Sunbaenim traducir turco
66 traducción paralela
Sunbaenim *! ( * Senior )
Sunbaenim!
I'm sorry.
Özür dilerim, sunbaenim.
Yes, Sunbaenim?
Evet, Sunbaenim?
So sorry, Sunbaenim, I think I was out of line today.
Çok üzgünnüm, Sunbaenim, bugün çizgiyi aştım sanırım.
Sunbaenims...
Sunbaenim...
Sunbaenim.
Sunbaenim.
Ah, Sunbaenim!
Sunbaenim. Yağmur yağıyor.
Thank you! Sunbaenim!
Teşekkürler Sunbae!
Sunbaenim!
- Şey...
Gil Ra Im Sunbaenim.
Gil Ra Im Sunbaenim.
The person in front of you now, is Sunbae Ji Jung Hyun, who passed away while filming in 2007.
Önünüzde yatan kişi 2007 yılında çekim yaparken ölen Jun Hyeon-sunbaenim.
Go and pick one out from I'm-good-at-making-money's store. Sunbaenim *!
Senden o kadar hoşlanan başkana söyle sana yenisini alsın.
Sunbaenim, please have some coffee.
Sunbae, lütfen kahve için. Sağ ol.
Okay. You too, Sunbaenim.
Sunbae, sen de.
Sunbaenim, since you don't drink coffee, tada!
Sunbae sen kahve içmediğin için... İşte!
Ra-im.
Sunbaenim...
Sunbaenim. What is it?
- Sunbae!
I'm sorry, sunbaenim. ( Senior )
Özür dilerim sunbae.
Sunbaenim, what can I do?
Sunbae, söyle ne yapmalıyım?
- Detective Kang.
- Kang sunbaenim.
Sunbaenim, I think we've been deceived.
Amirim, yanlış bilgi verildi.
Sunbaenim, I checked everywhere, but I don't think the President is here.
Amirim, her yere baktım ama başkan maalesef burada değil.
Senior. Just this once.
- Sunbaenim, ne olur bir defalık...
Senior. Please.
Sunbaenim, lütfen.
Sunbaenim! Sunbaenim!
Amirim, Amirim!
Sunbaenim!
Amirim!
Sunbaenim.
Amirim.
Sunbaenim! His whereabouts seem to have been located! Please hurry in!
Amirim, yerini bulduk galiba gelin!
Sunbaenim, you must be happy these days.
Keyfin yerindedir herhalde.
No, don't pick her!
Olmaz. Onu seçme Sunbaenim.
Hyo Shin!
Sunbaenim!
Let's pick her!
Sunbaenim, bu kızı seçelim.
- Hyo Shin!
Sunbaenim!
Counselor!
Sunbaenim!
Counselor PARK!
Sunbaenim.
- Good morning, sir.
- Nasılsınız, sunbaenim?
Sir, how are things going?
Çok oldu görüşmeyeli, sunbaenim.
Torture have clouded the mind. In this world is only punishing himself.
Sunbaenim şu an uğradığın işkence yüzünden aklın karışmış durumda.
Sir. Sir!
Sunbaenim!
Senior, did you see my hair pin in the room?
- Sunbaenim, odada saç tokamı gördünüz mü?
Can I have dinner with senior?
- Şayet sizin için de uygunsa iş çıkışı - - Sunbaenim!
Senior
Sunbaenim?
Pardon me, Senior.
Bakar mısınız, sunbaenim?
Producer, I'm sorry but I have a lecture for grad school today.
Sunbaenim, kusura bakmayın ama bu gece yüksek lisans dersim var.
Since her coloring and looks are so great, people get mistaken at first, just like you two.
Ama Sunbaenim, siz biliyorsunuz. Ben senin gibi miyim? Git!
That's not the case.
- Öyle değil, sunbaenim.
- I'm sorry.
Özür dilerim, sunbaenim.
Sunbaenim!
Sunbaenim! Bu çok saçma!
( * Senior )
Sunbaenim!
Senior.
Sunbaenim.
I insist you go first, Senior.
Sunbaenim, önden siz gidin.