The first time i saw you traducir turco
456 traducción paralela
You were a funny-looking thing the first time I saw you with those gangly legs and freckles.
Seni ilk gördüğümde ufacık tefecik uzun bacaklı çilli bir şeydin.
Just like you did the first time I saw you, remember?
Seni ilk kez gördüğümde yaptığın gibi hatırladın mı?
The first time I saw you was a year and a half ago.
Sizi ilk bir buçuk yıl önce gördüm.
The first time I saw you, I knew what happiness meant.
Seni ilk gördüğümde mutluluğun ne demek olduğunu anladım.
I've been waiting for tonight since the first time I saw you.
Ilk karsilasmamizdan beri bu ani bekledim.
The first time I saw you in the library at LACC, I said to myself, "Oh, oh, that's for me."
Los Angeles Üniversitesi kütüphanesinde seni ilk gördüğüm anda kendime şöyle dedim, "Bu adam benim olmalı!"
That was the first time I saw you,
Seni ilk kez o zaman görmüştüm.
I said yes because I fell in love with you the first time I saw you.
EVet dedim sana çünkü seni görür görmez sevmiştim.
I liked you from the first time I saw you.
İlk gördüğüm andan itibaren hoşlandım.
It's bothered me since the first time I saw you.
Seni ilk gördüğümden beri beni rahatsız etti.
The first time I saw you was on the beach at Cannes.
Seni ilk kez Cannes'de plajda gördüm.
I'm going to ask you to come with me tonight... as I turn back the pages in my book of happy memories... and I recall the first time I saw young Jett Rink.
Bu gece bana katılmanızı istiyorum. Mutlu hatıralar defterimin sayfalarını birlikte çevirelim ve genç Jett Rink'i ilk gördüğüm zamanı anlatayım size.
I've wanted to... ask you since the first time I saw you.
Seni ilk gördüğüm andan beri söylemek istiyordum.
I promised myself I would do this the first time I saw you again.
Seni bir daha görür görmez bunu yapmaya söz vermiştim.
The first time I saw you, I thought to myself :
Seni ilk gördüğüm zaman, kendi kendime şöyle dedim...
The same guy I wanted the first time I saw you.
Seni ilk gördüğüm an istediğim adamı.
From the first time I saw you, I...
Seni görür görmez...
The first time I saw you with Lynne.
Seni ilk Lynne'le beraber gördüğümden beri.
You know what I said to myself the first time I saw you?
Seni ilk gördüğümde kendime ne söylediğimi biliyor musun?
I knew you were perverted the first time I saw you.
Seni gördüğüm an bir nevi sapıklığın olduğunu anlamıştım.
The first time I saw you, I should have known.
Seni ilk gördüğüm an anlamalıydım.
Do you know, the first time I saw you in the cafeteria, I wanted to go up to you and say "Hi, I'm Lenny Bruce and I got the hots for you."
Biliyor musun, seni kafeteryada ilk gördüğümde yanına gelmek ve "Merhaba, ben Lenny Bruce ve seni istiyorum." demek istedim.
You drove me crazy the first time I saw you through the crack in that door.
Seni o kapı aralığında ilk gördüğümde vuruldum.
* THE FIRST TIME I SAW YOU * * I HATED YOUR GUTS * I FELT YOUR LOVE
Seni ilk gördüğümde, senden nefret ettim.
* UNTIL ALL THE FISH CAN'T SWIM * * THE FIRST TIME I SAW YOU * * WAS SUCH A THRILL TO ME *
Seni ilk gördüğümde benim için harika bir coşkuydu.
The first time I saw you,
Sizi ilk gördüğüm zaman
Do you remember the first time I saw you?
Tanışmamızı hatırlıyor musun?
I can't forget about you since the first time I saw you.
Seni unutamam. seni ilk gördüğümden beri.
If my husband saw you kissing me... like he kissed me the first time we met, I'm sure that would make him jealous.
Eğer kocam beni, kendisiyle ilk karşılaştığımızda öpüştüğümüz gibi öptüğünüzü görürse, adım gibi eminim, çok kıskanacaktır.
The first time that I saw you, I said to myself,
Seni ilk gördüğümde, kendime şöyle dedim :
And the first time you saw Frank Wiecek... - was on the day of the murder?
O zaman Frank Wiecek'i ilk kez cinayet günü gördün?
couldn't escape them.Somewhere out there were yo It's like the first time I saw you.
Sizi ilk görüşüm gibiydi.
That's the first time I ever saw you laugh.
İlk kez güldüğünü gördüm.
Yesterday I saw you play for the first time.
Dün ilk kez sizi oyunda gördüm.
I saw you for the first time in Bologna, in 1943.
Sizi ilk kez Bolonya'da 1943'de görmüştüm.
That was the first time I saw you.
Seni ilk o zaman görmüştüm.
I saw you naked for the first time.
Seni ilk kez çıplak görüyordum.
You know, I remember the first time I ever saw you.
Sizi ilk gördüğüm anı hatırlıyorum.
Remeber the day I saw you for the first time?
Seni ilk gördüğüm günü hatırlıyor musun?
Even so, I saw you today for the first time.
Öyle ki sizi daha dün ilk defa gördüm.
The first time I ever saw you, running across the quadrangle, your hair flying.
Seni ilk gördüğümde avluda koşuyordun ve saçların uçuşuyordu.
Reminds me of the first time I ever saw you. It was over 17 years ago.
Seni ilk gördüğüm günü hatırlıyorum da 17 yıl önce idi.
When you saw me for the first time... I was singing and laughing.
Beni ilk gördüğünde şarkılar söyleyip gülüyordum.
When I saw you for the first time you had it on, Frydrych.
Seni ilk gördüğümde başında bu vardı Frydrych.
That's the first time I ever saw you take a drink.
Seni içki içerken ilk defa görüyorum.
The first time when I saw you when I got off the Mississippi...
Sizi Mississipi'nin gelişinde ilk gördüğümde korkuya kapılabilir ya da donup kalabilirdim.
The first time that I saw you, Professor... I knew that we had to complete this experiment together.
Sizi ilk gördüğüm anda Profesör bu deneyi beraber tamamlamamız gerektiğini anlamıştım.
First time I saw you, I said "He is more than the stupid cowhand he looks like."
Sizi ilk gördüğümde, bu çocuk göründüğü kadar aptal biri olmayabilir, demiştim.
You see, that jived with something that I noticed about the body the first time I saw it and that bothered me.
Görüyorsun, cesedle ilgili bir şeye takıldım bunu ilk defa gördüm ve canımı sıktı.
When I saw you the first time...
Seni ilk gördüğüm zaman...
I can remember the first time I ever saw you.
Seni ilk gördüğüm anı hatırlıyorum.