Tana traducir turco
119 traducción paralela
One for the dealer.
Dağıtana bir kağıt.
- Same. One for the dealer. $ 150.
Dağıtana bir kağıt. $ 150.
Get two.
İki tana getir.
Get another diving suit ready!
Bir tana daha dalış takımı hazırlayın!
One to the dealer.
Dağıtana bir tane.
Pushing your nose against the plate glass straw windows til the cold of it make your head ache.
Camekâna soğuktan başını ağrıtana kadar burnunu dayayıp bekliyorsun.
It is now my turn to leave you with a mystery,
- Oğlunuza kendimi tanıtana dek
Queen to the Chesser, Big Bull to Tabulations, ten to Billy to match his whang, and the dealer gets a three.
Chesser'a kız, Tabby'ye papaz Billy'ye aletiyle uyumlu olsun diye onlu, dağıtana da bir üçlü.
There's one for Tabes, and Chessy, and Martini, and the dealer.
Bir tane Tabes'e, bir tane Chessy'ye, Martini'ye ve dağıtana.
And a four to Tabes, and a six, and a nine, and a ten to the dealer.
Tabes'e dörtlü, altılı, ve dokuzlu... ve dağıtana da onlu.
Deuce to the dealer.
Dağıtana bir ikili.
There goes another one!
Bir tana daha geliyor!
Guys are buying two, three pies apiece.
İnsanlar iki üç tana birden alıyor.
Get yourself one.
Git bir tana daha al.
The ruins of Jalpora are supposed to lie between here and the Tana river.
- Jalpora harabeleri burayla Tana nehri arasında biryerlerde.
- The Tana.
- Tana nehri var.
Get a doctor to prepare five needles.
Beş tana şırınga hazırlaması için bir doktor bulun.
Baby, you make me wish I had three hands.
Bebeğim, Keşke üç tana elim olsaydı.
We're gonna booze it until we lose it.
Dağıtana kadar içeceğiz.
Good-bye, Tana.
- Elveda Tanya.
Do you want to go to Morton's or Dan Tana's?
- Olmaz. - Nereye gitmek istersin?
What about the one over there?
Burada bir tana boş yatak var.
Iow spade in the hole splits the pot, and don't forget to tip your dealer.
Yerdeki Maça Kupayı alır. Ve dağıtana ipucu vermeyi unutmayın.
Oh, frigates. Three of them...
Üç tana fırkateyn yaklaşıyor.
Can I get another one of these?
Bir tana daha alabilir miyim?
It got four stars.
Dört tana yıldızı var.
The sooner we destroy Cole's headquarters, the sooner I feel better about this whole damn day.
Cole'un karargahını dağıtana kadar bu lanet günde kendimi iyi hissetmeyeceğim.
Do you know how many boys just to get to you?
Kaç tana çıktığım erkeğin seni istediğini biliyormusun?
- How many Paradise Suites are there?
- Kaç tana cennet suiti var?
I'll make another one...
Bir tana daha yapacağım...
They won't stop until they see some blood
Kan akıtana kadar durmayacaklar!
Same for me, only better.
Ben de iki tane alayım, ama daha iyisi gelsin. Kağıt dağıtana da üç tane.
I started to piece it together, but it wasn't until she revealed herself as the Emperor's Hand...
Parçaları bir araya getirmeye başladım. Ama kendisini İmparatorluğun Eli olarak tanıtana kadar anlayamadım.
- Occupied his brains out? - Don't work blue.
- Sapıtana kadar meşgul etmiş demek.
Tana-akal maltar!
Tana-akal maltar!
They might want to try to, like, scrub and scrub and scrub and try to get the stains and the scent off of them, but...
Genel anlamda ona destek olmayı severim. Acıtana kadar onu sevmek.
We didn't have a problem till we warmed him up.
Onu ısıtana kadar bir sorunumuz olmamıştı.
how could one more make the slightest difference?
Bir tana daha olsa en ufak bir farkı olacak mı?
How could one more make the slightest difference?
Bir tana daha olsa en ufak bir farkı olacak mı?
Well, I'm gogg to call dan tana's for some takeout... not that your tater tots aren't to die for.
Neyse, ben paket servisi için "dana tana's" ı arayacağım sizin şu patates dilimleriniz pek de uğruna ölünebilecek kadar leziz değil.
It was already 2 : 00 or so.
İki tana filan içtik.
But in the time between receiving the money and paying it out, it's just sitting there, not making interest or anything.
Topladıktan sonra dağıtana kadar paraya faiz falan işlemiyor, öylece duruyordu.
- How are we today, Tana?
- Bugün nasılız, Tana?
- Times are tough, Mother Tana!
- Zaman kötü, Tana ana.
Illegal booze was their most lucrative business until drugs arrived, and all hell broke loose.
Yasadışı rakı en kârlı iş koluydu uyuşturucu gelip ortalığı dağıtana kadar.
And I was forced to hear about you making out with a pretty old dude at Dan Tana's.
Ben de senin oldukça yaşlı biriyle Dan Tana'da öpüşmeni duymak zorunda kaldım.
they've been tailing her on hunting missions for several months now. a fully grown lynx gorges on up to 51 / 2 pounds of meat in a single meal.
Steller kartalları sakinliklerini kaybedene ve partiyi dağıtana dek yiyecek parçalanır ve paylaştırılır.
And get a pair of pants.
Ve bir tana pantolon al.
[All Laughing] Okay, that was a- - One more. Time for one more.
Tamam, Bir tana daha.. gelecek sefere.
It's got triple 575'S.
3 tana 575'lik motoru var.
- Mother Tana!
- Tana ana!