That's all i want to know traducir turco
249 traducción paralela
- That's all I want to know.
- Tek öğrenmek istediğim buydu. Sağ ol.
That's all very well, but what I want to know is when and how?
Çok memnun oldum ama ne zaman ve nasıl oldu?
Well, that's what I came to say, and now that I've said it I want you to know I wish you all the luck in the world.
Bunu söylemek için geldim, söyledim ve sana iyi şanslar diliyorum.
All right. That's all I want to know.
Soruşturma için bilmek istediklerimin hepsi buydu.
That's all the reasoning I want to know.
Bilmek istediğim tek mantık bu!
That's all I want to know.
Bilmek istediğim tek şey bu.
That's all I want to know. What's doing it?
Sadece bunu bilmek istiyorum.
That's all I want to know.
Tek bilmek istediğim buydu.
If you really want to know I thought you would be coming the lady of the mansion over me that's all.
Gerçekten bilmek istiyorsan, seninle yanlızca komşu gibi olacağımızı sanmıştım.
That's all I know, and all I want to know
Tüm bildiğim bu, bu kadarı bana yetiyor.
Oh, good. That's all I want to know.
İyi, ben de bunu bilmek istemiştim.
It's a very hot night, and I want to know who I got to take in, that's all.
Gece çok sıcak : kimi içeri atacağım söyleyin gitsin.
That's all I want to know!
Bilmek istiyorum. Lütfen, git.
I just want to know what this picture is about, that's all.
Sadece bu film ne ile ilgili, onu bilmek istiyorum, hepsi bu.
You know, I'm a human being and that's all I want to be.
Ben de insanım ve keyfim öyle istiyor.
All I want from you is to know if it's the same car that killed the hitchhiker.
Bana sadece o otostopçuya da öldüren aynı araba olup olmadığını söyle!
I just want to get to know you, that's all.
Sadece seni tanımak istiyorum, hepsi bu.
I want you to know first time I seen that girl I said, "That's all I'm ever gonna want out of life."
Bilmenizi isterim ki bu kızı gördüğümde şöyle dedim "Hayattan istediğim tek şey bu."
And I want you all to know that if you're havin'any trouble with, say appendicitis, heart attacks.... That's okay. There's no problem.
Ve bilmenizi istiyorum ki eğer bir probleminiz olursa apandisit, kalp krizi gibi, sadece söyleyin....
We've no idea what grudge you all bear. And I don't care, that's why I don't want to know.
Neyi kovaladığınız hakkında bir fikrimiz yok ayrıca umursamıyoruz da,
I want you all to know that there's nothing that I wouldn't do for any of you.
Hepinizin şunu bilmesini isterim : Sizin için yapmayacağım şey yoktur.
I want all you guys to know that it's a privilege that you picked me for this job and I hope I can answer your expectations.
Beni dinleyin. Şunu söylemeliyim ki ; Bu iş için seçilmem, benim için bir şereftir ve umarım beklentilerinizi boşa çıkarmam.
Right now that's all I want to know.
Şu an tüm bilmek istediğim bu.
Sparky, I know what this trip means to you and that you want all of us to have a great time, but it is a long way to Walley World.
Yakışıklı, bu yolculuğun senin için anlamını biliyorum. Hepimizin çok eğlenmesini istiyorsun, ama... Walley Dünyasına daha çok yol var.
I want to know, that's all.
Bilmek istiyorum, o kadar...
It's the recognition of my peers... that makes all those agonizing days of teaching Ozone... everything I know that- - l don't want to stay here all night.
Bu Ozone'a zor çalışmalar sonucunda Ozone'a tüm bildiğim hareketleri öğrettim. Burada bütün gece kalmak istemiyoruz öyle değil mi?
- they're going to... - That's all I want to know.
- Bu kadarı bana yeter.
That's all I want to know.
Bunu söyleyin yeter.
That's all. I want to know who's got the brains in the family.
Ailede kimin beyni olduğunu bilmek istiyorum.
Adam's twin sister and she's back, after all this time look at you, how lovely you are oh mother, I'm so glad Adam brought me here son, I want you to know that today
Adam'ın ikiz kardeşi. Ve bunca zamandan sonra geri döndü. Kendine bir bak, çok tatlısın.
