Striped traducir turco
324 traducción paralela
♪ Look at this guy in the red and blue striped tie ♪ ♪ Making millions till he dies ♪
Şu kırmızı ve mavi çizgili kravatı olan adama bakın ölene kadar milyonlar kazanıyor.
You striped bass!
Seni soytarı!
I thought I might go for the striped pants.
Çizgili pantolon giyerim diye düşünüyordum.
If it wasn't for Norton and his striped-pants ideas about company policy... I'd have the police after her so fast it'd make her head spin.
Norton ve onun firma poliçesiyle ilgili saçma fikirleri için olmasaydı polisleri öyle hızlı peşine takardım ki başı dönerdi.
Tonight I'm going to take off this striped suit make a parcel of it and send it to Jenny.
Bu gece bu çizgili takım elbiseyi çıkartıp koliye koyup Jenny'e göndereceğim.
I saw your striped suit come out early this morning.
Bu sabah çizgili takımınla dışarı çıktığını gördüm.
I just told the clerk at the desk I had a message for the man in the striped suit that came in.
Sadece resepsiyoniste... içeri giren çizgili takımlı beye mesajım olduğunu söyledim.
Those fellows in the striped pants saw that hick and took him in.
Takım elbiseli o adamlar bu saf köylüyü kandırdılar.
You know, the moths have ruined your uncle's striped trousers.
Hatırlarsın, eniştenin çizgili pantolonunu güveler yemişti.
Wouldn't Bu-chan look odd in striped pants?
Çizgili pantolon Bu-chan'da biraz komik durmaz mı?
He wanted me up there with the rest of them, my hair cut short, wearing striped cotton, digging potatoes, and working in the factories.
Diğer kadınlarla oraya gitmemi saçımı kısa kesip, çizgili mahkum elbisesi giymemi patates soyup fabrikalarda çalışmamı istedi.
- Or a striped suit. Let's go.
- Hapse de uçabilirdin.Gidelim.
Hey, you, with the striped pants.
Hey sen, çizgili pantolonlu.
Everybody's in striped pants and you...
Herkes takım elbise giymiş ama sen...
One more like him, we'd all be wearing striped pyjamas.
Onun gibi biri daha olsa kodese girdiğimizin resmidir.
Striped trousers.
Çizgili pantolon.
- Striped necktie?
- Çizgili kravat?
Wore a striped suit.
Çizgili bir giysi giyiyordu.
You think a girl goes to a party and there's some guy in a fancy striped vest strutting around giving you that I'm-so-handsome - you-can't-resist-me look.
Sana göre bir kız, bir partide, hoş, çizgili yelek giymiş kasılarak yürüyen ve "O kadar yakışıklıyım ki bana karşı gelemezsin" bakışları atan bir adamı görür.
Caught up in some incomprehensible hierarchy, dressed in a blue-striped uniform, sometimes classified under the decree known as "Nacht und Nebel",
İstemeyerek de olsa anlaşılmaz bir sıra düzeni içinde, mavi çizgili üniformalarını giymiş, bazen "Nacht und Nebel" olarak bilinen deyimle tasnif edilmiş,
- What? - Go catch me a green-striped lizard.
- Gidip bana yeşil çizgili bir kertenkele bul.
Would that striped cat be yours, by any chance?
Acaba şu şeritli kedi sizin olabilir mi?
I'd sure wish you'd buy me some striped candy.
Bana biraz lolipop almanızı rica edecektim.
- Well, for one thing, cherry striped candy.
- Tek bir şey, vişneli lolipop.
It was during the cocktail hour, and he mistook a small herd of them for the striped awning that we just bought from Abercrombie's.
Oh? Kokteyl sırasındaydı, küçük bir zebra sürüsünü Abercrambie's'den aldığımız şeritli güneşliğe benzetti.
I think the striped perch is the prettiest thing there is.
Çizgili tatlı su levreği bence dünyadaki en güzel şey.
