Supposedly traducir turco
1,763 traducción paralela
Supposedly, it helps us vent our aggressions.
Saldırganlığımızı farklı yollardan açığa vurmamız için.
Supposedly it was my fault their mother died in the sawmill, which is absurd.
Sözüm ona annelerinin kereste fabrikasında ölmesi tamamen benim suçummuş ki fazlasıyla saçma bir düşünce.
When the doctor had his accident, last year, they appeared in his garden. Supposedly, to help Anna.
Geçen yıl, doktor o kazayı geçirdiğinde onun bahçesinde görüldüler.
It's a universal idea, but supposedly it's the American creed, which is free men, who can say what they want and believe what they want, and that's a powerful idea when you see somebody that believes so much in that kind of freedom.
Bu evrensel bir fikirdi, fakat bir Amerikan, istediğini söyleyen istediğine inanan adamların, inancı olduğu söyleniyor. Ve bu çeşit özgürlüğe çok fazla inanan birilerini gördüğünüzde, gerçekten etkili bir fikir oluyor.
And that's why we're sitting in my car in front of the place that Ramone supposedly hangs out.
Ve bu yüzden Ramone'nin muhtemelen takıldığı mekanın önünde arabamın içinde oturuyoruz.
She supposedly kept a journal.
Günlük tutuyormuş.
Would you send a threatening text message to someone hours after you supposedly killed them?
Birisini öldürdükten sonra ona tehdit mesajı gönderir miydin?
Supposedly we have come today to sing in Mojave.
Bugün dışarda olmamız gerekiyordu.
That is supposedly the whole point of of Millennium?
Zaten bu da Millenium'un kuruluş amacı değil mi?
Dropped like a stone, no warning, supposedly a heart attack.
Bir anda ölmüş, hiçbir belirti olmadan. Kalp krizi denmiş.
Supposedly.
Tahminen.
I tapped into the rental car company's records, and it turns out Sarah returned her car the day after she supposedly left town.
Araba kiralama firmasının kayıtlarına girdim ve Sarah'nın arabayı kasabadan ayrıldıktan sonraki gün iade ettiğini buldum.
The one where you pretend that you don't feel bad For killing a girl that you supposedly love.
Sözde âşık olduğun kızı öldürmenin kötü hissettirmediği izlenimini vermeye çalıştığın konuşma.
Since the computer Renny supposedly did the embezzling with was on base...
Renny'nin güya parayı hortumladığı bilgisayar üste olduğundan- -
So, this morning, two of Siravo's men supposedly gun each other down at the construction site.
Bu sabah Siravo'nun iki adamı inşaatta güya birbirini vurdu.
So what's the deal with this party that I'm supposedly not letting you go to, like I actually give a rat's ass about your social life?
Sosyal hayatını gammazlayacak ne gibi bir durumdan dolayı seni bir partiye gönderemeyeceğimi sanıyorsun?
- Yeah. Until that letter came, supposedly from the Ripper.
Evet, Canavardan geldiği iddia edilen o mektup gelene kadar öyleydi.
Until that letter came, supposedly from the Ripper.
Canavardan geldiği iddia edilen şu mektup gelene kadar.
Simon walked me through the plan, the broken window pane in the sub-basement, the code that supposedly disables the security cameras.
Simon bana planını anlattı. Bina girişinde camı kırık bir pencere var. Verdiği kod, güvenlik kameralarını etkisiz hale getiriyor.
Supposedly sarkozy was a bad kisser.
Güya Sarkozy kötü öpüşüyormuş.
Supposedly to prevent counterfeiting
Kalpazanlığı önlemesi beklenir.
And it goes back and forth between her voice and supposedly Jason's voice.
Ve sözde Jason'ın sesiyle kendi sesi arasında ileri geri gidip gelir.
In "5," I actually played an impostor of Jason, and I did have a couple moments where I did play the apparition of Jason himself, where those were supposedly different Jason characters.
Bölüm "'de ben aslında sahte bir Jason'ı oynadım. Jason'ın kendisinin hayaletini oynadığım birkaç dakikam vardı. Bunlar güya farklı Jason karakterleriydi.
- supposedly always wins.
- Görünüşe göre de hep kazananlar.
- Supposedly.
- Görünüşe göre.
You're supposedly tired and I find you at the cafe.
Yorgunsundur. Seninle sonra kafede buluşuruz, olur mu?
It's a bunch of photos... supposedly Visitors living on earth.
Bu fotoğraflar, yeryüzünde yaşadığı varsayılan Ziyaretçilerin.
Supposedly, democracy, or the Possibility of democracy, Against a stalinist
Stalin tarzı diktatörlüğe karşı koruyorduk.
