Ticktock traducir turco
145 traducción paralela
Ticktock.
Tik tak.
He got us the Ticktock.
Ticktock'i ayarladi.
Every notch, ticktock -
Her bir çentik de tiktak- -
Ticktock, ticktock, ticktock.
Ticktock, ticktock, ticktock.
A ticktock. - Was there a ticktock in his book?
Kitabında hiç Tik Tak var mı?
His boo-boo. He's not pointing at the ticktock.
O Bubu'yu işaret etmiyor Tik Tak'ı işaret ediyor.
Radio Rogers and McCloskey. Tell them we're going to the ticktock to get the boo-boo.
Roger, telsizden Mack Kileski'yi ara ve de ki Tik Tak'a geri dönüp Bubu'yu geri alacağız.
A ticktock, list of injured, search for heroes.
Dakika dakika olanlar, yaralı listesi, olası kahramanlar.
Ticktock, ticktock...
Tik tak. Tik tak...
Ticktock, ticktock.
Tik tak, tik tak.
- Ticktock, John.
- Tik tak, John.
Ticktock, Wes.
Tik-tak Wes.
Ticktock.
Tik-tak.
Ticktock, ticktock, ticktock.
Tiktak, tiktak, tiktak.
Ticktock, Liddle.
Tik-tak, Liddle.
- Ticktock.
- Tik-tok.
- Ticktock.
- Tik tak.
56... 55... ticktock.
56, 55,.. Zaman azalıyor.
NOW, HONEY, DON'T TAKE THIS THE WRONG WAY, BUT IF YOU'RE EVEN THINKING ABOUT STARTING A FAMILY, TICKTOCK GOES THE CLOCK.
Tatlım, yanlış anlama ama aile kurmayı düşünürken zaman hızla akıyor!
You old ladies, you look so benign, and yet your brain goes ticktock, ticktock, pouring over the latest murders in the newspapers looking for motives.
Siz yaşlı kadınlar, çok tehlikesiz görünürsünüz ve yine de beyniniz saat gibi çalışır, gazetelerdeki son cinayet haberlerini okursunuz.
Ticktock.
- Saat işliyor.
On the other hand, the second hand. Ticktock.
Diğer taraftan, diğer yandan.
Uh, ticktock, ticktock, ticktock, ticktock, ticktock.
Tik tak. Tik tak. Tik tak.
What does that mean, "ticktock"?
Tik tak ne demek?
Ticktock!
Zaman işliyor!
Ticktock, gunshot.
Tik tak, silah atışına dikkat.
Ticktock, gunshot.
Tik tak, silah ateşine dikkat.
- Ticktock, gunshot.
- Tik tak, silah...
Ticktock, ticktock.
Vakit az.
- Well, I-I-I, uh... - ticktock.
Şey, bence.. Süre doldu.
- Ah, ticktock, you don't stop.
* Tik-tak, durma * * Durma *
- Stop. - To the ah, ticktock, you don't stop.
* Tik-tak, durma * * Durma *
- Stop. To the ah, ticktock, you don't stop.
* Tik-tak, durma *
- To the ah, ticktock... - I know you're not gonna sing that song.
* O şarkıyı söylemeyeceğini biliyorum *
To the ah, ticktock, you don't stop.
* Tik-tak, durma *
To the ah, ticktock, you don't stop. To the ah, ticktock, you don't stop.
* Tik-tak, durma *
- Ticktock, gentlemen.
Bunu yapacak mıyız yoksa yapmayacak mıyız?
Ticktock, honey.
Çabuk ol, tatlım.
{ \ pos ( 192,230 ) } Stop it with the ticktock!
Tik-tak'lamayı kes!
Ticktock.
Tik-tak!
ticktock.
Zaman azalıyor.
Ticktock. I was dealing with the coach.
Tik tak, koç.
Ticktock. Sooner you're done fooling around, sooner my people can find actual clues.
Aval aval gezinmeni bitirir bitirmez adamlarım da asıl delilleri bulabilir.
Ticktock.
Kağıt bile yok.
Ticktock, time's up.
Tik tak, zaman doldu.
- ticktock. - oh, shoot.
Tik tak.
Ticktock, Booze o'clock.
TIK TAK, BASLADI ICKILI SAAT.
And, chief johnson... ticktock.
Amir Johnson, tik tak.
Ticktock, ticktock.
Çalışmaya devam et, zaman geçiyor.
To the ah, ticktock, you don't stop. - ¶ ¶ To the ah, ticktock ¶ ¶
* O şarkıyı söylemeyeceğini biliyorum *
Ticktock, Doc.
Tiktak, doktor.