That sounds good to me traducir turco
77 traducción paralela
That sounds good to me.
Çok güzelmis.
- That sounds good to me.
- Evet, bana uygun.
- That sounds good to me.
- Bence güzel söylemiş.
- That sounds good to me.
- Kulağa hoş geliyor.
That sounds good to me too.
Bu bana da iyi gelir.
No, that sounds good to me.
Hayır, kulağa hoş geliyor.
[Man] That sounds good to me!
Bu kulağa hoş geliyor!
- That sounds good to me!
- Bunu duymak benim de hoşuma gider!
- That sounds good to me.
Kulağa iyi geliyor.
That sounds good to me.
Kulağa hoş geliyor.
- That sounds good to me.
Bana iyi bir fikir gibi geldi.
- That sounds good to me.
- Kulağa hoş geliyor bence.
That sounds good to me.
Bana göre hava hoş.
- That sounds good to me.
- Bu bana güzel görünüyor.
- That sounds good to me.
- Bana uyar.
That sounds good to me.
Bana uyar.
That sounds good to me.
Teklif bana uygun geldi.
That sounds good to me.
Bundan hoşlandım.
- Well, that sounds good to me, Tom.
- Güzel fikir, tutum bunu, Tom.
- That sounds good to me.
- Bana uygun gibi geldi.
That sounds good to me.
Kulağa güzel geliyor.
That sounds good to me
Bu kulağa hoş geliyor.
- That sounds good to me.
- Bana uyar. - Tamam mı?
Ooh, that sounds good to me, when do we start?
Ne zaman başlıyoruz?
That sounds good to me.
- Kulağa güzel geliyor.
That sounds good to me.
Benim için de uygundur.
Uh, yeah, that sounds good to me.
Oh, evet, bana uyar.
That sounds good to me.
İyi dedin.
That sounds good to me.
Bu bana gayet güzel geldi.
Now that sounds good to me.
Evet, bence de öyle.
That sounds to me like a good way not to get kissed twice.
Kulağıma iki kere öpüşmemek için söylenebilecek güzel bir sözmüş gibi geldi.
That sounds like a good enough reason to me.
Bana yeterli bir neden gibi geldi.
Well, that sounds like just good-natured ribbing'to me.
Sanki güzel bir şekilde beni azarlıyormuşsunuz gibi.
- That sounds very good to me.
- Kulağa çok hoş geliyor.
- That sounds like a really good rule to me.
- Bana gerçekten iyi bir kural gibi geldi.
That sounds pretty good to me.
Çok hoşuma gitti.
Well, I know that's not what you want to hear, but it sounds like pretty good advice to me.
Duymak istediğin bu değil biliyorum bana iyi bir tavsiyeymiş gibi geliyor.
What's wrong with the last line? "You're my forever." - That sounds pretty damn good to me.
Nesi varmış son satırın? "Sonsuza dek benimsin."
That sounds so good to me.
Kulağıma çok iyi geliyor.
Yeah, all right, that sounds good. Do what you can and get back to me, all right?
Sonuçları alır almaz bana haber ver, tamam mı?
That sounds like a good kid to me.
Bana da iyi bir çocukmuş gibi geldi.
That, to me, sounds like someone I would want to haveworking for the good guys.
Bu iyiler için çalışmasını istediğim biri.
Forgive me, Mr. Hernan, That sounds too good to be true.
Kusuruma bakmayın, don Hernan, doğru olamayacak kadar güzel bir şey bu.
Carl, that sounds like a pretty good plan to me.
Carl, kulağa güzel bir planmış gibi geliyor.
And Alice Austen thought that, hey, sounds like a good idea to me.
Ve Alice Austen şöyle düşündü, "Hey, bu bana iyi bir fikir gibi geldi."
That sounds to me like a good thing.
Bu bana iyi bir şeymiş gibi geldi.
That sounds like a good idea to me.
Bana iyi bir fikirmiş gibi geldi.
That actually sounds good to me.
Kulağa iyi geliyor.
Stu, that sounds pretty good to me.
Stu, bu epey iyi bir fikir gibi görünüyor.
No, that sounds exactly right to me. Good.
- Hayır, bana tamamen makul geldi.
That actually sounds pretty good to me.
- Aslında bayağı güzel görünüyor.