He supposedly represented the Olympic Committee, sold me four acres of swampland in Kent.
Olimpiyat komitesinde görevli olduğunu söyledi. Kent'te sekiz dönüm bataklık arazisi sattı..
A bad egg. We bought an egg supposedly out of Bloody Mary.
Sözde Bloody Mary'nin olduğu söylenen bir yumurta almıştık.
She was found dead two miles south of there, supposedly on her way to her friend Mimosa's house here.
Oranın 2 mil güneyinde ölü bulundu, arkadaşı Mimosa'nın evine giden yol da şurası.
Supposedly his uncle also invited keith richards, uh, one of the pussycat dolls and... cookie?
Sanırım amcası Keith Richards'ı da davet etmiş, aa, ve Pussycat Dolls'dan birini... Kurabiye?
The name of that agent that was supposedly killed recently in L.A.
Sözde, L.A.'de öldürülmüş olan ajanın adı o.
Yeah, on agents that are supposedly dead and are found later in a hotel with the guys that killed them.
Evet, sözde ölmüş olup ta sonra onu sözde öldüren adamlarla birlikte aynı otelde bulunan ajanlara.
Forget the fact that the rest of your people are supposedly 30 years ago, now the only ones here to help us are a murderer and a guy who can't remember how he got out of a coffin.
Ve tabii diğer arkadaşlarınızın sözüm ona 30 yıl öncesinde olduğu gerçeğini boş verirsek, şimdi bize yardım edebilecek sadece bir katil ve tabuttan nasıl çıktığını hatırlamayan bir adam var.
And we're supposedly married.
Güya biz de evliymişiz.
Oceanic 815 supposedly was disvered On the bottom of the ocean, and everybody aboard was dead,
Oceanic 815 parçalanmıştı okyanusun dibindeydi, ve uçaktaki herkes ölmüştü,
So the killer impersonates a copper, goes to the YWCA, supposedly investigating a deviant loose in the area.
Efendim. Gelmenize sevindim. İki olay mahallinden de tüm kanıtları topladım.
Supposedly this guy's also an actor.
Güya bu adam da aktör.
There's only one person who knows what really happened That night gabriel supposedly met serena.
Güya Gabriel'in Serena'yla tanıştığı gece gerçekte neler olduğunu bilen tek bir kişi var.
It's a bunch of photos- - Supposedly visitors living on earth.
Bu fotoğraflar yeryüzünde yaşayan Ziyaretçilerin.
Your mother was able to procure a very rare sample of ancient, untainted vampire blood, blood that supposedly possessed miraculous properties.
Annen, çok nadir bulunan kadim ve kirlenmemiş bir vampirin kanından bir örnek elde etti. Mucizevî özellikleri olduğu söylenen bir kan.
And Teotihuacan supposedly was built, just at the beginning of one of these four worlds.
Ve söylendiğine göre Teotihuacan şehri bu dört dünyanın sadece birinin başlangıcında inşa edildi.
There's only one person who knows what really happened That night gabriel supposedly met serena.
Gabriel'in Serena ile tanıştığını söylediği gecede gerçekten ne olduğunu bir tek kişi biliyor.
Yeah. Supposedly, they grant any wish.
Evet, görünüşe göre ne istersen gerçekleşiyormuş.
Supposedly born in Camden County,
Söylentiye göre Camden doğumlu.
And he multiplies them so much, that he repeats a lot of phrases from things he's seen in his daily life, or supposedly saw, but actually imagined.
Öyle çok düşünce sıralar ki gündelik hayatta gördüklerine ya da görebileceklerine dair,.. ... görmediği ama hayal ettiği şeylere dair bir sürü cümleyi tekrar eder.
He wanted to keep on supposedly scouting locations.
Devam etmek, mesela mekan aramaya gitmek istiyordu.
One neighbour calls on another, supposedly asking for salt or mallow. This way, everyone's been busy sounding out everyone else.
"Komşu, tuzun var mıydı?" "Komşu, acaba sizde ebegümeci kaldı mı?" diye herkes birbirini yokladı.
The nephew who said that he supposedly lent out the car he just got out of prison a year ago. Check out the mug shot.
Arabayı gizlice aldığı söylenen şu yeğen Sadece bir yıl önce hapisten salıverilmiş.
Now, Driscoll's the detective who worked with Gene Evans, and he supposedly drowned in a pool last year.
Driscoll, Gene Evans'la çalışan dedektifti ve iddiaya göre, geçen yıl havuzda boğuldu.
suppose 84
support 90
supportive 34
support system 18
support systems 16
supposed to 22
supposed to be 34
suppose so 22
support 90
supportive 34
support system 18
support systems 16
supposed to 22
supposed to be 34
suppose so 22