That's my song traducir turco
240 traducción paralela
And that's a song about you my dear.
Ve bu şarkı senin içindi tatlım.
He called that his concerto, and yet it's written around the melody of my song.
Benim konçertom dedi, ama benim şarkımın melodisiyle yazılmış.
Maybe, but I didn't do that... ¶ And the day after forever ¶ ¶ You're my favorite song
En sevdiğim şarkısın
That's my song.
O benim şarkım.
That's my favorite song... "Beautiful Dreamer." I like the way you play it.
Bu en sevdiğim şarkıdır... "Beautiful Dreamer." Çalmanızı çok isterdim.
Well, in my opinion, your opinion that it's a silly song is a silly opinion.
Bana göre size göre bu şarkının saçma olması çok saçma.
That's my song.
Bu benim şarkım.
Mendelssohn's "Spring Song"... that's my favorite.
Mendelssohn'un "Bahar Şarkısı" en sevdiğim.
I'd like to sing you a song that is one of my husband, David's, favorite songs.
Eski kocalarımdan birisi olan David'in en beğendiği şarkısını seslendirmek istiyorum.
My name's Sueleen Gay, and I'm here to sing you a song about a girl that never gets enough.
Adın Sueleen Gay ve hiç doymayan bir kız hakkında bir şarkı söyleyeceğim.
It was a song, something my Mama said... that bit of sugar, I know it's there.
Anamın söylediği bir şarkıydı. İçinda biraz şeker var biliyorum.
That was my voice singing a little song we used to sing... in the Resistance to keep up the courage.
Şarkımızı sÖyleyen benim sesim Direniş sırasında bize cesaret veren.
The sooner you're out of my life the sooner I can go back to being the girl in this little flowered dress that you sang the "Thermos Song" to.
Git o zaman. Ne kadar çabuk hayatımdan çıkarsan... ben de o kadar çabuk, üzerinde basit çiçekli elbisesi olan... "Termos Şarkısı" nı söylediğin o kız olabilirim yeniden.
That's my favorite song, you know?
Bu en sevdiğim şarkıdır.
Well, this isn't easy to say and I don't know what song it's from, but there's a line in some song that goes, "l've got you under my skin."
Bunu söylemek kolay değil ve hangi şarkıda geçtiğini bilmiyorum ama bir şarkıda şöyle bir söz var : "İçime işlemişsin."
That's my song!
Yağla Silahımı, Ben de Seninkini Yağlayayım. İşte benim şarkım!
It's just that every time I hear that song on the radio... my memory goes back to Leonard.
Sadece bu şarkıyı radyoda her duyduğumda Leonard'la ilgili anılarım canlanıyor.
That's my song.
Bu benim şarkım!
That's my song.
Benim şarkım.
That was my mam's song, that.
Annem söylerdi bu şarkıyı.
- That's my song.
- Benim şarkım.
That's my song playing on the radio.
Radyoda benim şarkım çalıyor.
- That's my song!
- Bu benim şarkım!
You're like, if there was one song in the world... that I could hear for the rest of my life... you're that song.
Sen sanki dünya üzerindeki tek şarkısın. Hayatımın sonuna dek seni dinleyebilirim. Sen o şarkısın.
That's my song!
O benim şarkım!
That's my grandma's song.
Bu, büyükannemin şarkısı.
Only in Paris, where the light is pink, could that song make sense but I'll have it in my pocket when I get home and I'll take it with me wherever I go from now on.
Ancak ışığın pembe olduğu Paris'te bu şarkı mantık kazanıyor. Fakat eve döndüğümde cebimde olacak ve bundan sonra hep yanımda taşıyacağım.
There he goes, off to his room To write that hit song, Alone / n My principles.
İşte odasına gidiyor, "İlkelerimle Yalnız Başıma" adlı şarkısını yazacak.
Sitting in my room listening to that Divinyls song "I Touch Myself".