Well, I figured you guys would feel this way, and I want you to know that's all right, but me, I made up my mind, I am going.
Evet böyle düşünmenizi anlıyorum ve bunun sorun olmadığını bilmenizi istiyorum ama ben düşüncemi uygulayacağım ; ben gidiyorum.
I just want to know why, that's all.
- Bilmek istedim, hepsi bu.
First, I want you all to know that my door will always be open, because I know from my dad it's you guys that keep Bluestar flying.
İlk olarak, hepinizin kapımın daima açık olacağını bilmenizi istiyorum,... çünkü babam sayesinde bildiğime göre Bluestar'ı havada tutan sizlersiniz.
I raised eight kids on a waitress's salary, and I want you to know they're all good kids, and not one of them has had a conviction that stood up on appeal.
Garson maaşıyla sekiz çocuk büyüttüm ve hepsi de iyi çocuklardır. Birinin bile aleyhinde temyizden dönmeyen bir suçlama yapılmadı.
I want all of you here to be the first to know that I've decided to base my administration's entire energy policy on Dr. Meinheimer's recommendations.
Herkesten önce sizlerin bilmenizi istedim, hükümetimin tüm enerji politikası Dr Meinheimer'ın tavsiyelerine göre oluşacak.
I just want to know whether or not they'd take me. That's all.
Sadece beni alıp almayacaklarını bilmek istiyorum.
Listen, fellas, I want you all to know that there's not a damn thing personal in this.
Dinleyin beyler, bilmenizi istiyorum ki bunun kişisel bir tarafı yok.
I'm Danny Madigan and I realize I haven't had that long of a life, but I just want you to know that from now on, it's all going to be downhill.
Merhaba Tanrım. Ben Danny Madigan. Henüz kısa bir hayatım oldu.
I want you to know that if you're in love, it's all right with me.
Bilmeni isterim ki, aşıksan, benim için hava hoş.
I know that you don't want to see pretty, trippy... Thaylene's brains blown out all over the place.
Biliyorum ki, güzel, acayip Thaylene'nin beyninin her yere dağıldığını görmek istemezsin.
I know you want someone to look past all that to what`s underneath.
Birinin bütün bunların altında ne olduğuna bakmasını istiyorsun.
But I want you all to know that serving as your Captain has been the most extraordinary experience of my life.
Ama, sizler ile görev yapmanın, hayatım boyunca edinmiş olduğum en sıra dışı tecrübe olduğunu söylemek isterim.
All right, I want to know the name of every ship that was in the area at the time of the beam-out.
Pekala, ışınlama sırasında bölgede olan her geminin adı istiyorum.
I just want to know what your game is, mister, that's all.
Nasıl bir oyun oynadığınızı öğrenmek istiyorum, bayım.
I know what... The Zaireans kicked us out and they did not want us around, and they want the fight to go on, that's all there is to it.
Zaire'liler bizi kovdu ve bizi etraflarında istemiyorlar ve dövüşün de yapılmasını istiyorlar.
And I want you to know that when I die... you're all welcome to visit me in Rich Man's Heaven.
Ve öldüğümde bilmenizi isterim ki beni "Zenginlerin Cennet" inde gelip ziyaret edebilirsiniz.
But I feel bad about my mother because I know she didn't want it that way. But if she knew I was living here, and I didn't need the store, or even the house or anything, then I think she might think it's all right to let it go.
Ama annem adına kötü hissediyorum çünkü böyle olmasını istemediğini biliyorum ama burada yaşadığımı bilseydi ve mağazaya ihtiyacım olmadığını ya da hatta eve bile, bence o zaman bırakmam sorun olmazdı.
I just want to know if you're lying to me, that's all.
Sadece bana yalan söylüyor musun bunu bilmek istiyorum o kadar.
I want to know who did this to her and why. That's all I want.
Ona bunu kimin ve neden yaptığını bilmek istiyorum, hepsi bu.
I want you all to know that I have demanded an internal investigation unprecedented in scope and rigor.
Kapsam ve gösterilen özen açısından emsalsiz bir soruşturma talep ettiğimi bilmenizim isterim.
When that's all over, you know I'll be back here. I don't want to lose my customers.
Her şey bittiğinde buraya döneceğim.