Take a look in the mirror traducir turco
104 traducción paralela
Take a look in the mirror.
Eve gidip aynaya bak.
Take a look in the mirror.
Aynaya baksana bir.
Take a look in the mirror.
Aynaya bir göz at.
Take a look in the mirror, there's not a mark on you!
Aynaya bir bak. Üzerinde hiçbir iz yok.
You two ought to take a look in the mirror some time.
Siz ikiniz ara sıra aynaya bir bakmalısınız.
Take a look in the mirror someday.
Arada bir aynaya bakın.
Just goes to show you, if you want to sell yourself... take a look in the mirror first.
Sizlere- - eğer kendinizi satmak istiyorsanız, ilk önce aynaya bakmalısınız, mesajını vermek istedik.
Hey, take a look in the mirror, güero.
Hey, aynaya bir bak, güero.
- Take a look in the mirror, Michelle.
- Aynaya bir bak, Michelle.
- Hey, take a look in the mirror.
Çünkü suratından hoşlanmıyorum. Hey ahbap, bir aynaya bak.
Did you take a look in the mirror?
- Sence nasıl görünüyorsun?
Take a look in the mirror, pal!
Sen git aynaya bak dostum!
Take a look in the mirror.
Aynaya bak.
- You can take a look in the mirror.
- Eğer ona uyarsa, bana da uyar - Aynada bakabilirsin.
Ok, you may wanna take a look in the mirror because you got a little crazy on your face. Ok?
İstersen bir aynaya bak, gözün deliye dönmüş gibi görünüyor.
Why don't you take a look in the mirror?
Neden aynaya bakmıyorsun?
Maybe you want to take a look in the mirror.
Belki aynanın karşısına geçip bir bakmak istersin.
- Take a look in the mirror.
- Aynaya bir bak.
Take a look in the mirror and cry a little
Aynaya bakıp ağlıyorum...
Take a look in the mirror.
Aynaya bir bak.
- Take a look in the mirror.
- Aynaya bir bakın.
You take a look in the mirror lately?
Sen son zamanlarda aynaya baktın mı?
Take a look in the mirror next time you're snorting off it, because you are a mess!
Sana tavsiyem ne biliyor musun? Gelecek sefer söylenmeden önce aynaya bir bak çünkü boktan bir durumdasın!
Why don't you just take a look in the mirror, Chuck?
- Neden aynaya bakmıyorsun, Chuck?
Take a look in the mirror
Bir aynaya bak o zaman.
You should spend a little less time worrying about me, and just take a look in the mirror, all right?
Belki de benim hakkımda endişelenmeyi kesmeli ve aynaya bir bakmalısın tamam mı?
- ¶ ¶ Take a look at yourself ¶ ¶ - ¶ ¶ Take a look in the mirror ¶ ¶
* Bir bak, bir bak * * Bir bak aynaya *
Just before I go out, the last thing I do Is to take a look in my pink mirror, and there I am -
Çıkmadan önce yaptığım son şey, pembe aynama bakmak ve işte buradayım.
Take a look in the mirror, beautiful, and if you're thinking of somebody else, don't be a sucker.
Aynaya bir baksana güzelim. Başka birini düşünüyorsan aptallık etme.
Dreams are nice, but first take a long look in the mirror.
Hayaller güzeldir ama önce aynada kendine iyice bir bak.
Maishy, darling... take a good look at yourself in the mirror... then say goodbye to what you see.
Maishy, hayatım... kendine aynada iyice bir bak. Karşında göreceğin kişiyle vedalaş.
Well, if you were all of that, your husband wouldn't have fucked somebody else, and maybe you'd have a baby of your own, and you wouldn't be trying to take mine. Look in the mirror.
Sende iş olsaydı, kocan başkasını becermezdi, belki kendi bebeğiniz olurdu da benimkini almaya çalışmazdınız.
He bends down to take a closer look. Suddenly he feels that he's looking in the mirror, that he's looking at himself.
Yakından bakmak için eğilmiş ve birden sanki aynada kendine baktığı hissi içini kaplamış.
You'd better take a good, long look in that mirror, and you'd better look deep inside yourself, and you see what the truth is.
Kendinize aynada uzun uzun baksanız iyi edersiniz ve içinizde derinlere bakarsanız gerçekleri görürsünüz.
Take a long hard look in the mirror.
Aynaya uzun uzun bakın.
Take a long, hard look in the mirror, girls.
Uzun uzun aynaya bakın, kızlar.
Mister, you better take a good long look in the mirror before you call somebody else crazy.
Bayım, birisine çılgın demeden önce.. önce aynaya uzun uzun bakın.
So if you want to blame somebody for my weight, maybe you should take a hard look in the mirror.
Kilom için suçlayacak birini arıyorsan aynaya bakacaksın.
You know, you might wanna take a long hard look in the mirror.
Biliyor musun, bence aynanın karşısına geçip uzunca bir süre kendine bir bakmalısın.
Why don ´ t you take a look at yourself in the mirror?
Neden aynada kendine bakmıyorsun?
Come on, take a look at yourself in the mirror.
Haydi kendine aynada bir bak.
I think you need to take a good look in the mirror, Mrs. Fisher.
Bence aynaya iyice bakman lazım Bayan Fisher.
Take a good look in the fucking mirror.
Aynaya iyi bak.
"Take a good look in the big mirror, McGahan."
O büyük aynada iyice bak McGahan.
And you take a candle and you go in there by yourself, and you look in the mirror, and you say her name three times. Dead Mary.
Bir mum alır ve tek başına girersin... aynaya bakar ve üç kere onun adını söylersin.
You need to take a good look at yourself in the mirror.
Aynada kendine iyice bir bakmalısın.
And when he hung up, he said - - he told me to take a good look in the mirror.
Telefon bağlandığında... Aynaya iyice bakmamı söyledi.
There comes a time in every man's life when he's got to take a look at himself in the mirror and decide just exactly who he is.
Her erkeğin hayatında aynada kendisine bakıp ve aslında ne olmak istediğine karar verdiği bir an vardır.
- You need to take a good look in the mirror.
- Önce gidip aynaya bakmalısın.
You take a good long look in the mirror at the person who's responsible for corrupting Clark.
Clark'ın bozulmasından sorumlu kişiyi görmek istiyorsan aynaya bakmalısın.
Look in the mirror, see what you saw, take the saw, cut the table in half, two halves make a whole, climb out the hole.
Aynaya bakarsın, aynadaki testereyi görürsün, o testereyi alıp, masayı ortadan ikiye bölersin, o iki yarı bir tünel oluşturur, tünelden dışarı çıkarsın.