He was wearing a striped tie.
Çizgili bir kravatı vardı.
I'll get the prison tailor to fit you with a pair of special spats - striped.
Hapishane terzisine sana özel bir çift tozluk yaptıracağım - çizgili.
If she's charming and wears a striped dress and dark glasses.
Eğer çekiciyse, çizgili elbisesi ve kara gözlükleri varsa.
- Did he send you that striped jersey?
- Çizgili formasını gönderdi?
Why don't you ask me to wear striped pants?
Neden çizgili pantolon da giydirmiyorsunuz?
Ingeborg, I also want some striped pants, a morning coat and a white waistcoat.
Ingeborg, şu terziyi aradığında çizgili pantolon da istediğimi söyle. İnce palto ve beyaz yelek de olsun.
I will not be caught dead in striped pants.
Ben asla çizgili pantolon içinde görünemem.
William Shakespeare and striped toothpaste can't be all bad.
Tac Mahal'i, William Shakespeare'i ve diş macununu üreten bir dünya o kadar da kötü olamaz.
The Marco-Dennisons had their wedding under a striped tent.
Biliyorsunuz, Marco-Dennisons çizgili tenteli çadırın altında düğünleri olmuşdu.
He was wearing the following : a white cotton undershirt, a brown leather belt with gold buckle and pistol holster, a pair of canvas, khaki-colored trousers, striped cotton socks, civilian sandals with crepe sole.
Cesedin üzerinde şunlar bulunmaktadır : beyaz, pamuklu bir fanila üzerinde tabancı kılıfı ve altın bir toka bulunan kahverengi deri bir kemer bej rengi keten bir pantolon çizgili, pamuklu çorap ince tabanlı bir sandalet.
Oh, maybe I could snatch a purse or crack a small safe but to sit around in a striped suit while some girl out in the street... never.
Belki kapkaççılık yapabilirm ya da küçük bir kasa açabilirim. Ama çizgili takım elbiselerle burada oturup kızların sokakta...
They were still dressed in the same way in their outfits from the camp, the striped pajamas.
Bu arada kampa gidenlerin tamamı aynı çizgili pijamadan giymişti.
We'll get a striped coat for you...
Senin icin palto ayarlayacagiz...
- Big red and black striped sails.
Kırmızı ve siyah yelken.
Colonel, you might be able to buffalo these candy-striped officers of yours... but not me.
Albay, belki bu subaycıklarınızla Bufalo avlayabilirsiniz... ama beni değil.
Under that, a sleeveless-shell blouse... with black striped bands at the neck and waist.
Altında kolsuz bluz bel ve boyun bölgesinde siyah çizgileri var.
He said they got new red-and-white striped curtains in prison.
Hapishanede kırmızı beyaz çizgili perdeleri olduğunu yazmış.
like that super time I wore that striped robe in the Magistrates Court.
Sulh mahkemesine çizgili elbiseyle çıktığım zaman gibi.
That man is going to get up tomorrow morning... put on his striped trousers, and wait for my mother... who will be putting on her $ 900 dress from Bergdorf Goodman.
O adam yarın sabah kalkıp çizgili pantolonunu giyip annemi bekleyecek ki kendisi Bergdorf Goodman markalı 900 dolarlık elbisesini giyecek.
He's a striped beast.
Korkunç bir canavar.
The guy in the striped shirt and tie combo,
Çizgili gömlekli, kravatlı adam,
The shirt will be striped.
Mintan çizgili olacak.
Ah, this should suit. Item - one black face mask, one black flat cap, a striped jersey and a bag marked "swag."
Bir siyah yüz maskesi, bir siyah düz başlık çizgili bir kazak ile "Çalıntı mal" damgalı çanta.
He always wears that striped shirt of his.
Daima o çizgili gömleğini giyer.
And we'd have a setter dog, a couple of striped cats -
Bir av köpeğimiz, bir kaç tekir kedimiz olur.