That is not what i said traducir turco
98 traducción paralela
- That is not what I said.
- Ben öyle demedim.
That is not what I said.
Benim söylediğim bu değil.
That is not what I said
Hayır ben böyle bir şey söylemedim.
- That is not what I said.
- Öyle demedim.
That is not what I said at all.
Ben öyle bir şey demedim.
No, with all due respect, that is not what I said.
Kusura bakmayın ama ben öyle bir şey söylemedim.
That is not what I said.
Ben öyle söylemedim.
That is not what I said. And also, I am co-manager, meaning you are not the only manager anymore.
Söylediğim bu değildi ayrıca ben, eş-yöneticiyim yani artık sen tek yönetici değilsin.
No, that is not what I said.
Hayır, dediğim bu değildi.
No. That is not what I said.
Hayır, sana yapmadığımı söyledim.
That is not what I said.
Öyle demek istemedim.
- That is not what I said.
- Ben böyle bir şey söylemedim.
That is not what I said.
Böyle söylemedim.
That is not what I said, and you know it.
Sen de biliyorsun.
No, no, no, no, that is not what I said.
Hayır, hayır öyle demedim.
No. That is not what I said.
Hayır, ben onu demiyorum.
Again, that is not what I said.
- Tekrar ediyorum, öyle söylemedim.
That is not what I said...
- Ben öyle söylemedim...
I did not... that is not what I said.
Söylemedim... dediğim şey bu değildi. Böyle bir şey demedim.
That is not what I said. I said... I said, union costs, union demands, were increasing costs and making it difficult to be competitive.
Ben dedim ki... dedim ki,... sendika maliyetleri, sendika talepleri,... maliyetleri arttırıyor ve rekabeti zorlaştırıyor.
My father said that when the time came that we had enough again, and there would be such a time, he said, I must not forget what it is like to be hungry.
Babam tekrar eski varlığımıza kavuştuğumuzda... ki o gün de yakında gelecek demişti... aç olmanın nasıl bir şey olduğunu unutmamalısın demişti.
was not it that what I said to him -? What filth is those?
Ne bu içerideki karışıklık.
If you protest, if you think that death is a terrible thing, then you have not understood what I have said.
Eğer onu kınarsanız eğer ölümün berbat bir şey olduğunu düşünürseniz dediklerimi anlamamışsınız demektir.
Master said that I'm not powerful enough What I acquired... is no match for any of you
Ama usta bunların hiç birinde ustalaşamadığımı söyledi yani kısacası... hiç birinizle dövüşte başa çıkamam!
I mean, quite simply... that what you said is not true.
Oldukça açık bir şekilde diyorum ki söylediklerin doğru değil.
Is that not what I said?
Ben de öyle söylemedim mi?
- That is not what I said. - It's on tape, Alan.
- Teypte olan bu, Alan.
That's not what I said.
- Bu iş bana göre değil, Nelson.
I had asked her father beforehand what his fees would be. He'd said that his music is not for sale... he'll take it when the time comes.
Babasına para teklif etmiştim... ama o müziğinin satılık olmadığını söylemişti.
She said that if what I believed to be the destiny of the United Nations is to be fulfilled, then we could not afford to wait around and then react to a member nation's call for help.
Eğer ABD'nin kaderine inanırsam layık olacağı yere geleceğine ve beklemeye gerek kalmadan diğer devletlerden yardım alınabileceğini söyledi.
When he comes over here, would you mind telling him that I still mean what I said, I haven't changed my mind and I hope that football camp in Cleveland is sweaty, gross, girl-free, not to mention painful and debilitating?
Henry buraya gelince ona söylediklerimde ciddi olduğumu fikrimi değiştirmediğimi ve Cleveland'taki o futbol kampının terli, iğrenç, kızsız, acı verici ve güçten düşürücü olmasını dilediğimi söyler misin?
Since I became pregnant of you I loved you, Jorge, and what you do not know is that my mother did hit me when she learned I was pregnant, she said I was crazy, and asked me to not have you.
Seni hamile kaldığımdan beri sevdim. Ama bilmediğin bir şey var. Annem hamile olduğumu öğrendiğinde beni dövmüştü.
So I started thinking about this and I said, what is it that we are not doing right?
Bunun üzerinde düşünmeye başladım ve nerede yanlış yapıyoruz? dedim.
The news is what we say it is. I said I'm not doing that.
Biz ne dersek haber odur.
- No, that is not what I said.
Hayır, öyle demedim.
And if she said what it is... that I'm doing, or not doing, then I can stop it.
Ve eğer sana ne olduğunu söylediyse yaptığım ya da yapmadığım, ben de düzeltebilirim.
Is that not what I just said?
Az önce öyle demedim mi?
- I said I wasn't going to do what Judith's doing for at least another year, not until I start being a woman, that is.
Judith'in yaptığı şeyi yapmayacağımı söyledim. En azından bir yıl daha geçmeden. Kadın olmaya başlayacağım güne kadar olmaz dedim, hepsi bu.
Buddha, I dare to say that what master said is not true,
Buda, küstahlık mı ediyorum bilmem ama ustanın dediklerine inanmıyorum.
If you know anything about Darwinism, basically what it said was is that those species that had evolved or were able to adapt to changing circumstances were the ones that survived, and those that were not equipped or had been- - become evolutionary dead ends
Darwinism'i biliyorsanız, söylediği şey şudur : evrimleşmiş veya çevrelerindeki koşullara uyum sağlamış türler, hayatta kamış türlerdi, ve bu koşullara ayak uyduracak donamıma sahip olmayan veya sahip olamayanların, evrimsel çıkmaza girenlerin kaderleri ölümdü.
That is absolutely not what I said.
- Kesinlikle söylediğim bu değildi.
"I'm not talking about that Hong Tae Seong." is what he said.
"O Hong Tae Seong'dan bahsetmiyorum." böyle dedi.
I can tell you for a fact that is not what she said.
Gerçektende söylediği şeyin bu olmadığını söyleyebilirim.
The thing is, that I meant what I said about not looking for a relationship.
Ancak bir ilişki istemediğimi daha önce söylemiştim.
That's not what I said. Look, all I want to know is how do we nail this Bartley guy for counterfeiting?
Bu Bartley denen adamı sahte paradan nasıl haklayacağımızı bilmek istiyorum sadece.
That's not what I said, is it?
Sana böyle mi söyledim?
And I'm sure you understand that this deployment is not what I meant when I said discreet.
Ve tedbirli olun derken bu yerleşimi kastetmediğimi eminim anlamışsınızdır.
How is what I said offensive, and that's not?
Benim dediğim hakaret ediciyse, seninkisi nasıl olmuyor?
Look, Russell, I wanna tell you that I am not sorry about what I said because Sarah is 12 and she is creative.
Bak Russel sana söylediklerim konusunda üzgün olmadığımı bil. Sarah 12 yaşında ve yaratıcı bir çocuk bağışı çekersen de çek umurumda değil.
That is, I am a... what you said but I don't want help, not for myself, but...
Ben... dediğiniz şeyim. Ama kendim için yardım istemiyorum. ... fakat...
That is not exactly what I said.
Ben aslında böyle söylemedim.