English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / That's my favorite

That's my favorite traducir turco

672 traducción paralela
- That's my favorite name. Outside.
- En sevdiğim isim, dışarı çıkın.
That's my favorite.
En sevdiğim.
Maybe, but I didn't do that... ¶ And the day after forever ¶ ¶ You're my favorite song
En sevdiğim şarkısın
That's my favorite song... "Beautiful Dreamer." I like the way you play it.
Bu en sevdiğim şarkıdır... "Beautiful Dreamer." Çalmanızı çok isterdim.
She's my favorite singing star, that Dinah Shore.
Dinah Shore en sevdiğim şarkıcıdır.
That's my favorite tree.
- En sevdiğim ağaçtır.
Why, that's from my favorite sonnet by Mrs. Browning.
Bayan Browning'in en sevdiğim sonatından bu!
I think that one's my favorite.
En favorilerimden biri bu.
That's my favorite tune, eh.
İşte en sevdiğim şarkı, eh.
Mendelssohn's "Spring Song"... that's my favorite.
Mendelssohn'un "Bahar Şarkısı" en sevdiğim.
That's gonna be my favorite word from now on.
Şu andan itibaren benim favori sözcüğüm bu olacak.
That's a shame, because that's my favorite spot.
Yazık, çünkü bu en sevdiğim yerdir.
That's'cause you're my favorite couple.
Çünkü en sevdiğim çiftsiniz.
That's why your flight 86 is my favorite.
Bu yüzden 86 numaralı uçuşunuz, favori uçuşum.
That's my favorite.
Benim favorimdir.
I'd like to sing you a song that is one of my husband, David's, favorite songs.
Eski kocalarımdan birisi olan David'in en beğendiği şarkısını seslendirmek istiyorum.
That's my wife's favorite piece of music.
Bu karımın en sevdiği müzik parçası.
That's my wife's favorite piece of music.
O karımın en sevdiği müzik parçası.
Oh, sleet, my favorite! That's wonderful.
- Sulusepken, en sevdiğim!
That's my favorite
En sevdiğim yemektir.
That's my favorite one.
Benim en sevdiğim şey.
That's my favorite one...
Benim favorim şu.
That one's my favorite.
- Bu benim en sevdiğim.
That's my favorite music in the whole world.
Bu benim dünyadaki en sevdiğim müzik.
That's my favorite disc.
Bu benim en sevdiğim plak.
That's my favorite chair.
O benim en sevdiğim sandalyem.
That's my favorite movie, Donovan's Brain.
Bu en sevdiğim film, Donovan'ın Beyni.
That's my favorite song, you know?
Bu en sevdiğim şarkıdır.
That's my favorite!
En sevdiğim sayı!
I don't reread books that often but this one's my favorite.
Bir kitabı tekrar okumam pek. Ama bu en sevdiğim kitap.
That's my favorite name.
En sevdiğim isim.
- That's my mom's most favorite piece!
- Annemin en sevdiği parça!
That's my favorite movie.
En sevdiğim filmdir.
That's my favorite rabbit.
Bu benim en sevdi? im tav? an var.
That's my favorite.
En çok onu seviyorum.
That's my favorite one.
En sevdiğim oydu.
That's my favorite car.
Benim favori arabam!
That one's my favorite.
Bu benim favorim.
That's my favorite.
Bu en sevdiğim. Tamam.
THAT'S- - ESPECIALLY IN THE FALL, THAT'S MY FAVORITE TIME.
Öyle... Hele de sonbaharda, en sevdiğim mevsimdir.
That's my favorite picture.
Bu da benim en sevdiğim resim.
You know that, don't you? If you see any dresses that aren't too costly, red's my favorite color.
Eğer makul fiyatlı elbiselere rastlarsan, kırmızı favori rengimdir.
That's my favorite.
Bu benim favorim.
That's my favorite drink.
En sevdiğim içki.
It's my favorite, that's why it's in the living room.
En sevdiği bu. O yüzden salonda duruyor.
And the only reason why I'm not roaring with laughter is because someone killed my favorite second cousin and that's a...
Kahkahadan yere yatardım ama, kuzenimi öldürdüler. Bu da...
That's my favorite.
İşte bu benim favorim.
In fact, that's my favorite thing about you so far.
Hâttâ şu ana kadar sende en beğendiğim şeydi o. Öyle mi?
It was a totally humiliating experience. All my friends knew that I loved Marty. It's one of my favorite films.
Marty en sevdiğim filimlerden biridir.
That's my favorite dress.
Bu en sevdiğim giysim.
[High-pitched ] Oh, Euripides. That's my favorite play. [ Normal Voice] Please!
Kardeşin kadar sarhoşmu peki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]