Tobey traducir turco
379 traducción paralela
But you and Tobey are going out again, right?
Hayır. Alayını et bakalım seni küçük şırfıntı.
- l'm Tobey.
- Ben Tobey.
Jack, Tobey.
Jack, Tobey.
Tobey, Jack.
Tobey, Jack.
Like that guy, Tobey?
Tobey gibi arkadaşlar mı?
- Tobey, you remember Jack.
- Tobey, Jack'i hatırlıyorsun.
Tobey, pink.
Tobey, pembe.
You're beginning to sound like your new friend, Tobey.
Yeni arkadaşın Tobey gibi konuşmaya başladın.
One word : Tobey.
Tek bir şey söyleyeceğim.
Tobey, what are you doing here?
Tobey, burada ne işin var?
I didn't come here to be your whipping boy, Tobey.
Şamar oğlanın olmaya gelmedim, Tobey.
- Yeah. lt kind of is, Tobey.
- Evet. Bu önemli, Tobey.
- Tobey, we don't click.
- Tobey, o elektrik yok.
Later, Tobey.
Görüşürüz, Tobey.
- Will, where's Tobey?
- Will, Tobey nerede?
Come on, Tobey.
Hadi, Tobey.
I don't wanna talk about it.
Konuşmak istemiyorum. - Yapma Tobey.
Whoa, Tobey- -
Hey, Tobey.
- Woe is Tobey.
Derdim Tobey.
- You know that, right?
- Biliyorsun değil mi, Tobey?
Tobey, you're three times more likely to be threatened by someone with a weapon than a straight kid.
Tobey, senin silahla tehdit edilme olasılığın, hetero bir çocuğunkinden üç kat fazla.
Maybe I'm just a Tobey activist.
Belki sadece Tobey hakları savunucusuyumdur.
If you were really a Tobey activist, you would've carried me down the steps.
Hem zaten gerçek bir Tobey hakları savunucusu olsan beni merdivenlerden kucağında indirirdin.
And no, I'm not asking Tobey to the prom.
Cevap da "Hayır". Tobey'yi baloya davet etmeyeceğim.
We're aware of Tobey's more-than-platonic feelings.
Tobey'nin pek de platonik sayılmayacak hislerinden ikimiz de haberdarız.
I'm telling you, Tobey, he desperately wants to ask you.
Beni dinle Tobey, seni davet etmek istiyor.
I'll admit, I was a little surprised when I emphatically stated my strong desire not to go to the prom with Tobey, to have him then call me up and say :
Aslını istersen ben baloya Tobey ile gitmeyi hiç istemediğimi şiddetle belirttikten sonra, çocuk beni arayıp "Jen bana her şeyi anlattı, Jack."
You can hang out with Tobey and I all night.
Bütün gece bizimle takılabilirsin.
It doesn't matter.
Fark etmez Tobey.
Look, Tobey, I'm sorry about earlier.
Bak, Tobey. Özür dilerim.
But you and Tobey are going out again, right?
Ama Tobey ile tekrar çıkacaksınız, değil mi?
- l'll call Tobey to tell him you said that.
- Tobey'ye bunu anlatacağım.
I like Tobey.
Tobey'yi seviyorum.
Tobey's good people.
İyi biri.
I like Tobey too.
Tobey'den bende hoşlanıyorum.
Tobey I've always been honest with you about where we stand.
Tobey. İlişkimizde bulunduğumuz nokta konusunda hep dürüst davrandım.
Andie, Tobey.
Andie, Tobey.
Tobey, Andie.
Tobey, Andie.
Well, Tobey's....
Şey, Tobey...
Tobey's my boyfriend.
Tobey benim erkek arkadaşım.
- Tobey.
- Tobey.
Tobey.
Tobey.
- Tobey, it's fine.
- Tobey, önemli değil.
- Tobey!
- Tobey!
Guys, this is my boyfriend, Tobey.
Çocuklar, bu erkek arkadaşım Tobey.
- Tobey, it is a big deal.
- Tobey, o kadar önemli.
Do you think Tobey doesn't know you could have your pick of the litter?
Tobey'nin, istediğin adamı tavlayacağını bilmediğini mi sanıyorsun?
- lt's just not that easy, Tobey.
- O kadar basit değil, Tobey.
Tobey, they wanted me.
Tobey, beni istediler.
I would love to go to prom with you. " l'll admit, I was slightly peeved. Then I remembered what you said, that you would go to the prom... -... even if I brought Tobey.
Ama sonra ben baloya Tobey ile katılsam da baloya yalnız gideceğini hatırladım.
- Tobey?
- Tobey?