That wasn't so bad traducir turco
284 traducción paralela
That wasn't so bad, was it, now?
Artık o kadar kötü değil, değil mi?
That wasn't so bad.
O kadar kötü değildi.
That wasn't so bad, was it?
Çok acımadı değil mi?
There, now that wasn't so bad.
- Çok da kötü değilmiş, değil mi?
That wasn't so bad. was it?
Çok kötü değildi değil mi?
That fellow wasn't so bad.
- Evet, o kadar da kötü değildi.
Well, at first it wasn't so bad, because I had hopes that the trouble I was having was only temporary,
İlk başta o kadar da kötü değildi, çünkü çektiğim sorunların geçici olduğundan ümitliydim.
That wasn't so bad, was it, son?
O kadar da kötü değilmiş, değil mi oğlum?
Well, that wasn't so bad, but when I walked in the back room and saw what you had stacked there.
Arka odaya girip, oraya yığdığın eşyaları gördüğümde, durum çok da kötü değildi.
That wasn't so bad, was it, beanpole?
Gördüğünüz gibi, hiç de zor olmadı.
Well, that wasn't so bad.
O kadar kötü değildi.
That wasn't so bad, was it?
O kadar da kötü değil di ha?
- Phyllis, that wasn't so bad, was it?
- O kadar da kötü değildi, değil mi?
I found it in that little room that we thought was a cupboard, so Mrs. Viney wasn't so bad after all.
Şu ilerdeki küçük odada buldum. Yani Bayan Viney o kadar da kötü değilmiş.
That wasn't so bad, was it?
Canın acımadı, değil mi?
You see, that wasn't so... bad.
Gördün mü, zannettiğin kadar...
That wasn't so bad.
Annem etrafındayken olay neydi acaba?
Well, that wasn't so bad.
O kadar da kötü bir şey değil.
- Now, that wasn't so bad, was it?
- Bak, o kadar kötü değilmiş, değil mi? - Evet.
Come on. Now that wasn't so bad, was it, Barney, huh?
Hadi.
That wasn't so bad, was it?
O kadar da kötü değildi, değil mi?
THAT WASN'T SO BAD, WAS IT, JAMES?
O kadar da korktuğun gibi olmadı, değil mi James?
take back but I cant and there's also sort of a whiney noise that came out towards the end that uh that probably wasn't my finest hour and I sucked SO-BAD
İşin içinde biraz acemilik vardı. Seks muhabbetlerini sevdim. Bence çok eğlenceliydi.
Well, that wasn't so bad, was it?
O kadar da kötü değildi, değil mi?
Well, that wasn't so bad.
O kadar da kötü değildi.
- So? It wasn't that bad.
O kadar kötü değildi.
So I guess growing up in the wetback section of Fresno wasn't that bad.
Sanırım Fresno'da mülteci meksikalılar ile büyümüş o kadar da kötü değil
That wasn't so bad, really.
Doğrusu, o kadar da fena değildi.
That wasn't so bad, was it?
O kadar da zor değilmiş değil mi?
There, now, that wasn't so bad, was it?
Haydi şimdi, o kadar da kötü değildi, değil mi?
That wasn't so bad, was it?
Bu o kadar da kötü değil, değil mi?
[Sighs] That wasn't so bad.
O kadar kötü değildi.
See, that wasn't so bad. I told you men were easy to deal with.
Erkeklerin kolay lokma olduğunu söylemiştim.
I guess I just wanted him so bad that I wasn't thinking.
Onu o kadar istedim ki belki hiç düşünmedim.
That wasn't so bad.
O kadar da kötü değilmiş.
Well, that wasn't so bad, was it?
O kadar kötü değildi, öyle değil mi?
So getting bumped from the fishing cabin wasn't all that bad, was it, Al?
Yani oradan kovulmak o kadar da kötü değildi, değil mi Al?
That wasn't so bad, was it, Lieutenant?
Çok kötü sayılmaz değil mi Yüzbaşı?
Now, that wasn't so bad, was it?
O kadar da kötü değilmiş, öyle değil mi?
That wasn't so bad, was it?
Bu cok kötü değil değil mi?
So that wasn't too bad, was it?
Bu cok kötü değil değil mi?
That wasn't so bad.
Çok da kötü değildi.
- That wasn't so bad, was it?
- Bu o kadar kötü değildi, değil mi?
That wasn't so bad.
O kadar da kötü değildi.
Well, that wasn't so bad.
Pekala, bu çok kötü değildi.
It wasn't bad enough that I, an Earthlin', have gotten old so soon!
Dünyada bundan daha korkunç bir şey olamazdı, eski haline dönmelisin!
That wasn't so bad, was it?
O kadar kötü değildi, değil mi?
It wasn't so bad that - Well, you did get pretty pruney, but -
Aslında çok da kötü değildi - Well, you did get pretty pruney, but -
Well, that wasn't so bad.
Eee, o kadar da kötü değildi.
That wasn't so bad was it?
O kadar da kötü değildi, değil mi?
Well, that wasn't so bad.
Şey, çok kötü değildi.
that wasn't very nice 41
that wasn't a question 26
that wasn't me 262
that wasn't my intention 19
that wasn't it 39
that wasn't your fault 51
that wasn't nice 26
that wasn't supposed to happen 22
that wasn't a lie 16
that wasn't part of the plan 20
that wasn't a question 26
that wasn't me 262
that wasn't my intention 19
that wasn't it 39
that wasn't your fault 51
that wasn't nice 26
that wasn't supposed to happen 22
that wasn't a lie 16
that wasn't part of the plan 20