Thirties traducir turco
192 traducción paralela
The man wasn't bad-looking, in his early thirties, and very rich.
Adam çirkin değildi, otuzlarının başındaydı ve çok da zengindi.
It is believed that Blanche Hudson, film great of the early Thirties has been forcibly abducted by her sister former child star, Baby Jane Hudson from the family home on Northwood Avenue in Hollywood sometime between the hours of 10 : 00 p. m.
1930 ların başlarının büyük film yıldızı Blanche Hudson'ın, kızkardeşi, eski çocuk yıldız Bebek Jane Hudson tarafından... Holywood Kuzey McCadden daki aile evinden... dün akşam saat 10..., 10... 30 arası zorla kaçırıldığına inanılıyor.
In the thirties, young men had a revolution.
30'larında genç bir adam devrim yaptı.
He was a man in his thirties, about an inch or so under six foot tall.
Otuz yaşlarında, yaklaşık 1.82 boyunda.
The only description the clerk could give was the man was well-groomed in his early thirties and had fair hair.
Resepsiyonistin adamın eşkali hakkında tek söyleyebildiği, iyi giyimli... otuzlarının başında ve açık renk saçlı olduğu.
At that moment... the shooter, a guy in his thirties, came like a snake near us... and threw the gun at Anteo's feet shouting, "It's him, it's him!"
O sırada... atıcı, 30'larında bir adam, bir yılan gibi yanımıza geldi... ve "Bu o, bu o!" diye bağırarak, silahı Anteo'nun ayağına attı.
Often tried to think what it might be like to have never farted, and suddenly have that happen in your thirties, maybe.
Birçok kez hiç osurmamanın nasıl bir şey olduğunu düşünmeye çalıştım. Otuzlu yaşlarınızda bir gün aniden olsa mesela.
They're such schmucks up there. Really mired in Thirties radicalism.
Demek istediğim, 30'lu yılların radikalizmine kendini kaptırmış bazı aptallar var.
- Oh, God... mid-thirties.
- Kaç yaşında? - Tanrım... otuzlu yaşlarının ortasında.
In my thirties, the thing was practically rags.
Otuzlarıma geldiğimde her tarafı dökülüyordu, paçavraya dönmüştü.
Seen a guy working here, Asian fellow about five-six, mid-thirties, bald in front, long hair in back, Fu Manchu moustache?
buralarda çalışan bir adam gördünüz mü orta boylu Asyalı bir adam otuz-otuzbeş yaşlarında ortası kel saç arkası uzun Fu Manchu bıyıklı?
Research for the Project South, evidence, documents... that I gathered since the thirties...
Güney Projesi için araştırma kanıt, belgeler ki hepsi 30'lu yıllardan beri bir araya topladıklarım.
Residents say a man in his late thirties had been waiting for hours...
Mahalle sakinleri, 30'lu yaşlarının sonunda bir adamın beklediğini...
Your middle-thirties were not very good for you, were they?
Otuzlu yaşlarınızın ortası sizin için pek iyi geçmemişti, öyle değil mi?
He's in his thirties or forties. He's got real physical strength, combined with an older man's self-control.
30'lu yada 40'lı yaşlarda, daha yaşlı bir adamın kişisel kontrolüyle birleşmiş gerçek bir fiziksel güce sahip.
Early thirties, tall, blonde.
Otuzlarında, uzun boylu, sarışın.
Thirties? Yes.
- Otuzlarında mı?
Full 30 times hath Phoebus'cart gone round Neptune's salt wash and Tellus'orbed ground and 30 dozen moons with borrowed sheens about the world have times 12 thirties been since love our hearts and Hymen did our hands unite commutual in most sacred bands.
30 kez dolandı Phoebus'un atları Tellus'un yuvarlağını Neptune'un sularını ödünç aldıkları ışıklarıyla 30 kez, 12 ay 12 ay, 30 kez aydınlattı gecelerimizi aşk tanrısı bağlayalı yüreklerimizi, ellerimiz birleşeli o kutsal törende.
Well, it's not the thirties.
Otuzlardaki gibi değil.
Her twenties are almost over, and the thirties are arriving fast. Is a reunion with Kaji her last chance?
Onunla Kaji'nin tekrar bir araya gelmesi onun son şansı olabilir mi?
I knew a slayer in the thirties.
30'larda bir avcı tanımıştım.
Women in their thirties are just so grateful.
Otuzlarındaki kadınlar çok hoştur.
There are no available men in their thirties in New York.
New York'ta otuzlarında olup da işe yarayan erkek yok.
Beautiful musician, late thirties, tired of playing solo...
Güzel bir müzisyenim 30'lu yaşlarımın sonlarındayım. Solo çalmaktan sıkıldım.
- Mid thirties and holding.
- Otuzların ortasında ve sabit.
There was a famous psychic in the thirties, and he told me that a wonderful man was gonna come into my life and I must wait for him.
