The whole world is watching traducir turco
63 traducción paralela
The whole world is watching you.
Bütün dünyanın gözü üstünde.
Don't forget the whole world is watching us.
Bütün Dünya'nın bizi izlediğini unutmayalım.
The whole world is watching!
Tüm dünya izliyor!
The country, even the whole world is watching and waiting.
Ülke, hatta tüm dünya izliyor ve bekliyor.
The whole world is watching!
Bütün dünya seyrediyor.
Why is it when you do something terrific... 9 times out of 10 you're alone... but when you screw up really big... the whole world is watching?
Neden harika bir şey yaptığınızın 10'da 9'unda yalnızsınızdır da, gerçekten berbat bir şey yaptığınızda bütün dünya sizi izliyordur?
And the whole world is watching.
Ayrıca, tüm dünya izleyecek.
The whole world is watching! The whole world is watching!
Bütün dünya izliyor.
FOR GOD'S SAKE, CHRISTOF, THE WHOLE WORLD IS WATCHING.
Tanrı aşkına Christof. Bütün dünya izliyor
The whole world is watching us!
Bütün dünya bizi izliyor.
" Today the whole world is watching these 150 meters.
Bugün tüm dünyanın gözü bu 150 metrede.
The whole world is watching, the whole world is watching!
Bütün dünya bunu izliyor.
Perhaps John Lennon heard the chants of "The whole world is watching. The whole world is watching." The whole world is watching!
Belki John Lennon "Bütün dünya izliyor, bütün dünya izliyor" diyenleri duydu.
The whole world is watching!
"Bütün dünya izliyor, Bütün dünya izliyor"
The whole world is watching you.
Bütün dünyanın gözü üzerinizde.
The whole world is watching... to see what happens when you defy me...
Bütün dünya izliyor... Bana karşı geldiğiniz zaman ne olduğunu görmek için...
We're gonna conduct this one like the whole world is watching.
Bütün dünya bizi izliyormuş gibi çalışacağız.
Because I promised, and the whole world is watching.
Söz verdim de. Ayrıca, tüm dünya izleyecek.
The whole world is watching this.
Bunu bütün dünya izliyor.
The whole world is watching.
Tüm dünya bunu izliyor.
When you're with a person that beautiful, the whole world is watching. I mean, when we walk into a restaurant, all eyes go to him. And right after him, they come to me.
O kadar güzel bir insanla beraberken bütün dünya izliyor, bir restorana girdiğimizde bütün gözler ona çevriliyor, ondan sonra bana bakıyorlar, ve ne düşünüyorlar sence?
The whole world is watching us.
Tüm dünyanın gözü üzerimizde.
The whole world is watching.
Tüm dünyanın gözü üzerlerinde.
And set my dvr to record "big bang theory." The whole world is watching this thing, and I've got to know why.
Tüm dünya o şeyi izliyor, sebebini bilmem lazım!
'Now. Will. the whole world is watching. Is there anything you'd like to say?
Şimdi Will, tüm dünya seyrediyor, söylemek istediğin bir şey var mı?
The whole world is watching.
Herkesin gözü üzerimizde.
The whole world is watching.
Bütün dünya bunu izliyordu.
The whole world is watching.
Tüm dünya seyrediyor! Tüm dünya seyrediyor!
The whole world is watching the Embassy.
Bütün dünya bu olayı takip diyor.
the whole world is watching us.
Tüm dünyanın gözü üzerimizde.
I know it must feel like the whole world is watching you maybe even against you, but you can't worry about Sissy or Joe or anyone else.
- Biliyorum tüm bu insanların sana rağmen seni gözetlemesi kötü bir şey ama Sissy ve Joe için endişelenmemelisin.
And I'll make sure the whole world is watching.
Ve ben de herkesin bunu görmesini sağlayayım.
The whole world is watching.
Tüm dünya izliyor!
- The whole world is watching this! - Yeah!
Tüm dünya bunu izliyor!
The whole world is watching and you're gonna get caught.
Tüm dünya izliyor ve emin ol yakalanacaksın.
The whole world is watching, as you say.
Dediğin gibi tüm dünya izliyor.
The whole world is watching.
Tüm dünya izliyor.
The whole world is watching, astonished by the achievements and rapid progress of our country.
Bütün dünya, şaşkınlık içinde ülkemizin kalkınma hızını ve olağanüstü gelişme başarısını izliyor.
Are you going to kill Sung Cha Ok in front of the camera while the whole world is watching?
Tüm dünya izlerken Sung Cha Ok'u mu öldüreceksin?
The whole world is watching.
Bütün dünya izliyor.
But if the full penalty of the law is meted out to Bertram Cates, the faithful the whole world over, who are watching us here and listening to our every word, will rise up and call this courtroom blessed.
Ama Bertram Cates'e hak ettiği ceza verilirse dünyanın her yerinde bizi seyreden ve ağzımızdan çıkan her lafı dinleyen müminler ayağa kalkıp, bu mahkemeyi kutsayacaklardır!
The whole world is going to be watching this broadcast, and so are we.
Bütün dünya bu yayını izleyecek. Biz de izleyeceğiz.
The whole world is watching!
Konuşun!
All the public will know is the secretary died during a rescue attempt, which is more palatable than letting him be executed with the whole world watching.
Halk, Bakan'ın, tüm dünyanın gözleri önünde idam edilişine izin vermemizden daha makul bir şekilde, kurtarma harekatı sırasında öldüğünü bilecek.
When I'm at home at night in my own house in my sweats, drinking some red wine, watching my mystery stories, the last thing in the whole godforsaken world I want to hear is the voice of Michael scott.
Akşam saati evimde, pijamamı giymiş kırmızı şarabımı yudumlarken, en sevdiğim diziyi izlerken, tanrı şahidimdir ki duymak isteyeceğim son şey senin Michael scott'ın sesi.
People of the whole world are watching as the probe sent into space is transferring data exceeding even the most optimistic expectations.
Bütün dünya insanları uzay aracının uzaya gönderilişini ve en iyimser beklentileri bile aşan verilerin aktarımını izliyor.
I've got Gordon ramsay up my ass, Bobby flay about to kick my ass and the whole world is gonna be watching!
Gordon Ramsay kıçımdan ayrılmıyor Bobby Flay amıma koymak üzere ve bütün dünya bunu izleyecek!
The whole world is watching.
Dünya izliyor.
He becames the kingpin and is believed to win the postseason game for the team whole world is watching today
Şimdiden takımın vazgeçilmezleri arasına giren Ling Ling dünya çapında tanınan takımını gelecek sezonda da galibiyete taşımayı hedefliyor!
The last thing we need is these men dying with the whole world watching!
Bütün dünyanın gözü önünde, bu insanların ölmesi istediğimiz son şeydir!
"The loneliest moment in someone's life is when they are watching their whole world fall apart, and all they can do is stare blankly."
"Bir insanın hayatındaki en yalnız anı,... tüm hayatının dağıldığını izlemek ve tek yaptığının boş boş bakmak olduğu andır."