Odamda oturup Divinyls'in "I Touch Myself" şarkısını dinlerdim. ( Ç.n. : "Kendime dokunurum" anlamında )
To pick a silly theme song about my pain that she's pregnant with what's-his-name's baby. It works.
Bana, Georgia'nın'adı neydi'şunun'un bebeğine hamile kalması yüzünden çektiğim acıyı emecek, aptalca bir fon müziği bulmamı söyledi.
That song, "Goodnight, My Someone." This could be someone.
Her gece söylediğim "İyi geceler, aşkım" şarkısındaki kişi var ya. Bu o olabilir.
I feel nice- - nah-na, nah-na, nah-na like sugar and spice- - nah-na, nah-na, nah-na... " That's my favorite song.
En sevdiğim şarkıdır.
Then he's going to do a kind of traditional western song, one that Gene Autry used to sing when I was a little boy, It's Midnight in Montana and I Can't Get My Dick Out of this Cow.
Sonra da geleneksel batı müziğinin bir çeşidi Gene Autry'nin bir zamanlar söylediği ben küçük bir çocukken, Montana'da Gece Yarısı ve Ben Sikimi İnekten Çekemiyorum.
That's my song!
Benim şarkım.
And that's my song about the menstral cycle!
İşte bu benim adet döngüsü ile ilgili şarkım Stan..
My story will be immortalized in song, there's no question of that.
Şuna bak, deri değil bu.
I was listening to that song when my mother came in and told me that my Sunday-school teacher had been killed.
Radyoda bu şarkıyı dinliyordum. O sırada annem gelip bana kilise okulundaki öğretmenimin öldürüldüğünü söyledi.
That's my mom's favorite song.
Anamın en sevdiği türküdür bu.
That's my song!
Bu benim şarkım!
The only thing bothering me right now is that I cannot get this stupid song out of my head.
Beni rahatsız eden tek şey şu anda bu aptal şarkıyı kafamdan çıkaramamış olmam.
Here's a song that was beautiful when performed by my ancestor Art.
Büyükbabam Art'ın söylediği bir zamanlar güzel olan bir şarkıyla başlıyoruz.
Well, I, for one, am gonna miss yellow Doug marine. That's my new theme song. Mmm.
Yeni tema şarkım.
What happened, in fact, was that my dad wrote a song in 1958, and it's quite a famous song and I basically live off the royalties of that.
Aslında durum şu, babam bir şarkı yazmıştı... 1958'de, oldukça meşhur bir şarkı... ben de onun telif haklarıyla geçiniyorum.
That trouble will derange us That the winds of chance will silence our song You, my friends, my brothers in taste
bu sıkıntı kafalarımızın içine yerleşiyor bu şanssızlık rüzgarı gitarlarımızı çalıyor siz her şeyin tadına bakmak isteyen arkadaşlarım, kardeşlerim... kalbin meyveleri çok tazedir ama Aralık ayı geldiğinde ölürler sen, gençliğin tüm cesaret ve tembelliğine sahip olan yaşına kulak ver
This wouldn't be a problem if I had another song selected but that's just not my process, that's not how I work.
Tamam, başka bir şarkı seçmiş olsaydım sorun olmazdı ama ben bu şekilde çalışmıyorum.
I'm going to get stuck with that song. It's in my head.
Şimdi bu şarkı dilime dolanacak!
That's my song!
Ve o da benim sarkımdı.
I think that's why Joey wrote the song "The KKK Took My Baby Away".
Bence Joey'in "The KKK Took My Baby Away" şarkısını yazma sebebi bu.
That's my choice for the song. It's disco.
- Bu şarkı için bunu seçtim.
That's my song.
- Bu benim şarkım.
Oh, land, please pardon me That's a song my father used to sing.
- Hadi, bu babamın söylemeyi sevdiği bir şarkı.
that's my boy 361
that's my girl 410
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's my baby 48
that's my man 51
that's my line 54
that's my husband 82
that's my boss 25
that's my mom 88
that's my girl 410
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's my baby 48
that's my man 51
that's my line 54
that's my husband 82
that's my boss 25
that's my mom 88