That's not good enough traducir turco
644 traducción paralela
Nah, that's- - that's not good enough.
Yok, bu yeterince iyi değil.
That'd be very good for "Javert"... but the blood stain's not big enough You can't see it... and the body isn't visible
Bu " Javert için çok iyi olabilir fakat kan damlası yeterince büyük değil. Görülmüyor ve vücut da fark edilmiyor.
" It's not good enough, not that way.
" Bu şekilde çalışman yetmez.
Because he ain't good enough for you, that's why not.
Çünkü sizin için yeterince iyi değil de ondan.
That was good. But it's not enough to go by.
- İyiydi Fakat devam etmesi için yeterli değildi
- That's not a good enough excuse.
- Bu bir mazeret olamaz.
Maybe that's why we're on this ship, because we're not good enough to fight.
Belki de savaşacak kadar iyi olmadığımız için bu gemideyizdir.
Doc, that's not good enough.
Yeterince iyi değil.
So that's why we here at Borgen's farm, we're not good enough for Peter the tailor.
Bu yüzden biz Borgen çiftliğindekiler... terzi Peter için yeterince iyi değiliz.
Well, that's not good enough.
Bu cevap bana yetmez.
That's not good enough.
Bu yeteri kadar iyi değil.
No, that's not good enough.
Olmaz, yeterli değil.
- That's not good enough!
- Bu yeterince iyi değil!
That's not good enough.
Yeterince iyi değil.
That a Cossack is an ignorant barbarian good enough to kiss a Pole's foot or fight a Pole's war, but not good enough to walk Polish streets. Or raise his eyes to a Polish woman. Or rule his own land.
Kazakların Polonyalıların ayağını öpen cahil barbar olduklarını, ya da Polonyalılarla savaşta savaşacak kadar iyi fakat Polonya sokaklarında dolaşamıyacak, ya da Polonyalı bir kadına bakamayacak, yada toprağını yönetemiyecek kadar kötü olduklarını ögrendim.
That might have been good enough in Rome, but it's not good enough now.
Bu Roma'da iyi olabilirdi ama şimdi yeterince iyi değil.
That's not good enough.
Bu yeterli olmaz.
That's not good enough.
Yeterli değil.
That's not good enough.
Kayda değer bir şey değilmiş.
- I'm sorry sir, but that's just not good enough.
- Üzgünüm efendim, bu da yeterli değil.
- That's not good enough.
Tabii. - Bu yeterli değil.
This operation was timed to start at 2 : 25, you started at 2 : 35, that's not good enough.
Merkezi istihbarat bürosuna göre operasyon saat 2 : 25 başlayacaktı. Siz 2 : 35'de başladınız. Asıl iyi olmayan bu.
Well, that's not good enough, Sam.
O yeteri kadar iyi değildir, Sam.
That's not good enough!
Bu kadarı yetmez!
- That's not good enough.
- Yeterli değil.
That's not good enough?
Söylemek yetmiyor mu?
I'm sorry, sir, that's about the best I can do, and I guarantee it's not good enough.
- Yapabileceğimin en iyisi bu. - Bu yeteli değil.
It's not very good, Doctor We only hope that she comes to long enough to be able to talk to us
Çok iyi değil, Doktor. Sadece kendine geleceğini ve bizimle konuşabilmesinin epeyce zaman alacağını umuyoruz.
- Well, that's not good enough!
- Fakat, bu yeterince adil değil.
That's not good enough.
Hala yeterli değil.
- That's not good enough, doctor.
- Bu yeterli cevap değil.
That's not good enough.
Bu yeterli değil.
- That's not good enough.
- Bu kadarı yetmez.
- I'm afraid that's not good enough.
- Korkarm, bu yetersiz.
That's not good enough.
Bu yeterince iyi değil.
That's not good enough, Marshal.
Bu yetmez, dedektif.
- That's not good enough.
- Bu yeterince iyi değil.
That's not good enough.
Bu hiç adil değil.
Not good enough! That's a bunch of ass! It's not good enough!
Yeterince iyi değil!
Now I understand that one day's Bank Holiday is not good enough for you, so you have to take two.
Sanırım bir günlük resmi tatil sana yetmiyor, o yüzden iki gün tatil yapıyorsun.
I have discovered, without their knowing it that they are not in good circumstances, and have barely enough to cover their expenses.
Bunu saklasalar da onlara fark ettirmeden öğrendim ki geçim sıkıntısı çekiyorlar ve masraflarını güçlükle ödüyorlar.
Well, that's not good enough.
Bu yeterli değil.
They were taught a lesson... and went away I know that I'm not good enough... that's why I've invited Teacher to come along
Kuralları çiğnedikleri için. cezalandırıldılar! ben de yeterince iyi olmadığım için... Ustamla birlikte geldim!
I just don't know why it's not good enough that I'm crazy about you.
Hiçbir şey sana yetmiyor, değil mi? Nasıl böyle hırslı olabiliyorsun?
Because the guys there do not earn enough money to happen to meet me and that's good enough for me.
Çünkü, oradaki adamlar benimle tanışabilmek için yeterince para kazanamıyorlar ve bu benim için yeterli.
I'm afraid that's not good enough.
Korkarım bu yeterli değil.
That's not good enough, J.T.
Kendinden sonrakileri temizler.
That's not good enough.
- Ne olmuş yani? Bu yetmez ki.
They think we are friends for me that's not enough, just let me be in love tonight Good?
Bizi arkadaş sanıyorlar ama bu yeterli değil Bırak da bu gece aşık olayım İyi mi?
- That's not good enough. It should be.
- Bu yeteri kadar iyi bir sebep değil.
That's all right most of the time - appalling teaching is quite in order for my appalling students but it is not good enough for you, young woman.
Çoğu zaman bu geçerlidir - berbat öğrencilerim için, berbat bir öğretim birebirdir... Ama bu sizin için yeterince iyi değil, genç bayan.
that's not fair 860
that's not good 589
that's not it 900
that's not true 2932
that's not funny 501
that's not the point 702
that's not possible 749
that's not how it works 183
that's not me 321
that's not mine 140
that's not good 589
that's not it 900
that's not true 2932
that's not funny 501
that's not the point 702
that's not possible 749
that's not how it works 183
that's not me 321
that's not mine 140