Teddy bear traducir turco
771 traducción paralela
Thought I was gonna end up living out there with the hill people, until this teddy bear of a man fixed me up at the local garage.
Hayatım boyunca o tepedeki insanlarla kalacağım sanmıştım ta ki şu dağ adamı gelip kendi tamirhanesinde düzeltene kadar.
An aeroplane, an electric train And a teddy bear for my girl
Bir uçak, elektrikli tren Sevgilim için bir ayıcık
Your teddy bear is torn.
Ayıcığı yırtılmış.
It's funny to you I'm supposed to look like a teddy bear?
Oyuncak ayıya benziyor olmam, olabilir mi acaba?
I'm your old teddy bear, aren't I?
Senin oyuncak ayınım ben. Değil mi?
A teddy bear and a truck
- Bir tane oyuncak ayı ve bir de kamyon.
I suppose you wouldn't go for a musical teddy bear?
Sanırım müzikli ayıcıklardan da istemezsin?
You look like a teddy bear now.
Oyuncak ayıya benziyorsun.
Say he's taking a teddy bear home to his sick daughter and he'll seem okay.
Hasta kızına oyuncak ayı götürüyor dersen iyi biri gibi gözükür.
Wait till he sees that teddy bear I bought for his birthday.
Doğumgünü için aldığım oyuncak ayıyı görsün bir.
It's sort of a fat teddy bear.
Şişman bir oyuncak ayı gibi bir şeydi.
A teddy bear?
Oyuncak ayı mı?
A teddy bear.
- Bir oyuncak ayı.
# # And you're my little teddy bear
# # And you're my little teddy bear
# # My lovey, lovey dovey little teddy bear
# # My lovey, lovey dovey little teddy bear
# # And you're my teddy bear
# # And you're my teddy bear
At least they could go to bed with a teddy bear at night.
Gece yanlarında oyuncak ayıyla yatıyorlar.
Actually, he'd be easy to recognize... because he's in his undershorts and he's carrying a teddy bear.
Çok kolay göze çarpar,.. ... çünkü üstünde iç çamaşırı ve elinde bir oyuncak ayı var.
We gotta find little old Teddy Bear!
Oyuncak ayıyı bulmalıyız.
I didn't recognize you without the teddy bear.
Oyuncak ayın yokken tanıyamadım da. Oyuncak ayı.
The thing I hate about you, Rowntree... is the way you give Coca-Cola to your scum... and your best teddy bear to Oxfam... and expect us to lick your frigid fingers... for the rest of your frigid life.
Senden nefret etmemin sebeplerinden biri, Rowntree kendi sübyanına, Oxfam'dan gelen oyuncak ayıcığına coca-colayı uzatış biçimin ve sonra da bizden o frijit parmaklarını yalamamızı bekliyorsun. Geri kalanı için frijit hayatının.
Is that your teddy bear?
Bu senin oyuncak ayın mı?
Why can't I touch your nephew's teddy bear?
Neden ona dokunmamı istemiyorsun?
You're my great, big, strong... teddy bear king... what I loves... and I'm the little surrendering baby bear... what you loves.
Sen benim büyük, güçlü, kuvvetli kral ayımsın ki seni çok severim ve ben, teslim olan küçük bebek ayıyım ki sen de beni çok seversin.
A right teddy bear's picnic this has turned out to be.
Oyuncak ayının pikniğine döndü burası.
I'm your hairy little teddy bear.
Ben senin tüylü küçük oyuncak ayınım.
Like teddy bear.
Oyuncak ayı der gibi.
You and your teddy bear ass!
Siz ve kıllı götleriniz!
Oh, but I brought my teddy bear in just especially for you to repair.
Ama oyuncak ayımı sırf senin tamir etmen için getirmiştim.
Gonzo, aren't you a little old to carry around a teddy bear?
Gonzo, oyuncak ayıyla gezmek için biraz büyük değil misin?
Gonzo, I categorically, absolutely refuse to repair that teddy bear.
Gonzo, bu oyuncak ayıyı tamir etmeyi koşulsuz olarak ve kesinlikle reddediyorum.
Listen, Fozzie, when you heard people saying they didn't want the bear around here, they were referring to Gonzo's teddy bear.
Dinle Fozzie, buradakileri duyduğunda ayıyı burada istemiyorlardı, ama onlar Gonzo'nun oyuncak ayısını kastediyorlardı.
Teddy bear?
Oyuncak ayı mı?
The teddy bear can stay.
Oyuncak ayı kalabilir.
Bimba knows that we have her teddy bear and she probably knows we're spying on her.
Bimba onun oyuncak ayısı olduğunu bildiğimizi biliyor. Ve herhalde onu gözlediğimizi de biliyor.
Someone broke my teddy bear.
Birisi oyuncak ayımı parçalamış.
At night, he takes a tattered old teddy bear to bed with him.
Gece, yatakta yanına yırtık pırtık bir oyuncak ayıyı alır.
One of the people decided to bring her very large teddy bear, you know.
İçlerinden birisi, kadına kocaman bir oyuncak ayı getirmeye karar vermiş.
So, at a certain point - It may have taken an hour to get there, an hour and a half... I suddenly grabbed this teddy bear and threw it in the air... at which 140 or 130 people suddenly exploded.
Bir ya da bir buçuk saat kadar bir süre geçmişti, bir anda oyuncak ayıyı yakaladım ve havaya fırlattım birden 140 veya 130 kişi havaya uçtular.
And we threw the teddy bear back and forth.
Ve oyuncak ayıyı birbirimize atıp tuttuk.
And I gave the teddy bear suck, suddenly, at my breast.
Birden ayıyı göğsümden emzirmeye başladım.
And then I threw the teddy bear to him, and he gave it suck at his breast.
Sonra ayıyı ona fırlattım ve bu kez o emzirdi.
And then the teddy bear was thrown up into the air again... at which there was another explosion of form into... something.
Ve sonra ayıyı tekrar havaya attık ve o anda bir patlama daha oldu... Bir şeye dönüştü.
- Not to mention he's built like a... - [Growls] cute, cuddly, little teddy bear.
Tabii onun tıpkı şirin, sevimli, küçük bir ayıcık gibi olduğundan şüphe yok.
- Come on, you little teddy bear.
- Haydi küçük ayıcık.
I see a pile of blankets on a chair... a lot oftoys that weren't put away... and your favorite over-the-hill teddy bear... who would probably be a lot happier -
Elbiseler, sandalyenin üstünde battaniye. Kenara atılmış bir sürü oyuncak var. İşte en sevdiğin oyuncak ayın da buradaymış.
wanna give Teddy Bear a kiss?
Küçük ayıyı öpmek ister misin?
Let Teddy Bear show you how it's done.
Ayı sana öğretir.
That's Teddy Bear.
Bu küçük ayı.
want to give Teddy Bear a kiss?
Öpmek ister misin?
A teddy bear.
Oyuncak ayı!
bear 458
bears 79
beard 82
bearing 133
bearer 33
bear with me 106
bearer bonds 16
beard boy 17
bear down 23
bear in mind 23
bears 79
beard 82
bearing 133
bearer 33
bear with me 106
bearer bonds 16
beard boy 17
bear down 23
bear in mind 23