Toasty traducir turco
178 traducción paralela
When I get to see what Hanu fixed, I'll come back to good old Clendennon... for the winter months and curl up, nice and toasty... go down to Mexico for a blowout every now and then to get a little...
Hanu'nun ne işler karıştırdığına baktıktan sonra, İyi ve yaşlı... Clendennon Kalesine dönerim. Kışın da kıvrılıp uyumak ve içmek için Meksikaya gider rahatlarım şimdi ve sonra bu hep böyle olur...
Post-toasty to the bitter, you dig?
Sucuklu kaşarlı tost gibi dostum.
Daddy always called me his muffin because I was so sweet and toasty.
Babam, beni sürekli kek diye çağırırdı, çünkü o zamanlar sıcacık ve çok tatlıydım.
Yes, and the fact that I've had this toasty garment.
Evet ve bu sıcak tutan elbisemi giyerken siz üşüdüğünüz için.
Toasty.
Enfes.
Aren't you glad you're in here all warm and toasty?
Buradaki sıcaktan ve kutlamalardan memnun değil misin?
It's like a warm, toasty feeling inside.
Sanki içinde kızarmış ekmek varmış gibi birşey.
I like'em toasty.
Çok kızarmış severim.
I'll bet the peanut inside is all warm and toasty.
Eminim içindeki fıstık sıcak ve çıtır çıtır olmuştur.
The peanut's all warm and toasty.
Fıstığı sıcacık ve çıtır çıtırmış.
- Sounds toasty.
- İyi fikir.
Kind of toasty, actually.
Biraz kızarmış ekmek, iyi olurdu aslında.
Ahhh, I'm just a big, toasty cinnamon bun.
Kocaman, kızarmış bir poğaçayım ben.
Toasty warm.
Sıcacık.
I like'em teeny and toasty.
Ben ufak boy severim.
I'm sure they'll have a nice toasty cell waiting for you.
Eminim sizi bekleyen güzel bir hücreleri vardır.
I like my toes toasty warm.
Ayaklarımı sıcak tutmayı severim.
Toasty, toasty, toasty.
Fokur, fokur, fokur.
Toasty, toasty. And the sky and the earth seem to change places. - Topsy-turvy.
Fokur, fokur olurdu ve gökyüzüyle yeryüzü yer değiştirirdi.
Here's the way I see it. A guy puts a fancy guarantee on a box because he wants you to feel all warm and toasty inside.
Bana göre Ted... adam kutunun üstüne şık bir... garanti damgası koyar, çünkü güvenini kazanmak ister.
You microwave them and they stay toasty warm for hours.
Saatlerce seni mikrodalga gibi sıcak tuttuğunu söylediler.
I'll give you a toasty one.
Sana sıcacık bir tane veriyorum.
So just about everyone is at home warm and toasty, huddled around a roaring fire.
Herkes sıcak evlerinde gürül gürül yanan... ateşin etrafına toplansın.
It's getting pretty toasty out here.
Burası resmen pişiyor.
Lieutenant, do you like smoked salmon on those little round toasty things?
Kaliteli bir şarabın yanında tütsülenmiş somon balığı yemiş miydiniz?
Roasty toasty princess Roasty toasty princess
Kızarmış prenses.
Gettin'a little toasty out here, huh?
Burada biraz kızarıyoruz ha?
You're just thrilled that the water's getting toasty.
Su ısındığı için seviniyorsun.
Hey, I'm, I'm getting a little toasty here.
- Biraz fazla kızarıyorum.
- Oh, yes, they'll be nice and toasty.
- Oh, evet, onlar ısınmış olacak.
I'm all toasty inside.
İçim sımsıcak oldu.
I wanted a chunky one to keep me warm and toasty!
Beni sıcak tutsun diye tıknaz olanı istemiştim!
Let's get you cozy, cozy, toasty, toasty.
Haydi hemen yorganın altına girelim.
I have to deal with toasty sunburnt rump before I can show you around.
Kıyı muhafızının yanık kıçını tedavi edince etrafı göstereceğim.
Here in Oz, we're all toasty, cosy and warm.
Biz Oz'da sıcak ve rahatız.
You've got 3 bedrooms, 3 baths, state-of-the-art entertainment system, 6 person jacuzzi heated to a toasty 102.
3 tane yatak odası, 3 tane banyo modern eğlence sistemi ve 102 dereceye kadar ısıtılabilen 6 kişilik jakuziniz var.
This should keep you toasty.
Bu seni sıcak tutar.
It's kind of toasty in here.
Burası fazla sıcak.
WARM AND TOASTY!
"Yeteri kadar sıcak tutar."
WARM AND TOASTY! WARM AND TOASTY!
"Yeteri kadar sıcak tutar." "Yeteri kadar sıcak tutar."
I was the most dedicated manservant, trance, always there with a toasty-crisp bath towel, an impeccably placed oyster fork, the choicest of bons mots, but, alas, my employer fell on hard times and traded me to sir.
İşine çok bağlı bir uşaktım Trance. Banyo havluları her zaman çıtır çıtır olurdu. İstiridye çatallarını kusursuz yerleştirirdim.
It gets kind of toasty in there when the warp coils are on line... about 300 degrees.
Warp motorları çalıştığında tost gibi kızarırız... Orada sıcaklık 300 derece civarında.
Our last two and a half days freezing, versus our last two days toasty warm.
Son iki günümüzde donarız yada sıcaktan kızarırız.
Come on and get toasty.
Hadi gel ve rahatla.
Quite toasty warm.
Tamamen kızarmış fındık.
- It's toasty, right?
- Sıcak, değil mi?
Well, why don't you get ready for snuggums night-night and I'll bring you some toasty chocolate nummers.
Yorgunum. Neden uyumaya hazırlanmıyorsun? Ben de sana çikolatalı namnam getiririm.
He used butter and made the crust extra toasty.
Tereyağı sürüp, kıtır kısımları da iyice kızartmıştı.
This way, I'll be nice and toasty when hell freezes over.
Böylece cehennem donduğunda sıcak ve sevimli olacağım ben de.
It's warm inside my cabin. A toasty forty degrees.
Kulübem sıcak. bunaltıcı 5 derece.
- but these stunt pants are gettin'pretty toasty!
Yuvarlan Neddie!