That is not your concern traducir turco
54 traducción paralela
- That is not your concern!
- Bu konu sizi ilgilendirmez!
- That is not your concern, Dr. Scott.
- Bu sizin sorununuz değil, Dr. Scott.
That is not your concern.
Bu seni ilgilendirmez.
That is not your concern.
Seni hiç ilgilendirmez.
That is not your concern.
Bu sizi ilgilendirmez.
That is not your concern.
Bu sizin sorununuz değil.
That is not your concern!
Bu sizi ilgilendirmez.
- That is not your concern.
- Seni alakadar etmez.
That is not your concern.
Bu sizi hiç ilgilendirmez.
- That is not your concern.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- That is not your concern.
Bu seni ilgilendirmez.
That is not your concern anymore.
Bu senin derdin değil artık!
That is not your concern.
Orası seni alakadar etmez!
That is not your concern.
- O senin üzerine vazife değil.
That is not your concern, Carter!
Bu seni ilgilendirmez Carter! Mesele ben değilim!
That is not your concern.
Seni ilgilendirmez.
That is not your concern as Master of War.
- Bu, Savaş Üstadı olarak seni ilgilendiren bir konu değil.
- That is not your concern.
- Orası seni ilgilendirmez.
That is not your concern.
- Bu sizi ilgilendirmez.
That is not your concern.
Sonrası seni ilgilendirmez.
That is not your concern.
Orası seni ilgilendirmez.
I appreciate the thought, Ricciardo, but that is not your concern.
Düşüncene minnettarım, Ricciardo, ama bu seni ilgilendirmez.
That is not your concern.
- Sizi ilgilendirmez.
It would seem, then, that the problem, if there is one... is not properly one of your concern.
O zaman görülüyor ki, bu problem, eğer gerçekten varsa, aslında tam olarak sizin sorununuz değil.
Her only concern is that your father's suffering not be prolonged.
Onun tek endişesi babanızın acı çekiyor olması Bayan Potter.
- That is not your concern, McManus.
Bu seni ilgilendirmez McManus.
Or is that not your primary concern either?
Yoksa bu da mı sizi ilgilendirmiyor?
- Not that this is any of your concern but Mr. Broderick thinks I might be good at this, and so do I.
Seni ilgilendirmez ama Bay Broderick bu işte başarılı olabileceğimi düşünüyor. Tamam. Ben de öyle düşünüyorum.
Not that it is of your concern, but there is no Chaapa-ai where we are going.
Bu sizi ilgilendirmez, ama gittiğimiz yerde Chaapa-ai yok.
That's not really your concern, is it?
Seni pek alâkadar etmez, değil mi?
I'm not "pulling out," because I never agreed to do a show. Nor would I ever agree to do a show and how is that your concern?
Gösteriye çıkmayı kabul etmedim ve bu sizi neden ilgilendiriyor?
That's not really your concern, is it, Potter?
Bu seni hiç ilgilendirmez, değil mi Potter?
Not that it's any of your concern, but I was at the Hilton last night on business.
Bu seni ilgilendirmez, ama dün gece iş için Hilton'daydım.
I concern your right like fundamentalist to teach to your children what is that you want to teach to them but you do not leave blood it stain the public sector.
Bir muhafazakar olarak çocuklarına öğretmek istediğin şeylere saygım var. Ama bunun kamusal alana girmesine izin verme.
Your concern is that if you act in the real world based on information that's not real, the results are impossible to foresee.
Endişen gerçekte olmayan bilgilere dayanarak var olan dünyada yaşamaya çalışmak. Sonuçları önceden görebilmen imkansız.
If you can't control your wife, that is not my concern.
Eğer eşinize söz geçiremiyorsanız bu benim sorunum değil.
You look in that room, you see your colleagues, your friends in jeopardy, but your concern is not gonna get them out of there any sooner.
O odaya bakınca, meslektaşlarınızı görüyorsunuz, arkadaşlarınız tehlikede, ancak sizin endişeleriniz onları dışarı çıkarmayacak.
That particular laboratory does not concern you or your masters, the Light.
O özel laboratuvar seni ve efendilerini ilgilendirmez, Işık.
And by the way, what I do in that movie theater is not your concern.
Bu arada, sinema salonunda yaptığım şey, seni ilgilendirmez.
That's great if safety is your main concern, but not so great if you're short a detonator.
İlk endişeniz güvenliğinizse harikadır. Ama eğer fünyeniz kısa ise harika değildir.
Look, who I do or what the fuck I do in my life is not your concern, you understand that?
Bak, kime ne yaptığım seni ilgilendirmez, anlıyor musun bunu?
I admire that death is not your first concern.
Sizi en çok endişelendiren ölüm değil, takdir ediyorum bunu.
- That wicked cunt is not your concern.
O aşağılık kancık seni ilgilendirmez.
Well, I do not see where that is your concern, Mr. Chang.
Neden sizi ilgilendirdiğini anlamıyorum Bay Chang.
I think that Twinkle-Toes, that your concern that you haven't met a boyfriend because your voices keep telling you not to is self delusion of the worst kind.
Bence bu homoseksüel, senin sıkıntın şu ana kadar hiç erkek arkadaşının olmaması çünkü duyduğun sesler olmamasını söylüyor. ki bu kendini kandırmanın en kötüsü.
I'm not sure whether you told him that you intended to shoot as many of your coworkers as you possibly could, but you did give him cause for concern.
Tüm iş arkadaşlarınız öldürmeye niyetli olduğunu bahsettiğinizden şüpheliyim ama, Onu endişelendirecek kadar şeyi söylemiştiniz zaten.
Honest citizens driven mad, tearing each other limb from limb just because you decided that this city's security is not your concern!
Sırf bu şehrin güvenliğinin seni ilgilendirmediğini düşündüğün için alnı açık vatandaşlarımız delirecek ve birbirlerine saldırmaya başlayacak!