geldiniz.
Cool weather with the possibility of stormy precipitations.
Dışarıda hava serin ve fırtına ihtimali var.
It's a rather stormy coexistence.
Hem de şiddetli bir şekilde bir aradalar.
It looks stormy, and we haven't got a harbor for that big a boat.
Hava fırtınalı gibi, öyle büyük bir gemi için limanımız da yok.
Let the stormy clouds chase Everyone from the place
Yağmursu bulutlar herkesin peşinden gitsin.
Let me introduce the number one most popular dancer in the stormy city of London, England : Christina.
Sizlere, İngiltere'nin fırtınalı şehri Londra'dan gelen Londra'nın en popüler dansçısı Christina'yı sunuyorum.
"sleep after toll, port after stormy seas, " ease after war, "death after life does greatly please."
"İşten sonra uyku, fırtınalı denizden sonra liman, savaştan sonra barış, yaşamdan sonra ölüm insanı çok memnun eder."
"sleep after toll, port after stormy seas."
"İşten sonra uyku, fırtınalı denizden sonra liman."
( Stagg ) On the evening of that Wednesday, 31 May, even then I advised General Eisenhower that conditions for the oncoming weekend, especially over Sunday night and Monday morning, the crucial times for Overlord, were going to be stormy, but we went on with the meetings.
31 Mayıs çarşamba akşamı General Eisenhower'a havanın gelecek haftasonu özellikle pazar gecesi ve pazartesi sabahı yani harekâtın en kritik zamanlarında fırtınalı olacağını söylememe rağmen, toplantı yapmaya devam ettik.
You spelled'stormy " starting with S-T-A-U.
Ben "gök gürültüsü" dedim, sen "kök gürültüsü" yazmışsın.
It's stormy outside.
Dışarısı toz duman!
There's yet another stormy area in western Texas, Oklahoma —
Batıdaki bir diğer fırtınalı bölge ise, Teksas, Oklahoma.
Stormy, high winds :
Fırtınalı, şiddetli rüzgarlı.
You did it again, Stormy.
Yine yaptın, Stormy.
We have peered into the bloodstream and down on our stormy planet to see the Earth as a single organism.
Fırtınalı gezegenimizin can damarına dikkatle baktık.. Dünya'yı bir organizma olarak görmek için...
"Where there's no more " Stormy clouds arising
Artık hiç fırtınalı bulutlar çıkmıyor.
" Where there's no more stormy clouds arising
Artık hiç fırtınalı bulutlar çıkmıyor.
"Where there's no more stormy clouds arising..."
Artık hiç fırtınalı bulutlar çıkmıyor.
Over there against the stormy sky.
Orada, fırtınalı havanın hizasındalar.
- Very stormy.
Çok zor bir ilişkiydi.