English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / That's all i need to know

That's all i need to know traducir turco

211 traducción paralela
But if beauty is truth and that's all ye need... I mean, all you need to know, then that means it's the most important thing.
Ama, güzellik doğruluksa ve bilmen gereken tek şey buysa o zaman bu dünyanın en önemli şeyi demektir.
I could tell how Harry visited me and went off in such a rage today and that's all we'd need to know about his being there.
Harry'nin bana geldiğini, evden öfkeyle ayrıldığını söylerim. Sonra başına ne geldiğini bilmek zorunda değiliz.
I think he's around that livery, and that's all I need to know.
Sanırım samanlığın oralarda bir yerde, tam yerini öğrenmemiz gerek.
That's all I need to know.
Artık onların kurallarıyla yaşayacak. Ve yönetim onu- -
That's all I need to know
Ve tek bilmem gereken de bu
Thanks, that's all I need to know.
Sağol. bilmem gereken de bu.
That's all I need to know.
Tek bilmem gereken buydu.
That's all I need to know. Mommy, I'm going to be in a beauty contest.
Bu savaş, Domuzlar Körfezi çıkarmasının başarısızlığıyla sonuçlandı.
That's all I need to know.
Bunu bilmem yeterli.
It's just that I know that in the coming months we're all going to need portable wealth.
Bildiğim tek bir şey varsa, o da önümüzdeki aylar içinde hepimizin taşınabilir para pula ihtiyacımız olacağıdır.
That's all I need to know.
Bilmem gereken tek şey buydu.
- That's all I need to know.
- Bilmem gerekenler sadece bunlar.
There's nothing that I can say that'll make what I did all right. I know that, but I need you to know that it came from someplace good.
Yaptığım şeyin doğru olduğunu söyleyecek değilim ama kötü niyetimin olmadığını bilmeni istiyorum.
But I feel bad about my mother because I know she didn't want it that way. But if she knew I was living here, and I didn't need the store, or even the house or anything, then I think she might think it's all right to let it go.
Ama annem adına kötü hissediyorum çünkü böyle olmasını istemediğini biliyorum ama burada yaşadığımı bilseydi ve mağazaya ihtiyacım olmadığını ya da hatta eve bile, bence o zaman bırakmam sorun olmazdı.
That's all I need to know here, okay?
Sadece bunu istiyorum, tamam mı?
- The promo meeting ran long and after that there was traffic all the way up I-95 and I know that Ann Landers said... that you're never supposed to give more than one excuse when you're explaining yourself to somebody, but that is the truth Mitch, and I really need you to believe me.
- Promo toplantısı uzun sürdü ve ondan sonra trafik vardı bütün I-95 yolu boyunca ve Biliyorum Ann Landers... hiçbir zaman kendinizi anlatırken hiçbir zaman birden fazla özür belirtmeyin dedi, ama bunlar doğrular Mitch, ve gerçekten bana inanmana ihtiyacım var.
You need to be giving all this love and affection to something that's, I don't know, paper trained?
Bu sevgi ve düşkünlüğü başka bir şeye vermelisin mesela b... çıkarmadığın.
Look, y'all work for the federal government. That's all I need to know.
Hepiniz federal hükümet için çalışıyorsunuz ve bilmem gereken tek şey bu.
Really, that's all I need to know.
Bütün bilmem gereken bu.
That's all I need to know, Miss Paige.
Bilmek istediğim bu kadardı Bn Paige.
Really, that's all I need to know.
Bunu bilmem yetiyor.
It's just that we said, you know... no pressure, no expectations... and... I just broke up with Ben two months ago... and I spent all last year... following Ben or following Noel and... no matter how much I like you... I need to not be in a serious relationship right now.
Ama baskı, beklenti yok demiştik ve ve Ben'den ayrılalı daha iki ay oldu ve bütün geçen seneyi Ben'in ya da Noel'un peşinde koşarak geçirdim ve senden ne kadar hoşlansam da ciddi bir ilişki içinde olmamalıyım şu anda.
That's all I need to know.
- Bu kadarı bana yeterli.
That's all I need to know and that's all anyone needs to know.
Tüm bilmem gereken bu ve herkesin tüm bilmesi gereken bu.
If Martok considers you his brother, that's all I need to know!
Eğer Martok seni kardeşi olarak görüyorsa, tek bilmem gereken bu.
I know that's all you need to know.
52 MONSTER TAKTiGi UYGULAYACAGIZ. TUM BiLMENiZ GEREKEN BU.
You know, Marie, it's just that I need a little time to myself. That's all.
Aslında Marie, sadece kendime biraz zaman ayırmalıyım.
That's all I need to know.
Başka bir şey bilmeme gerek yok.
I just, I just need to lay down, you know... just to take a little nap, that's all.
Biraz uzanmalıyım... Sadece azıcık kestirmem lazım. O kadar
- That's all I need to know.
- Bütün bilmem gereken bu.
Ok, that's all I need to know.
Tamam, tüm bilmem gereken bu.
So, besides your tux measurements... that's all I need to know.
Bunun yanında smokin ölçülerin... Bilmem gereken her şey bu.
He's a good friend and cool guy, that's all I need to know.
İyi bir arkadaş ve iyi biri, bilmem gerekenleri biliyorum.
That's all I need to know.
BaŞka bir Şey de biImek istemem.
That's all I need to know.
Tüm bilmek istediğim buydu.
He's the demon who killed my fiancé, and that is all I need to know.
O nişanlımı öldüren iblis, ve bilmem gereken tek şey bu.
All I need is what's inside me to know that Piper and I are meant to be together.
Tek ihtiyacım olan, kalbimin bildiği tek şey Piper ve benim kaderimizin bir yazıldığı.
You know, I just need to be around some love, that's all.
Sadece biraz sinirlerim bozuk hepsi bu.
No, I just need to know if that's your usual way of wearing it... all big and high.
Hayır, sadece bilmeliyim. Eğer genelde böyle uzun ve kabarık kullanıyorsanız.
- That's really all I need to know.
- Tek bilmem gereken buydu.
That's all the need to know, I need to know.
Bu da yeterli bir neden, bilmem gerekiyor.
Yes, no, bite me... that's all I need to know.
Evet, hayır, haydi oradan... bütün bilmem gereken bu.
That's all I need to know.
Bilmem gereken tek şey bu.
That's all I need to know.
Tek bilmem gereken bu.
I know they'll survive me. That's all I need to be happy.
Biliyorum ki hayatta kalmamı sağlayacaklar.
She ditched me three months ago, and that's all I need to know.
Beni 3 ay önce terketti, bilmem gereken tek şey bu.
Now, I need to know exactly what happened that night... and so far, all I got out of you... is that you twisted your ankle during practice.
O gece olanları harfi harfine bilmem gerekiyor ve şu ana kadar senden edinebildiğim tek şey antrenman sırasında ayak bileğini incitmiş olman.
Nand that's all I need to know.
Senin kavanozkafa olduğunu biliyorum ya, bana yeter.
And that's all I need to know.
Tek bilmem gereken bu.
Believe me, it's all right. I know that we all need it, we don't know where to find it... and I know what it means and I understand.
- Buna ihtiyacımız olduğunu biliyorum.O anda insanın nerede ve ne için olduğunu değil..
I know, that's why I need to speak with him. All right, hang on.
- Biliyorum, işte bu yüzden onunla konuşmam gerekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]