There's something you should know traducir turco
450 traducción paralela
- There's something you should know.
- Bilmeniz gereken birşey var.
There's something you should know.
Bilmen gereken birşey var.
Say, Jim, uh... there's something you should know.
- Baksana, Jim. - Hmm? Ha, bilmen gereken Bir şey var.
There's something that you should know about the state of Connecticut.
Connecticut eyaleti hakkında bilmen gereken bir şey var.
There's something else you should know about me.
Benim hakkımda bilmen gereken başka bir şey var.
Mr. Leeds, there's something you should know about.
Bay Leeds, bilmen gereken bir şey var.
I have a feeling there's something about you two that I should know.
İkinizin ağzında bir bakla var, çıkarsanız diyorum!
Singhji, there's something you should know
Singhji, şunu bilmelisin.
There's something you should know about me.
Philip! Hakkımda bilmen gereken bir şey var.
Well, Joe, I think there's something you should know.
Pekala Joe, sanırım bilmen gereken bir şey var.
There's something you should know before you go in to see the play.
Oyunu seyretmeye gitmeden önce bilmeniz gereken bir şey var.
There's something you should know.
Bilmeni istediğim bir şey var.
Well, there's something you should know.
Bilmeniz gereken bir şey var.
There's something you should know.
Bilmen gereken bir şey var.
There's something you should know before you leave.
Bilmen gereken bir şey var.
Caesar, there's something you should know.
Caesar, bilmeniz gereken bir şey var.
There's something you should know about.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Now that you're going out into the world there's something you should know.
Madem ki artık hayatla yüzleşeceksin... bilmen gereken bir şey var.
There's something else you should know about
Seninde Bilmen gereken başka bir şey var
I think there's something that you should know.
Sanırım bilmen gereken birşey var.
Dr. Loomis, I think there's something else you should know.
Dr. Loomis, sanırım bilmeniz gereken başka bir şey var.
But there's something else you should know, sir.
Ama bilmeniz gereken bir şey var efendim.
Before we go any further, there's something important you should know.
Daha ileri gitmeden, bilmen gereken önemli bir şey var.
Will, there's something you should know.
Will, bilmen gereken bir şey var.
Norman, there's something you should know about those guys.
Norman, o adamlar hakkında bilmen gereken bir şey var.
Before you chastise these officers, there's something you should know.
Bu polisleri fırçalamadan önce bilmeniz gereken bir şey var.
Mr. Addison, there's something you should know.
Bay Addison bilmeniz gereken bir şey var.
There's really something you should know about me, Becky.
Benim hakkında bilmen gereken önemli bir şey var, Becky.
I know and you should give yourself some time to think things over but there's something you can do right now what's that?
- Biliyorum. Olanları düşünmek için kendine biraz zaman vermelisin. - Ama şu an yapman gereken bir şey var.
But there's something you should know.
Bilmen gereken bir şey var.
- There's something you should know.
- Bilmen gereken bir şey var.
Look, I know you people have had a tough week... but there's something you should know.
Zor bir hafta geçirdiğinizin farkındayım... ama bilmeniz gereken bir şey var.
There's something you should know. My Salvo counterparts are mighty pissed about some periodistas going out with the terrorists.
Salvadorlu meslektaşlarım, teröristlerle dolaşan bazı "kötü" gazeteciler hakkında hiç iyi şeyler düşünmüyorlar.
Agnes, I think there's something you should know.
Agnes, sanırım bilmen gereken bir şey var.
There's something you should know.
Özür dilerim Başbakan, ama bilmeniz gereken bir şey var.
You're not gonna believe me, but there's something you should know.
Bana inanmayacaksın ama bilmen gereken şeyler var.
Condor, sir, there's something you should know.
Condor, efendim, bilmeniz gereken bir şey var.
By the way, there's something you should know.
Bu arada, bilmen gerek bir şey var
There's something you should know about this class.
Efendim... Unutma.
There's something I think you should know.
Artık bilmen gereken birşey var.
There's something you should know!
Bilmen gereken bir şey var.
There's something you should know.
Sana bir şey söylemeliyim.
There's something I think you should know.
Bilmeni istediğim bir kaç şey var.
There's something you don't know about Jessica, something that you should know.
Jessica hakkında bilmediğin bireyler var, bilmen gereken şeyler.
Quark, there's something you should know.
Quark, bilmen gereken bir şey var.
There's something you should know.
Bilmeniz gereken bir şeyler var.
- There's something you should know.
- Bilmen gereken bir şey daha var.
I think there's something you should know.
Sanırım bilmen gereken şeyler var.
But before you tell Mr. Garibaldi, there's something you should know.
Ama Bay Garibaldi'ye söylemeden önce bilmen gereken bir şey var.
There's something you should know before deciding.
Karar vermeden önce bilmen gereken şeyler var.
Before you get into that, there's something you should know.
Çocuklar, onu konuşmadan önce bilmeniz gereken bir şey var.