That means nothing to me traducir turco
86 traducción paralela
- That means nothing to me.
- Tanımıyorum.
Oh, yes, he is, but that means nothing to me.
Evet öyle ama bunun benim için bir anlamı yok.
That means nothing to me.
Yok hiç bi anlam ifade etmiyor.
No, that means nothing to me.
Hayır, o benim için bir şey ifade etmiyor.
- That means nothing to me. Understand?
- Bu bana hiçbir şey ifade etmiyor, anladın mı?
That means nothing to me.
Benimse umurumda değil.
That means nothing to me.
Benim için hiçbir anlamı yok.
That means nothing to me - No.
Hayır, öyle demedim.
I throw him a little decision that means nothing to me.
Onun küçük bir karar vermesine izin verdim.
You were my student, my assistant, you think that means nothing to me?
Öğrencim, asistanımdın. Bunun bir şey ifade etmediğini mi sanıyorsun?
Yeah, that means nothing to me.
- Evet. Bu çok şeyi anlatıyor.
" That means nothing to me.
Bana hiçbir şey ifade etmiyor.
That means nothing to me.
Bu benim için bir şey ifade etmiyor.
- That means nothing to me.
- Bu bana hiçbir anlam ifade etmiyor.
That means nothing to me.
Bu hiç anlamdım.
That means nothing to me.
Benim için anlamı yok.
- Deux. Yeah. That means nothing to me.
- Hiçbir şey anlamadım.
That means nothing to me.
Bu bana hiç bir şey ifade etmiyor.
Maggie means nothing to me. You know that.
Biliyorsun, Maggie benim için bir hiç.
would you maybe care to convince me, alicia... that Mr. DevIin means nothing to you?
Beni ikna etmek ister misin Alicia bay Devlin'in sana birşey ifade etmediğine?
There's nothing that means more to me.
Benim için bundan daha önemli bir şey yok.
Don't be coarse. You know that money means nothing to me. But nothing!
Saçmalama lütfen, paraya değer vermediğimi bilirsin, benim için değersizdir.
That means nothing, to me.
Bir anlam ifade etmiyor - bana.
And i don't want to leave here because if i do, it means that i've given up everything. But there's nothing to give up. Jud, don't leave me.
Bilmiyorum doktor, oyun oynamak isteyen birileri içeri girmiş ve resimleri değiştirmiş olmalı.
She means nothing to me, that girl.
O kız benim için bir anlam ifade etmiyor.
She means nothing to me, not that!
Benim için şu kadar bile değeri yok, tamam mı?
Just listen to me I'm sure that you will agree Age means nothing
Beni bir dinlesene... Eminim ki, yaşın hiç önemi olmadığı konusunda hemfikirsindir.
There is nothing that means more to me... than this family.
Benim için hiçbir şey bu aileden önemli değil.
I see that, but it means nothing to me.
Görüyorum ama, bana birşey ifade etmiyor.
That may mean nothing to you but it means everything to me.
Senin için bir anlam ifade etmeyebilir ama benim için her şey demek.
You know that crazy girl means nothing to me.
O deli kızın, benim için anlamı yok.
No, it is like that and I'm sorry, Daisy, but she means nothing to me.
Hayır, düşündüğün gibi ve üzgünüm, Daisy, ama benim için bir şey ifade etmiyor.
Please do not refuse Didi, even if it means... that you will have nothing more to do with me afterwards.
Lütfen görmezden gelme Didi, sonrasında onlar için hiç birşey yapmayacak olsan bile.
That means exactly less than nothing to me right now.
Bu şu an benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
Girls like me and Jen and Audrey and Andie- - The fact that we've spent five years telling you that you weren't a loser that means nothing to you.
Neşter altında yatmamış Jen, Audrey, Andie ve benim gibi bütün normal kızların, son beş yılın her saniyesinde sana zavallının teki olmadığını söylemesi senin için hiçbir şey ifade etmiyor mu?
Ugh. I know that classes and the paper and Yale in general mean nothing to you, but it means something to me.
- Derslerin, gazetenin, Yale'in senin için bir anlamı olmadığını biliyorum.
That name means nothing to me.
Bu isim bana bir şey ifade etmiyor.
Again, just because you say it in that definitive tone, doesn't mean it means nothing to me.
Tekrar söylüyorum, bunu o nihai ses tonunda söylemiş olman bana hiçbir şey ifade etmiyor.
Don't just assume that my time means nothing to me.
Benim için çok faklı olduğunu sanma.
That means, like, nothing to me.
Bu bana hiç bir anlam ifade etmedi.
Now, that, uh... that means absolutely nothing to me.
Şimdi bu bu bana hiçbir şey ifade etmiyor.
But now that people are getting hurt, money means nothing to me.
Ama insanlar zarar görüyor, artık para benim için bir anlam ifade etmiyor.
Okay, let's try that again, and leave out the reference you know means nothing to me.
Tamam, tekrar deneyelim ve bu kez anlamadığım referanslar verme.
And now that I've started to make things work for me and I'm earning a living, it just means nothing to you.
tam işlerimi yoluna soktum.. ve para kazanmaya başladım. Fakat bunların senin için bir anlamı yok.
I'm depressed, lifeless, as though I'm waiting for something hold me close against your heart and know that nothing means more to me than you.
Sıkıntıdayım, hayatım anlamını yitirdi, ve sadece beklediğim şey beni kalbine yakın tut ve şunu bil ki bana hiçbir şey senden yakın değildir.
So it should take about 30 minutes to scan the entire planet, which means I've time to get down to the cafeteria, get myself some of that fine almond biscotti and a Yoo-hoo, and be back in time for you to tell me you have found nothing.
Bütün gezegeni taraması yaklaşık 30 dakika sürecektir, yani kafeteryaya inip kendime güzel bir acıbadem kurabiyesi ve kakaolu süt alıp buraya bana bir şey bulamadığınızı söylemeniz için dönmeme yetecek kadar zamanım var.
Something that means a lot to me means nothing to others.
Bana çok şey ifade eden birşey başkasına hiçbirşey ifade etmeyebilir.
You want me to believe that this case means nothing?
Bu vakanın hiçbir anlamı olmadığına inanmamı mı istiyorsun?
That means nothing to me.
Bana bir şey çağrıştırmadı.
It kills me that Bones thinks that taking someone's life means nothing to me.
Bones'un, benim için birini öldürmenin önemsiz olduğunu düşünmesine kahroluyorum.
That dress of yours means nothing to me!
Kıyafetlerin benim için hiçbir şey ifade etmiyor.