There's something i need to say traducir turco
82 traducción paralela
Now, there's something I want to say to you, and you need to listen.
Sana söylemek istediğim bir şey var ve bunu dinlemen gerek.
There's something I need to say to you and I think I ought to go first.
Benim de sana söylemem gereken bir şey var ve sanırım ilk ben söylemeliyim.
There's something I need to say.
Söylemek istediğim bir şey var.
But before I can say goodbye there's something I really need you to know.
Hoşçakal demeden önce bilmeni gerçekten istediğim birşey var.
Before we go, there's something I need to say.
Gitmeden önce, sana söylemem gereken birşey var.
Before you say anything, there's something I need to say.
Sen bir şey söylemeden önce, içime ukde olan bir şeyi söylemem lazım.
To say goodbye and also there's something that I need to say to you guys.
Hepinize veda etmek için ve ayrıca size söylemek istediğim bir şey var.
There's something I need to say to everybody.
Herkese söylemem gereken bir şey var.
And now that We're standing face-to-face There's something I need to say
d Ve şimdi d Seninle yüz yüzeyiz d Söylemem gereken bir şey var d Bu gece aşık olmaya hazırım d Kalbimi sonuna kadar açmaya d Sonsuza kadar süreceğine söz veremem d Ama bebeğim deneyeceğim d Evet bu gece d Aşık olmaya hazırım
There's something I need to say to you
- Sana bir şey söylemem gerek.
There's something I need to say to you
Dinliyorum.
I haven't slept all night, because there's something I need to hear you say...
I haven't slept all night, because there's something I need to hear you say...
Listen, there's something I need to say.
Ray, ben Karen. Söylemem gereken bir şey var.
There's something I need to say in private.
Size söylemek istediğim bir şey var.
There's something I need to say first.
Önce söylemem gereken birşey var.
Look, there's something I need to say to you.
Bak sana söylemek istediğim bir şey var.
Okay, I'm not sure if there's something that you feel like you need to say or need to do. I realize you and Jess have some sort of history, but I really do like her a lot. So, if you want to hit me or whatever it is that you need to do,
Söylemen ya da yapman gereken bir şey mi var emin olamıyorum ve Jess ile bir geçmişiniz olduğunun farkındayım ama ondan gerçekten çok hoşlanıyorum, o yüzden bana vurmak ya da her ne yapman gerekiyorsa bir şekilde bunu artık geçemk istiyorum, çünkü bu salak bir iş olmaya başladı.
There's something I need to say to you.
Sana söylemem gereken birşey var.
"Tonya, there's something I need to say to you..."
"Tonya, sana söylemem gereken birşey var..."
Tonya, there's something I need to say.
Tonya, söylemem gereken birşey var.
Before you go, there's something I need to say.
sana söylemem gereken bir şey var.
Mrs. D'Angelo, you and I have never spoken and there's something I really need to say.
Bayan D'Angelo, sizinle daha önce hiç konuşmadık benim ise eklemek istediğim bir şey var.
There's something I need to say.
Söylemem gereken bir şey var.
- We're just waiting - - Ruthie. I think there's something that I need to say.
Ruthie, sana söylemem gereken bir şey var.
All right, well... there's something I need to say to you, so just let me say it.
Sana bir şey söyleyecektim, şimdi söyleyeyim.
What are you doing here? There's something I need to say.
İyi geceler J.J.
Wait... there's something I need to say.
Bekle... söylemem gereken bir şey var.
There's something I need to say.
Ama söylemem gereken birşey var.
There's something I need to say before I leave.
Çünkü ayrılmadan önce sana bir şey söylemek istedim.
I know you're crazy busy, but there's something I need to say to you.
Çok meşgul olduğunu biliyorum, ama sana söylemem gereken bir şey var.
Before we start, there's something I need to say here.
Başlamadan önce, söylemem gerekenler var.
Nothing I can say or do that will change that but there's something I need to say to you I think you need to hear...
Sana söyleyeceğim hiçbir şey bunu değiştirmeyecek ama sana söylemem gereken bir şey var.
Look, there's something I need to say.
Sana söylemem gereken bir şey var.
There's something I need to say to you, and I need to make sure that you understand.
Sana söylemem gereken bir şey var. Anladığından emin olmam gerek.
There's something I need to say.
Bir şey söylemem gerek.
Hold on. There's something I need to say to you, okay?
Sana söylemem gereken bir şey var, tamam mı?
There's something I need to say to you before you decide that we're not the right parents for your baby, starting with I'm sorry.
Doğru aile olup olmadığımıza karar vermeden önce sana söylemem gereken bir şey var. Öncelikle özür diliyorum.
There's just something I need to say. Fuck off!
- Söylemek istediğim bir şey var.
There's something that I need to say to you, too.
Benim de sana söylemem gereken bir şey var.
Just-just let me speak, Gail. There's something I need to say to both of you, and it's very hard.
İkinize de bişey söylemem gerek ve bu çok zor
Jack, I... there's something I need to say to you.
Jack, sana bir şey söylemem lazım.
Look, Serena, while we're alone, there's something I need to say to you.
Bak Serena, hazır yalnızken sana söylemem gereken bir şey var.
No, there's something that I need to say to you.
Hayır, sana söylemem gereken bir şey var.
Because, Dobby, there's something I need to say to...
Çünkü Dobby, söylemem gereken...
There's something I need to say.
Söylemem gereken şeyler var.
I just wanna say that, um... and there's something that I need to tell you.
Bunu söylemek istiyorum, aa... Ve size söylemem gereken bir şey var.
There's something I need to say to you.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Zed, there's something I need to say before it's too late.
Zed, çok geç olmadan sana söylemek istediğim bir şey var.
There's something... I need to say.
Söylemem gereken bir şey var.
There's something I need to say to you.
Sana bir şey söylemem gerek.
Um, I have to catch a boat, and, like, five planes to get home, but there's something I need to say, okay?
Yetişmem gereken bir tekne ile beni eve götürecek 5 tane falan uçak var, ama gitmeden önce bir şey söylemek istiyorum, olur mu?