There's nothing wrong with me traducir turco
241 traducción paralela
There's nothing wrong with me, Doc.
Hayır Doktor, ben gayet iyiyim.
I'll have you know he said there's nothing wrong with me.
Bir şeyim yokmuş. Sağlığım yerinde.
At least, there's nothing wrong with me that a nice, long kiss wouldn't cure.
En azından güzel ve uzun bir öpücüğün tedavi edemeyeceği bir hastalığım yok.
But there's nothing wrong with me that a million dollars won't cure.
Bir milyon dolar deva olmasada zararıda olmaz.
There's nothing wrong with me.
Benim bir şeyim yok.
There's nothing wrong with me...
Bir şeyim yok benim.
There's nothing wrong with me!
Bir şeyim yok benim!
There's nothing wrong with me, I don't need a doctor!
İyiyim ben, doktora ihtiyacım yok!
But there's absolutely nothing wrong with me.
Ama benim kötü bir şeyim yok.
There's nothing wrong with me.
Benim bir rahatsızlığım yok.
There's nothing wrong with me.
Benim hiçbir şeyim yok.
There's nothing wrong with me.
Sorun ben değilim.
- But there's nothing wrong with me.
- Ama ben yaralı değilim ki.
There's nothing wrong with me.
Ben de öyle.
There's nothing wrong with me, I assure you.
Sizi temin ederim bir sorunum yok.
- There's nothing wrong with me.
- Bir şeyim yok.
- There's nothing wrong with me.
- Benim bir şeyim yok.
- There's nothing wrong with me.
- Bu çok gülünç. Benim bir şeyim yok.
There's nothing you can do about what's wrong with me, Louise.
Bu sorunla ilgili yapabileceğin hiçbir şey yok Louise.
Listen to me. There's nothing wrong with her...
Karımın hiçbir şeyi yok.
- There's nothing wrong with me.
- Hiçbir rahatsızlığım yok.
There's nothing wrong with me.
Benim bir sorunum yok.
There's nothing wrong with me... language.
Dilim de herhangi bir sorun yok.
You know, I really should be allowed to go home! I... There's nothing wrong with me!
Kore'ye gideceğim.
There's absolutely nothing wrong with me!
Benim hiçbir şeyim yok!
I want you to tell me that you know for a fact there's nothing wrong with my daughter except in her mind!
Söylemenizi istediğim tek şey... kızımın sorununun sadece kafasında olduğu!
I'm sorry to disappoint you, but there's nothing wrong with me.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama, ben yanlış yapmam.
There's nothing wrong with me, son.
Şükürler olsun hiçbir sorunum yok evlat.
Because my husband is beginning to realize there's nothing wrong with me.
Çünkü kocam artık hasta olmadığımı anlamaya başladı.
I'm not gonna harm anybody, and there's nothing wrong with me.
Kimseye zarar vermeyeceğim, benim bir şeyim yok.
If you discount the angina, the migraines and the gastritis, there's nothing wrong with me.
Anjin, migren ve gastriti saymazsan, hiçbir şeyim yok.
Thinks I'm having a breakdown but I'm not, there's nothing wrong with me.
Sinir buhranı geçirdiğimi sanıyor ama benim hiçbir şeyim yok.
God, I hope there's nothing physically wrong with me.
Tanrım! Umarım fiziksel yönden bir sorunum yoktur.
There's nothing wrong with me, pal!
Benim bir sorunum yok. Ahbap!
C'mon, help me down there. There's nothing wrong with you.
Hadi çocuklar yardım edin.
There's nothing wrong with Max. I don't know why you don't want me...
Max'ın nesi var ki, anlamıyorum neden benim...
There's nothing wrong with me!
Ben hasta değilim. Tanrım!
There's nothing wrong with me!
Yürümeye devam edin. - Hayır!
You should be pleased there's nothing wrong with me.
Bir şeyim olmadığı için, memnun olmalısın.
If there's nothing wrong with me... maybe there's something wrong with the universe.
Eğer ben de bir sorun yoksa, belki de evrende bir sorun vardır.
Oh, there's nothing wrong with me.
Benim bir sorunum yok.
Well, there's nothing wrong with her. I mean, don't get me wrong.
Yanlış anlama, kızın ters bir yanı yok.
There's nothing wrong with me.
İyiyim. Benim bir şeyim yok.
There's nothing wrong with admitting you want me.
Beni istediğini söylemem de herhangi mazur görmüyorum.
What makes you think that I have time to see doctors take x-rays, make appointments when there's absolutely nothing wrong with me?
Peki o zaman doktor randevuları, röntgenleri ne için yaptırdım bende hiçbir sorun yokken?
There ´ s nothing wrong with me.
Hiçbir rahatsızlığım yok.
There's nothing wrong with me that a little peace and privacy wouldn't cure.
Bir parça huzur ve mahremiyetin tedavi edemeyeceği bir rahatsızlığım yok.
There's nothing wrong with me.
Benim sorunum yok.
There's nothing wrong with me.
Bende bir anormallik yok.
There's nothing wrong with me, brother.
Benim bir sorunum yok. Kadın kaçmaya çalıştı.
So I guess there's nothing wrong with me surprising you. Right?
Hal böyleyken seni şaşırtmakta bir sakınca görmüyorum.