Teenagers traducir turco
1,733 traducción paralela
I thought they were teenagers.
Onları yeni yetme sanmıştım.
I thought you were teenagers.
Sizi yeni yetmeler sandım.
The Head Cat is just like what we did when we were teenagers. We're playing the songs that got us into it.
The Head Cat ergenlik yıllarında yaptığımız bir şeydi.
I have teenagers, remember?
- Çocuklarım var benim, unuttun mu?
We're still the naive, over-hormonal teenagers of planet Earth making lots of mistakes.
Evet. Çek almıyorum.
Suppress The teenagers.
- Üstümüzde baskı kurulması.
Your parents tell me that they teach you at home but that you would really rather go to the secondary school with teenagers your own age.
Ailen sana evde öğrenim verdiklerini söyledi,.. ... ama sen kendi yaşıtların gibi ortaokula gitmek istiyormuşsun.
Just so we don't have to sneak around her house, you know, like teenagers.
Yani artık ablanın evine liseli gençler gibi gizlice girmemeliyiz.
Uh, a couple of teenagers in their parents'basement write up a few negative blogs, suddenly my hit show is tired?
Ailelerinin bodrumunda kalan birkaç asalak genç üç beş kötü yorum yaptı diye birden hit şovum bayatladı mı oldu?
Well, when a woman my age writes mysteries everybody automatically assumes that you're a lesbian but in my case, there's this cruel irony in that when one finally figures out how the equipment works then all the men are dying or they're chasing teenagers.
Daha doğrusu, bir kadın benim yaşımda gizem romanları yazıyorsa herkes kendisini direk lezbiyen olarak sınıflandırıyorlar fakat benim durumum da zalim bir ironi var....... erkeklerin hepsi sonunda malafatlarının nasıl çalıştığını anladıklarında ya ölüyorlar ya da genç kızların peşinden gidiyorlar.
What we don't do : Bloody noses or puking teenagers or sprained fingers or any of that sit-here-and-wait-till-we-got - time-to-look-at-you junk.
Uğraşmadığımız şeyler ; kanayan burunlar, kusan ergenler burkulan parmaklar.
I need to come down here and I was thinkin that it was just teenagers playing a prank or...
Ben bunun gençlerin yaptığı bir eşek şakası olduğunu sanıyordum.
Sean, you're both trying the same trick... professing your love to me like 2 teenagers.
Sean, ikiniz de ergen tipler gibi bana olan aşkınızı yarıştırmaya çalışıyorsunuz.
A month ago, we were just an average bunch of teenagers.
Bir ay önce, hepimiz sıradan gençlerdik.
Police are asking for your help tonight in finding The assailant of two teenagers who were found murdered in Cherry Hill.
Polis Cherry Hill'de öldürülmüş olarak bulunan iki gencin katilini bulmak için yardımınızı bekliyor.
Typical response from an irresponsible, middle-aged guy... who lives with a bunch of sex-crazed teenagers!
Bir grup azgın delikanlıyla yaşayan... orta yaşlı bir adamdan da bu cevap beklenirdi!
My friends are not sex-crazed teenagers.
Arkadaşlarım azgın falan değil.
Just a couple of teenagers alone with their genitals?
Bir çift ergen ve organları?
They're two teenagers who are getting seriously involved.
Onlar, ciddi yakınlaşan iki ergen.
Well, that's all very interesting... but did you know that a third of American teenagers are obese? And only two percent of high schools require any form of daily physical activity.
Bütün bunlar çok enteresan ama Amerikalı gençlerin üçte birinin obez olduğunu ama sadece liselerin % 2'sinde fiziksel aktivitenin zorunlu olduğunu biliyor muydun?
- God help us when they're teenagers.
Birer genç olduklarında Tanrı yardımcımız olsun. Biliyorum.
Mercedes never came home again last night. Teenagers.
Mercedes dün gece eve gitmemiş.
I don't want to end up on Sunset Strip with a bunch of teenagers drinking fancy $ 20 martinis.
Sunset Strip'te 20 dolarlık martini içen havalı gençlerle takılmak istemiyorum.
- Couple of teenagers.
- Birkaç genç.
