To apologize traducir turco
7,897 traducción paralela
if he's listening, and I think he is... I want to apologize.
Saygımı hakediyor, bu sebepten dolayı yayını dinliyorsa ki bence dinliyor kendisinden özür dilerim.
You show the respect that you didn't show when you did the thing you want to apologize for.
Ona olan saygını göster... ve bunu yaptığında...
I wanted to apologize.
Özür dilemek istedim.
The average person is said to apologize 12 times a day.
Ortalama bir insanın günde 12 kez özür dilediği söylenir.
I've come to apologize.
Özür dilemek için geldim.
He's got to apologize.
Özür dileyecek.
I wanted to apologize for my sister's behavior.
Kardeşimin davranışları için özür dilerim.
Allow me to apologize for not giving you a proper welcome.
Sizi düzgünce karşılayamadığım için özür dilerim.
- There's no need to apologize.
- Özür dilemene gerek yok. - Ne?
I came here to apologize directly.
Derhal gelip özür dilemek istedim.
You see, I'm not going to accept four days of detention, and you're going to apologize publicly for being so strict to me and my friends at school.
Gördüğün gibi, 4 günlük gözetimi kabul etmiyorum ve sen de bana ve okul arkadaşlarıma sert davrandığın için herkesin önünde özür dileyeceksin.
I'm not going to apologize for saying Caitlyn Jenner isn't a hero.
Caitlyn Jenner'ın kahraman olmadığını söylediğim için özür dilemeyeceğim.
I did what I had to do to protect our daughter, Lena, and I'm not going to apologize for it.
Kızımızı korumak için yapmam gerekeni yaptım Lena ve bunun için özür dilemeyeceğim.
I understand your anger, Captain, and I want to apologize for being the cause of it.
Öfkenizi anlayabiliyorum Yüzbaşı ve buna sebep olduğum için özür dilemek istiyorum.
I wanted to apologize.
Özür dilemek istiyorum.
I-I just want to apologize for smashing up your limo.
Limuzinine çarptığım için özür dilemek istiyorum.
You don't need to apologize for anything.
- Özür dilenecek bir şey yok.
I wish to apologize once again for my father's behavior.
Babamın davranışı için bir kez daha özür dilemek istiyorum.
I assume it's to apologize, so I brewed some tea.
Özür dilemek içindir diye düşündüm, o yüzden çay demledim.
I-I just wanted to apologize to Sam for what I said earlier.
Sam'den sabah söylediklerim için özür dilemek istedim.
I came to apologize.
Özür dilemeye geldim.
- I came here to apologize.
- Özür dilemeye geldim.
I have something to apologize for as well.
- Ben de bir şey için özür dilemeliyim.
I just... came to apologize.
Özür dilemeye geldim.
You're gonna have to apologize to Alonzo.
Alonzo'dan özür dilemen gerekiyor.
Well, the trial will be a terrible distraction, but we'll come through it stronger than ever, and I do want to apologize to you for what I said before.
Mahkeme bir hayli vaktimizi alacak. Ama sonrasında hiç olmadığımız kadar güçlü döneceğiz. Ayrıca geçen sefer söylediklerim için de özür dilerim.
I want to apologize for something.
Bir şey için özür dilemek istiyorum.
You need to apologize to me right now, Cole.
Benden derhal özür dilemelisin, Cole.
I want to apologize for this morning.
Bu sabah için özür dilemek istiyorum.
It obviously hasn't occurred to you that this pain bullshit gets in the way of a lot of clear thinking. - I apologize.
Çektiğim ağrıların açık ve net düşünmemi engellediği belli ki aklına gelmemiş.
I win, you pick up our bar tab, apologize to my friend, and find somewhere else to drink.
Ben kazanırsam, hesabımızı sen ödersin arkadaşımdan özür diler, sonra da içmek için başka bir mekân bulursun.
Take back your little threat and apologize to my friend here.
Tehdit içeren sözlerini geri al ve arkadaşımdan özür dile.
He's not going to pull me back and apologize for something I don't know about, that I'm not responsible for, that I don't care about.
Bana geri adım attıramayacak. Bilmediğim, sorumlusu olmadığım ve umursamadığım hiç bir şey yüzünden özür dilemeyeceğim.
People don't apologize to everyone all the time, Robyn.
İnsanlar her zaman birine özür dilemezler, Robyn.
I did not mean for that to sound sexual. I apologize.
Cinsel çağrışımlar yapmak istememiştim.
I'm not gonna apologize to her.
Ondan özür dilemeyeceğim.
I really apologize for the timing, but, uh, I thought you would want to know.
Zamanlama için özür dilerim ama bilmek isteyeceğini düşündüm.
Why would I apologize to you?
Neden özür dileyeyim ki?
You apologize and agree to do 30 hours of community service and we forget about this whole thing.
Özür dileyip 30 saatlik kamu hizmetine razı olacaksınız ve bütün olayı unutacağız.
I apologize for the late hour, but you have something that belongs to me.
Geç saat için özür dilerim ama sende bana ait olan bir şey var.
I apologize for the late hour, but you have something that belongs to me.
Geç saatte geldiğim için üzgünüm ama sende bana ait bir şey var.
You know, when I apologize to a girl, I usually get her flowers.
Bir kızdan özür dilediğimde, genelde çiçek alırım.
We, uh, apologize to our viewers.
İzleyicilerimizden özür diliyoruz.
Would you beat on me, then apologize and promise to never do it again?
Beni dövüp, sonra da bir daha asla yapmayacağına söz verir miydin?
I apologize for everything I did to contribute to what Ralph went through today.
Dün, Ralph'in başından geçmesine neden olduğum her şey için özür dilerim.
Well, I'm heading back to New York now, but I apologize for working so hard.
Şimdi New York'a dönüyorum ama bu kadar çalıştığım için özür dilerim.
I've come to apologize.
Buraya özür dilemeye geldim.
No, don't apologize to me, just tell me what's up.
Hayır, özür dileme bana ne olduğunu anlat.
He should apologize to me because he broke up with me, not vice versa.
O benden özür dilemeli. Çünkü o ayrıldı, ben değil.
It's been a while since I've had someone I cared about, so I wanted to come here and apologize to you because I behaved like an asshole and I know that.
Bir süredir umursadığım kimsem yok. Bu yüzden buraya gelip senden özür dilemek istedim çünkü bir şerefsiz gibi davrandım ve bunun farkındayım.
But if you do not, I do apologize for leaping to conclusions.
Ama eğer öyle değilse, anlamadan hemen karar verdiğim için özür dilerim.