Sydney traducir turco
3,915 traducción paralela
So I'm- - Sydney's mom.
- Ben... - Sydney'nin annesiyim.
I was just trying to help Sydney out of this whole play date thing by being honest with the woman, and she goes and writes me this angry email.
Ben sadece tüm bu oyun günü konusunda Sydney'ye yardımcı olmaya çalışıyordum kadına dürüst davrandım, o kalkmış bana öfke dolu bir mail atmış.
Sydney, finish brushing your teeth, we gotta go!
Sydney, dişlerini fırçalamayı bitir, gitmemiz gerekiyor.
Sydney!
- Sydney!
It's hobby day at Sydney's school.
Sydney'nin okulunda hobi günü var.
My whole life is--is Sydney, Zeke.
Bütün hayatım Sydney, Zeke.
The next presentation is by Sydney's father.
Bir sonraki sunum yapacak kişi Sydney'nin babası.
Sydney!
- Syd? - Sydney?
Sydney!
Sydney?
What about Sydney's school?
Sydney'nin okuluna ne dersin? - Sycamore Charter mı?
Uh-huh. And it was not easy for me to get Sydney into this school.
Sydney'i bu okula sokmak benim için hiç kolay değildi.
You know, I forgot to tell you that Julia called, and she and Joel are gonna bring Sydney over.
Bu arada sana söylemeyi unuttum Julia aradı, Joel ve Sydney ile birlikte geliyorlar.
Sydney here's just teaching me the fine art of checkers.
Sydney bana damayı iyi oynama sanatını öğretiyor.
He called in a panic and because Camille is curing homelessness at the community center, I showed up like a knight in shining armor to be on Sydney duty.
Panik içinde telefon açtı ama Camille sosyal yardım merkezinde hâlâ evsizlere yardım ettiği için Sydney'e bakabilmek için parlayan zırhımla bir şovalye gibi yetiştim.
- Hey, Sydney.
- Teşekkürler canım.
Sydney, come help me with my drum set.
Sydney, bateri seti için gel bana yardım et.
Well, there was that one time you were on tour in Australia... Uh-huh. And it hit me, mom and dad had Sydney and Joel and I had dinner reservations, and we never made it to the dinner reservations.
Bir keresinde sen gezi için Avustralya'ya gitmiştin Sydney annemlerdeydi ve Joel'le benim de akşam yemeği için rezervasyonumuz vardı ama bir türlü yemeğe gidemedik.
It was to this disused warehouse in Sydney's inner west...
Polisin iddiasına göre, Profesör Murray...
.. police allege Professor Murray lured his victim, West Australian solicitor Sebastian Carey, after first making contact with him in an internet chat room.
... kurbanı olan Batı Avustralyalı avukat Sebastian Carey'i internetteki bir sohbet sitesinde ilk bağlantıyı kurduktan sonra Sydney'in batısındaki iş merkezinde bulunan bu kullanılmayan depoda tuzağa düşürdü.
Owing to a torrential storm that was raging over the eastern suburbs of Sydney that day, the removalists I'd engaged attempted to rush through what should have been a painstaking task. A number of my boxes suffered water damage.
O gün Sydney'in doğu banliyö bölgesindeki şiddetli fırtınadan dolayı,... sözleşmiş olduğum nakliyeci itinalı yapılması gereken işi aceleye getirerek yapmaya kalkıştı.
I've logged 300 hours of flight time, from Anchorage to Sydney.
300 saatlik uçuş zamanı kaydettim Anchorage'dan Sydney'e.
This journey began in Sydney, Australia,
Bu yolculuk Sydney Avustralya'da başladı,
Although Christian died in Sydney... that's him.
Christian'ın Sydney'de ölmüş olmasına rağmen... - Bu o.
They'll be flying to Los Angeles from Sydney, And their lives will go on as though there never was
Sidney'den Los Angeles'a uçuyor olacaklar, ve hayatları bir uçak kazası hiç olmamışçasına..
They're flying to Los Angeles from Sydney As though there never was a plane crash.
Sidney'den Los Angeles'a hiç kaza olmamışçasına gidiyordu.
We were on the same flight- - Sydney.
- Aynı uçaktaydık- - Sydney.
Can you get me the manifest from our flight from Sydney?
- Bana Sydney'den geldiğimiz uçağın yolcu listesini bulabilir misin? ..
Sydney Pearson and James Barrett, both 20 years old.
Sydney Pearson ve James Barrett, ikisi de 20 yaşında.
Problems with Sydney?
Sydney ile sorunlarınız mı var?
So what, Sydney?
Ne oldu, Sydney?
Sydney's pulling an all-nighter at the law firm.
Sydney geceleri hukuk firmasında çalışıyor.
Papa just got a call from Sydney about a military conference - the week we were supposed to go and visit them.
Babamı askerî bir konferans için Sydney'den çağırmışlar tam da onu ziyarete gideceğimiz hafta.
- Lois, can I, uh, talk to Sydney just for a second?
- Lois, ben, şey, Sydney le bir dakika konuşabilir miyim?
Sorry I'm late, Sydney.
Özür dilerim geciktim, Sydney.
Sydney's got dinner waiting, so I, uh...
Sydney yemeğe bekliyor, bu yüzden ben...
Sydney, what's going on?
Sydney, neler oluyor?
Sydney, that is not a good idea.
Sydney, bu iyi bir fikir değil
Before you say anything, I had no idea Sydney was giving her pot to Zack.
Sen bunu söylemeden önce sydney'in kendi esrarını Zack'e verdiğinden hiç haberim yoktu
Okay, I know Sydney. We know Sydney.
Tamam, Sydney'i tanıyorum sydney'i tanıyoruz
Look, I don't like what Sydney did any more than you do, but maybe we need to keep an open mind here.
Bak, sdyney'in yaptıklarından hoşlanmıyorum, ama belki de burda açık fikirli olmaya ihtiyacımız var eğer esrarın Zack'e faydası varsa
I gave him a sedative to calm him down so Sydney could take him home.
böylece sydney onu eve götürebildi.
- Did you give him anything, Sydney? - I just...
ona bir şey verdin mi sydney?
Sydney, this is officer Clark.
sydney, bu memur clark.
No, Sydney, you did that all on your own.
beni oğlumdan koparmak mı? Hayır sydney, bunu sen kendin yaptın.
- Sydney, I'm standing right here, with you in the kitchen, safe and sound.
Sydney, tam burada duruyorum. - Seninle birlikte, mutfakta. Sağ salim.
No Sydney? No.
- Sydney yok mu?
Sydney!
- Bildireceğim.
Most people think it's Sydney.
- Bu ilginç! Çoğu insan Sydney olduğunu düşünür.
You must be...
Sen Sydney, olmalısın değil mi? - Tebrikler.
That's a bunch of bull- - how? Sydney Xavier Pearson.
Sydney Xavier Pearson.
Sometimes it gets a little scary. I... I hate to say that, you know, that sometimes I'm afraid of my kid.
bazen gerçekten biraz korkutucu oluyor ben--ben bazen bundan nefret ediyorum bilirsin, şu bazenler kendi çocuğumdan korkuyorum onun için elinden geleni yapıyorsun sydney sadece, kendinle ilgilenmeyi de hatırlamak önemli