( Ray ) In Ontario at the time, with a drinking age that high, the high schools took it upon themselves to create entertainment for teenagers.
( Ray ) O zamanlar Ontario'da, alkol kullanma yaşı yüksek olduğu için, gençler için eğlence yaratma işini liseler üstlendi.
I introduced Geddy's wife to him when we were teenagers.
Daha onlu yaşlardayken Gedd ile eşini tanıştırdım.
No, working is teaching Western civ to hormonal teenagers.
Hayır, çalışmak hormonlu gençlere Batı Uygarlıkları'nı öğretmektir.
If you want to chill, you do what normal teenagers do, okay?
Rahatlamak istiyorsan, normal gençlerin yaptığı şeyleri yap tamam mı?
How many people do you think want teenagers?
Sence bir genç kızı isterler mi?
Sometimes, teenagers tend to keep things in and handle it yourself.
Bazen gençler böyle şeyler yapabilir ve bunlarla baş etmeye çalışırlar.
Thought they'd rather be here than surrounded by hormonal teenagers feeding them gummy worms.
Burada olmaları, onları solucan şekerlerle besleyen hormonlu ergenlerin etraflarını sarmasından daha iyi olacağını düşündüm.
Teenagers will find a way to get online.
Gençler online olmanın bir yolunu bulur.
Those weren't just movies about teenagers.
Bunlar sadece gençlerle ilgili olan filmler değildi.
They're just overgrown teenagers with delicate little egos.
Hepsi fazla gelişmiş, narin egolu gençler işte.
May change, but one thing doesn't change--teenagers suck.
Ama değişmeyen tek şey, gençlerin katlanılmaz olduğudur.
Teenagers put you through hell So you don't miss'em when they go.
Gençler, hayatını mahveder ve sen de, evden gittiklerinde onları özlemezsin.
Yeah, forbid two teenagers, that always works.
Evet, iki ergeni yasakla - hep işe yarar.
Teenagers, principals.
Gençler, müdireler.
For telling teenagers falling in love is normal that they're allowed to.
Gençlere, aşık olmanın doğal bir şey olduğunu ve bunu yapabileceklerini söyledikleri için.
Ann Jillian plays the ghost of a Hollywood starlet who helps teenagers.
Anne Jillian gençlere yardım eden bir Hollywood aktrisin hayaleti rolünü oynuyor.
Oh, I love angry teenagers. Total Paydirt.
İsyankar gençleri seviyorum, çeneleri çok düşük.
So the two teenagers... maybe there were two more of these that hatched and killed them.
- İki genç öldüyse demek onları öldüren bu tip iki tane daha embriyo vardı.
So then those two teenagers were just in the wrong place at the wrong time.
- Demek o iki genç yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
I was in charge of 50 teenagers -
50 ergenin sorumluluğu bendeydi.
I live to keep teenagers from having fun.
Ben gençleri eğlenceden uzak tutmak için yaşıyorum.
But... when we became teenagers
Ama biz büyüdüğümüzde çok değişmiştik.
I hope teenagers in Hong Kong arm themselves with positive values and not sell their bodies for money and material goods Silver?
Umuyorum ki Hong Kong'lu gençlerimiz, bu duruma karşı... kendilerini koruyacaklardır. Para için vücutlarını satmayacaklar ve topluma faydalı bireyler olacaklardır.
I deal with a lot of teenagers, and they feel very comfortable with me because they know they're free to speak about anything.
Bir sürü ergen ile konuşuyorum. Ve benim yanımda da oldukça rahattırlar çünkü biliyorlardır ki benimle herhangi bir konu hakkında konuşabilirler çünkü hepsi gizli kalacak.
And if you're interested, we can take a bottle of wine back to my place, make out like teenagers, see what happens.
Ve ilgilenirsen bir şişe şarapla evime gidebilir gençler gibi yiyişebilir ve neler olduğunu görebiliriz.
So, I'm guessing that about a million grubby teenagers probably pawed their way all around this thing. So how exactly do we put Renata behind the wheel when Cindy was killed?
Yani, Cindy öldüğünde, direksiyon başında Renata'nın olduğunu nasıl bileceğiz?
I thought teenagers didn't read newspapers anymore.
Gençlerin gazete okumadığını düşünmüştüm.