English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / This isn't working out

This isn't working out traducir turco

95 traducción paralela
This isn't working out, Blue.
Bu işe yaramıyor, Blue.
I don't wonder that brother of mine isn't working his head off to get out of prison with cooking like this, Mattie.
Benim kardeşim böyle yemek yapsaydı hapisten kaçabilmek için kafasını çalıştırabilip çalıştıramadığı umrumda bile olmazdı Mattie.
That guy you sent me this morning isn't working out.
Bu sabah gönderdiğin adam işe yaramıyor.
- I'm sorry, this just isn't working out.
Üzgünüm. Böyle olmasını istemezdim.
This isn't working out, Dalton.
İşe yaramadı, Dalton.
Honey, this modelling thing isn't working out.
Tatlım, bu mankenlik işi olmuyor.
I'll tell Nelson this isn't working out and get you reassigned.
Nelson'a seninle anlaşamadığımızı ve sana başka bir görev vermesini söyleyeceğim.
This just isn't working for you out here.
Burası senin işine yaramıyor.
- Catherine this just isn't working out, right?
Caserine... bu çalismiyor tamam mi?
- This isn't working out.
- Bu iş yürümüyor.
This just isn't working out. I
Böyle yürümüyor.
- Let me out of here! - This isn't working. - Let me out of here!
Çıkartın beni buradan!
I'll just tell Dr. Rand that this experiment within an experiment... -... isn't working out. - Hey.
Dr. Rand'e bu deney içinde deneyin yürümediğini söyleyeceğim.
- This isn't working out for me.
- Artık işler istediğim gibi gitmiyor.
This isn't working out how we hoped.
İş, beklediğimiz gibi gitmedi.
This isn't working out.
Yürümüyor.
We really have to do something about these living arrangements, because this - - it just isn't working out.
Bu yaşam düzeniyle ilgili bir şey yapmalıyız çünkü bu, böyle olmuyor.
But this part-time business, it just isn't working out for you.
Fakat part-time çalışmak pek sana uymuyor.
Listen, John, I'm afraid this isn't working out.
Dinle John, korkarım bu işe yaramayacak.
I know it's hard for you, but this isn't working out.
Bunun senin için zor olduğunu biliyorum ama işe yaramıyor.
This isn't working out like you promised.
Bu söz verdiğin gibi gitmiyor.
What's going on is this isn't working out.
Olanlar bunun yürümediği.
Ido, look, this isn't working out.
İdo, bak, bu ilişki artık yürümüyor.
This isn't working out.
İlişkimiz yürümüyor.
You need brains, which ought to be enough, but it isn't cause you need cash to fund whatever you're brain's working on, and to get cash out of anyone in this country you need balls, because they'll try and stop you.
Sadece beyin yeterli olmalı, ama yeterli değil çünkü beyninin üstünde çalışacağı şey için paraya ihtiyacın var ve bu ülkede para bulmak için cesur olmalısın çünkü daima seni durdurmaya çalışacaklar olacaktır
This isn ´ t working out, man.
Böyle gitmez.
You and me, this isn't working out.
Sen ve ben. Birlikte yürümüyor.
- Kerry, if this isn't working out -
- Kerry, Bu eğer işe yaramıyorsa -
Okay, I don't know what I thought was gonna happen, but I think we can all agree that this isn't working out, it's costing me a tremendous amount of time and effort, so let's just call it a draw.
Ne olacağını düşündüğümü bilmiyorum ama hepimiz hemfikiriz ki bu işe yaramıyor, çok fazla çaba ve zaman gerektiriyor. O yüzden berabere diyelim.
This just isn't working out.
Bak, bu iş böyle yürümüyor.
Listen, dude, if this marriage thing isn't working out... man up and tell her.
Dinle ahbap, evliliğiniz yürümüyorsa bir erkek gibi davran ve ona söyle.
We need to sit down, have a drink and figure out why this isn't working between us.
Karşılıklı oturup içki içerken neden olmadığını anlamaya çalışacağız.
So... why isn't this... oh, first I should say the bullets we pulled out of those college kids, the double homicide Tim Martin was working, they match Barak's gun.
Evet... Bu niye böyle... Öncelikle belirteyim ki, üniversiteli gençlerden çıkarttığımız kurşunlar yani Tim Martin'in soruşturduğu şu çifte cinayet davası.
You know, this isn't working out as planned.
Bu iş planladığımız gibi gitmiyor.
This isn't working out.
Olmuyor işte, olmuyor.
Clearly this isn't working out.
Açıkça görülüyor ki bu iş yürümüyor.
Nora, I am your friend, and I love you, but this just isn't working out.
Nora, ben senin arkadaşınım ve seni severim. Ama işe yaramıyor işte.
This isn't really working out.
Bu ilişki yürümüyor.
Honey, this isn't working out.
Tatlım, bu böyle olmaz.
- Look, this--this clearly isn't working out.
- Hey! - Baksana bunun yürümediği gün gibi ortada.
- Sir, if this ruse isn't working, we might be better off getting information out of Fayed by conventional means.
- Bildiğiniz gibi, efendim, bu oyun işe yaramazsa zamanımız, daha sıradan yöntemler kullanarak Fayed'den bilgi almak için harcarsak, daha iyi olabilir.
Dear fellas, I'm sorry, but this isn't really working out.
Sevgili çocuklar, üzgünüm ama böyle devam edemeyiz.
And all of a sudden, he said, "this isn't working out."
ve aniden, "bu böyle yürümüyor" dedi.
This, uh, obviously isn't working out.
Bu.. galiba olmuyor.
This isn't working out, all right?
Bu iş böyle yürümüyor, tamam mı?
I guess this whole unleashing-the-underworld thing isn't really working out for you, huh?
Galiba bu yer altı dünyasını serbest bırakma olayını pek başaramadın, ha?
This isn't working out.
Bu iş yürümüyor.
You're a great person, but this relationship just isn't working out.
Sen harika birisin, fakat bu ilişki yürümüyor.
This isn't working out, you and me.
Bu, çalışmıyor, sen ve ben.
If this isn't working out I'm gonna try something else, all right?
İşe yaramazsa, başka bir şey deneyeceğiz.
This isn't working out.
Bu işler böyle yürümez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]