English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / They are yours

They are yours traducir turco

305 traducción paralela
They are yours to keep.
Onlar sende kalabilir.
They are yours.
Onlar sizin.
Here, sir, they are yours.
Alın mösyö, sizin olsun.
Kill me, and they are yours.
Öldür beni, ve serbest kal.
You must keep these, they are yours
Ama sende kalmalılar, onlar senin artık!
They are yours.
Onlar sizin esirleriniz efendim.
How can you tell they are yours?
Peki bunların senin olduğu ne malumdur?
You can have them, they are yours.
Senin mektupların, istersen alabilirsin.
[Woman # 2] Are you sure they are yours?
Senin olduklarından emin misin?
They are yours.
Sizin onlar.
The two dead police are not my men, they are yours!
Ölen polisler benim değil senin adamlarındı!
Are they friends of yours?
Arkadaşların mı?
These 2 gentlemen wish me to send you forth on this wild mission of yours, they are willing to ride with you as escort.
Bu iki adam seni göndereceğim bu amansız görevde sana eşlik etmek istiyorlar.
- Hmm. This car and jewelry are yours, weren't they?
- Bu arabayla, mücevherler senindi, değil mi?
The driver's all right, but the other two are dead. Were they kin of yours?
sürücü iyi ama diğerleri öldü onlar akrabalarınızmıydı?
But the cattle are as much yours as they are mine... so the deci...
Ama sığırlar benim olduğu kadar sizin de.
- Are they relatives of yours?
- Akrabaların mı?
There, they are all yours.
Burada, hepsi senin.
Not as pretty as some of yours I've got. They are just brilliant.
Sizin kreasyonunuz olan diğer elbiselerim kadar değil.
In the meantime, at long last... they are sending me another sister with qualifications similar to yours.
Bu arada, sonunda... bana da senin yeterliliklerine yakın bir hemşire gönderecekler.
These are yours, aren't they?
Bu senin, değil mi?
Are they yours too?
Sen de mi yiyeceksin?
Our soldiers are smaller and less strong than yours but they fight with more spirit because we have the truth the only truth, on our side.
Askerlerimiz sizinkilerden çelimsiz ve zayıf... ama daha büyük bir inançla savaşıyorlar, çünkü doğrunun... tek doğrunun yanındayız.
- These Providers of yours, are they..?
- Bu Tedarikçileriniz. Onlar... - Düzeltme.
Are they all yours?
Hepsi senin mi?
How are they yours?
Nasıl senin olurlar?
Are they yours?
Sizin mi?
Yours, are they?
- Seninler, değil mi? Evet.
Are they yours?
Bunlar senin mi?
Are they friends of yours?
Bunlar arkadaşın mı?
We have already elicited testimony from other companies involved in the same business as yours and they claim that payoffs are an integral part of carrying on business.
Sizinle aynı iş kolunda bulunan... diğer şirketlerden de ifadeler... alınmış ve bu iş alanında rüşvetin, önemli bir öğe olduğu belirtilmiştir.
My blessings. They are all yours.
Dualarım seninle dostum.
They are all yours, sergeant.
Çavuş hepsi senin.
Therefore they are free to exploit you, to lie to you, to cheat you, and to take away from you what is rightfully yours.
Bundan dolayı sizleri sömürmekte serbesttirler. Size yalan söylerler, sizi aldatırlar, haklarınızı gasp ederler :
Every second they are penetrating my body and yours.
Bunlar her saniye bedenime işliyor... ve de sizinkine.
These men of yours are gonna end up dead or they're gonna end up worse.
Erkeklerinizin sonu ölüm olacak ya da daha beteri.
- Are they yours?
- Onlar senin mi?
Are they yours?
Onlar senin mi?
There are many pleasures in the world, many cups to drink from and they shall be yours.
Dünyada tadılacak pek çok zevk, içilecek pek çok kadeh var... ve hepsi senin olacak.
And if you would care to bend those beady Belgian eyes of yours on Christine's hands, you'll see they are too small to have strangled anyone.
Ve o boncuk gibi Belçikalı gözlerinle, Christine'in ellerine bakarsan... birini boğamayacak kadar küçük olduklarını görürsün.
- Are the kids really yours? - They are.
- Çocuklar gerçekten sizin mi?
- Where are they, these friends of yours?
- Neredeler bu arkadaşların? - Gittiler!
They are all yours.
Hepsi senindir.
They are all yours.
Hepsi senin.
# so be ready for love # # yours are the eyes # # i have spent my life looking for # # if they're not telling lies # # you were looking for me #
# seninkiler gözlerindir # # hayatımı aramakla geçirdim # # şayet onlar yalan söylemiyorlarsa # # sen beni arıyorsun #
There they are and they're all yours.
İşte geldiler ve hepsi sizin.
If anybody's lights are about to go out, believe me, they're yours.
Birinin ışığı sönecekse... inan bana, bu seninki olacak.
These Huguenots, are they any relations of yours?
Fransız Protestanları, seninle bir ilişkilerimi var?
Are they yours?
Seninkilerden mi?
Are they friends of yours?
Arkadaş mısınız?
Are they yours?
- Doğru. Seninkiler mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]