There's nothing to be afraid of traducir turco
334 traducción paralela
There's nothing to be afraid of.
Korkacak hiçbir şey yok.
Well, there's nothing to be afraid of.
Korkulacak hiç bir şey yok.
There's nothing to be afraid of.
Korkacak bir şey yok.
- There's nothing to be afraid of.
Gidelim buradan. - Korkacak bir şey yok.
There's absolutely nothing to be afraid of.
Bunda korkacak bir şey yok ki.
- Yes, there's nothing to be afraid of.
- Evet, korkacak bir şey yok ki.
But believe me, darling, there's nothing to be afraid of.
Bana inan sevgilim, korkacak hiçbir şey yok.
Why, there's nothing up there to be afraid of.
Orada korkacak hiçbir şey yok.
There's nothing to be afraid of.
Çekinecek bir şey yok.
There's nothing to be afraid of.
Korkulacak bir şey yok.
In Harper, there's nothing to be afraid of.
Harper'da korkmana gerek yok.
There's nothing to be afraid of.
Korkacak birşey yok.
There's nothing to be afraid of.
- Korkacak bir şey yok.
I'm crazy, or... or upset or that it... there's nothing to be afraid of?
Ya çıldıracağım ya da yada üzüleceğim. Korkacak bir şey yok.
But once it's hidden and out of our hands, there's nothing to be afraid of.
Ama onu saklayıp elimizden çıkardığımızda korkacak bir şeyciğimiz kalmayacak.
- There's nothing to be afraid of.
- Korkacak bir şey yok.
There's nothing for you to be afraid of,'cause I'm not going.
Keşke özgür olabilseydim.
There's nothing to be afraid of now, Ume.
Artık korkulacak bir şey yok Ume.
There's nothing to be afraid of now.
Artık korkacak bir şey kalmadı.
There's nothing to be afraid of!
Korkacak bir şey yok!
THERE'S NOTHING TO BE AFRAID OF, EDWARD.
Korkacak bir şey yok, Edward.
And there's nothing to be afraid of.
Korkacak bir şey yok.
There's nothing to be afraid of, in fact, I'm just as scared as you are.
- Ellerini kaldır. - Kim, ben mi? - Haydi, kaldır ellerini!
The night. There's nothing to be afraid of.
Korkacak birşey yok ki.
There's nothing to be afraid of, only some nasty men throwing some nasty bombs.
Korkacak bir şey yok. Sadece bazı pis adamlar pis bombalarını atıyorlar o kadar.
There's nothing to be afraid of.
Bunda korkulacak bir şey yok.
There's nothing to be afraid of, man.
Korkacak bir şey yok dostum.
'There's nothing to be afraid of, my dear.'
Kokacak bir şey yok, canım.
There's nothing to be afraid of.
Korkacak hiçbir şey yok. Yaranı temizledim.
Look, there's nothing to be afraid of.
Bak, korkulacak hiçbir şey yok.
There's nothing to be afraid of
Korkacak bir şey yok.
Siu Ling, there's nothing to be so afraid of
Siu Ling, endişelerin tamamen yersiz için rahat olsun..
There's nothing to be afraid of!
Korkacak hiç bir şey yok.
Well, look, there's nothing to be afraid of.
Şey... Bak, korkacak bir şey yok.
He acts li ke he's brave when there ain't nothing to be afraid of.
Korkacak bir şey yokken cesur davranıyor.
There's nothing to be afraid of in a bird.
Bir kuştan korkmak için sebep yok.
There's nothing to be afraid of, no sign of a little girl.
Korkacak bir şey yok, küçük bir kız belirtisi de yok.
My darling, there's nothing to be afraid of.
Hayatım, korkacak bir şey yok ki.
Why no, there's nothing to be afraid of.
Niye olsun, korkacak bir şey yok.
I'm here with you now, and there's nothing to be afraid of.
Seninleyim ve korkacak bir şey yok.
( Dr. Wilbur ) THERE'S NOTHING TO BE AFRAID OF HERE.
Bunda korkacak bir şey yok.
- Now child. There's nothing to be afraid of.
- Bundan sonra çocuğum endişelenecek hiç bir şey yok.
Then there's nothing to be afraid of, is there?
Korkacak birşey yok değil mi?
When you said There's nothing to be afraid of, your voice sounded so familiar.
Tamam, korkacak birşey yok dediğiniz zaman, sesiniz çok tanıdık geldi.
The officer said there's nothing to be afraid of.
Memur korkacak birşey olmadığını söylüyor.
There's nothing to be afraid of.
Korkacak bir şey yok!
For what, if there's nothing to be afraid of?
Niçin? Eğer korkacak hiçbir şey yoksa...
She couldn't be stranger than my master Yes, there's nothing to be afraid of
Kimse benim ustamdan daha sinirli olamaz elbette korkacak bir şey yok
Tell Alexander there's nothing to be afraid of.
Alexander'a korkulacak bir şey olmadığını söyle.
Father says there's nothing to be afraid of.
Babam korkulacak bir şey olmadığını söyledi.
I'm not dangerous. There's nothing to be afraid of.
Korkacak bir şey yok.