Otuzlarda çok iyi bir medyum vardı. Bana harika bir adamın hayatıma gireceğini ve onu beklemem gerektiğini söylemişti.
Yeah, or they'd cast people in their late twenties, early thirties to play us.
Evet, veya bizi oynamalari icin 28 yaslarinda tipler bulurlardi.
White, thirties maybe, brown hair.
Beyaz, 30 yaşlarında. Kahverengi saçlı.
If these guys are in their thirties and these women don't want them, there might just be a little something for me.
Bu adamlar 30'larındaysa ve bu kadınlar onları istemiyorsa benim için hâlâ birileri olabilir.
I thought it was called "my thirties".
Ben de buna "30lu yaşlarım" dendiğini sanıyordum.
There it was, the sentence independent single women in their thirties are never supposed to think, let alone say out loud.
Ve 30 larındaki bekar, bağımsız bir kadının bırakın yüksek sesle söylemeyi, düşünmemesi gereken cümleyi söylemişti.
The phrase single, independent women in their thirties are never supposed to think. There it was. Let alone say out loud.
Ve 30 larındaki bekar, bağımsız bir kadının bırakın söylemeyi düşünmemesi gereken cümleyi söylemişti.
We're looking for two male white suspects in their thirties.
Otuzlu yaşlarda iki beyaz, erkek şüpheli arıyoruz.
Thirties.
Otuz yaşlarında.
"Oh, someday, like in my mid-thirties maybe, everything's going to just somehow jell and settle, just end".
"Bir gün belki de 30'lu yaşlarımın ortasında her şey kesinlik kazanacak ve yerine oturacak. Her şeyin sonu."
Blonde... buff... looked like she was in her thirties.
Sarışın 30'lu yaşlarında görünüyordu.
THIS... MAN, HE MUST BE IN HIS THIRTIES.
Bu adam otuzunda olmalı.
The analysis seemed to be a great success and in the thirties the Burlingham children had returned to America.
Analiz çok büyük başarıyla sonuçlanmış gibi görünüyordu. 1930'larda Burlingham'ın çocukları Amerika'ya döndü.
A woman in her mid thirties looking to meet an attractive man with a good sense of humour for romance and companionship.
Mizah duygusu olan, romantizim ve arkadaşlık için... yakışıklı bir erkek arayan otuzlu yaşlarda bir kadın.
No. Funnily enough she thinks Gustav is in his mid thirties.
Hayır, Gustav'ın otuz yaşlarında olduğunu düşünüyor.
Thirties, black hair about so long, good-looking, wears leather.
Otuzlarında, şu boyda siyah saçlı. Güzel bir kadın, deri giyiyor.
We sent him to our cousin this In the thirties, he, still very as a child
1930'larda kuzenlerimiz mültecilik için başvurmuşlardı.
Caucasian male, mid-thirties.
Beyaz erkek, 30'lu yaşlarda.
The young writer growing up in the thirties and forties wanted to be in Harper's, Atlantic
Çok güzel bacakları vardı. Yüksek topuklu giyerdi.
How come? All my cousins in their twenties and thirties are married.
Kuzenlerim henüz yirmili yaşlarında.
In the Thirties,
1930'larda Alman sınırı savunma tabyalarıyla tahkim edildi.
Dedicated to those who started living in the thirties specially for their hope, love, enthusiasm, courage and faith.
15 01 : 26 : 02 : 15 Bu film, gençliğini otuzlu 17 01 : 26 : 06 : 12 başlayan erkek ve kadınlara adanmıştır : 13 01 : 26 : 09 : 16 Özellikle, hâlâ burada olan 16 01 : 26 : 12 : 18 coşku, cesaret ve inanç
Thirties?
Otuzlu yaşlar.
The partners are in their thirties, the associates in their twenties.
Ortaklar otuzlarında, avukatlar yirmilerinde.
00, 00 : 44 : 58 : 00, but by its entire history. 00, 00 : 45 : 02 : 13, It was designed as a kind of manifesto for natural living, 13, 00 : 45 : 06 : 13, and it became a center for radical left-wing political meetings in the thirties.
Bu ev, doğal yaşam için bir tür manifesto olarak tasarlandı... ve otuzlu yıllarda radikal sol görüşlü kişilerin katıldığı toplantılar için bir merkez oldu.
00, 01 : 08 : 15 : 13, Cain's novels were written in the thirties, 11, 01 : 08 : 18 : 00, and they reflect the fears of a lower middle class
Cain'in romanları otuzlu yıllarda yazılmıştı... ve 1929 Bunalımı'dan epey etkilenmiş... alt-orta sınıfın korkularını yansıtıyordu.
thirty 992
thirteen 261
thirty thousand 18
thirty minutes 38
thirty seconds 94
thirty years ago 34
thirty years 42
thirteen 261
thirty thousand 18
thirty minutes 38
thirty seconds 94
thirty years ago 34
thirty years 42