English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / That'll be fine

That'll be fine traducir turco

474 traducción paralela
That'll be fine, sir.
Bu güzel olur efendim.
- You'll be mate now. - That's fine.
- Artık ikinci kaptan olacaksın.
They'll lock me up till I'm 21. That'll be fine, too.
21 yaşıma kadar içeride tutarlar.
- Monday? That'll be fine.
- Pazartesi mi?
That'll be fine.
Çok iyi.
- That'll be fine.
- Bu uygun.
That'll be fine, leave us.
Başımın çaresine bakarım, bizi yalnız bırakın.
- Ah, that'll be fine.
- Bu iyi oldu.
- That'll be fine.
- Sorun olmaz.
That'll be fine.
İyi.
- That'll be fine for Mrs. Baxter.
- Bu Bayan Baxter'a çok yakışacak.
- That'll be fine.
Sağ ol, Kris.
That'll be fine.
İyi olur.
Please go ahead and help yourself, and we'll be right in... in just a moment. That's fine.
- Beni güldürme.
That'll be fine.
Uygun.
- That'll be a fine boast to make.
- Sanırım öyle olacak zaten.
That'll be fine.
Taksi de olur.
That'll be fine.
Bu güzel oldu.
Oh, that'll be fine.
Oh, bu çok iyi olur. Hoşça kal.
- That'll be fine.
- Bu çok iyi olur.
- Oh yes. That'll be fine.
- Oh evet, herşey yolunda.
That'll be fine.
- Uygundur.
He's a fine lawyer, and now that he's going to be one of us we'll finally have some law in Ocatilla.
Çok iyi bir avukattır ve artık o da bizden biri olduğundan nihayet Ocatilla'da da kanun var.
Yeah, that'll be fine.
Evet, olabilir.
That'll be fine.
Bu yeter.
Yes, indeed. That'll be fine.
Sana kapıyı göstereyim.
That'll be fine.
Oldu.
I'm sure that'll be fine.
Eminim iyidir.
- That'll be fine.
- İyi olur.
That'll be just fine. Should be an interesting evening for me.
Güzel ve ilginç bir akşam olacak.
That'll be fine.
- Tamam. Bana uyar.
That'll be fine.
Çok iyi olur.
- That'll be fine.
- Tamam.
- That'll be fine.
- Sabah gelip alırız.
That'll be fine.
Çok naziksiniz.
That'll be fine, Alma.
İyi olur, Alma.
Sure, that'll be fine.
Tabiki, iyi olur.
- That'll be fine.
- Çok iyi olur.
That'll be fine.
Bu kadar.
- That'll be fine, thank you.
- Bizi merak etmeyin, teşekkür ederiz.
No, that'll be fine, sir.
Hayır, herşey yolunda gidecek, efendim.
That'll be fine.
Uygundur.
Yeah, that'll be just fine.
Evet, işimize yarar.
Grass-fed, prime, succulent steak... or the chef's dream of a butter-tossed, golden, free-swimming, morning - Uh, th-that'll be fine.
Birinci kalite pamuk gibi bir biftek... ya da şefin rüyası ; sulu, altın sarısı, sabah... bu daha iyi olur sanırım.
"and I know that sooner or later, you'll love me, and everything will be fine."
Er veya geç beni seveceksin ve her şey çok iyi olacak diyecek.
That'll be fine.
Ya da bir otomobil? Belki bir otomobil?
That'll be just fine... except I was thinking of using Saul Neisser for lock man.
Onun dışında... kilitler için Saul Neisser'i düşünüyordum ben.
That'll be fine right there.
Böyle iyi.
That'll be fine.
Tamam, bu iyi.
- That'll be fine, thank you.
- Ben de öyleyse, tesekkür ederim.
That'll be okay, just fine.
Pekala. Öyle olsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]