Tout de suite traducir turco
68 traducción paralela
Tout de suite!
Hemen!
Ah, bon. Très bien, messieurs, tout de suite.
Tamamdır beyler, hemen veriyorum.
Tout de suite, as they say in Paris.
Paris'te dedikleri gibi, Tout de suite.
Tout de suite, monsieur!
Tout de suite, monsieur!
Not so tout de suite, my sweet.
O kadar acele etme yavrum.
Let's get out of this joint tout de suite.
Haydi bakalım çıkalım
- But of course. Tout de suite.
Tabii ki de.
You let me in there at those so-and-sos. I'll straighten them out, tout de suite.
Şimdi beni o aptalların yanına sokarsan onları birkaç saniyede yola getiririm.
Woody, a bottle of bubbly, tout de suite.
- Woody, herkese benden şampanya. - Pekala, Cliffy kutlama havasında.
I'll call in the bathroom and send Georgie back tout de suite.
Ben banyoya gidip Georgie'yi geri göndereyim, tout de suite.
I'll hop down off this shelf And tout de suite be myself I can't wait to be human again
Bu raftan aşağı atlayacağım ve sonunda kendim olacağım Tekrar insan olmak için bekleyemeyeceğim...
Alors on commande tout de suite.
- O zaman hemen sipariş verelim. - Tamam.
Once the chair went up I was out of there tout de suite.
Sandalye havaya uçtuğunda ben derhal oradan kaçmıştım.
Two champagnes, tout de suite.
Hemen iki şampanya.
Well, get your ass down here tout de suite.
O kıçını hemen buraya getir.
- Tout de suite!
- Derhal!
Tout de suite!
Derhal!
Something will have to be done, tout de suite.
Birşey yapılmalı. Hemde hemen.
Tout de suite!
Boulot! Tout de suite!
Tout de suite! Every minute is of value.
Her dakika çok değerli!
" Tout de suite, with bayonet
" Fırladı ayağa elinde süngüyle.
ALORS, I MUST INSIST THAT YOU COME EAT TOUT DE SUITE,
Alors, Gelip "Tout De Suite" inizi yemeniz için ısrar edeceğim... yoksa soğuyacak.
Pierre, I need a uniform tout de suite.
Pierre, üniforma lazım.
Tout de suite.
Derhal.
Your Majesty, it is with regret that I must make my return to France tout de suite.
Majesteleri, Fransa'ya dönmek zorunda kaldığımı üzüntüyle bildiririm.
I need it on my desk tout de suite.
Masamda ihtiyacım var.
Tout de suite, for my sweetie.
Bebeğim için tout de suite.
Tout de suite.
Hem de hemen.
Now, I think we should get somebody like that out tout de suite.
Bence böyle bir insanı yakalamalıyız, sence de öyle değil mi?
They know, and they all think she's going up the river tout de suite.
Onlar da biliyor ve tez zamanda kodesi boylayacağını düşünüyorlar.
Tout de suite it in here, make a stack of hands.
Hadi. Toplanıp, elleri birleştirelim.
I ain't paying you to stop for, uh, coffee and donuts so get back here, tout de suite.
Ama sakın yolda kahve molası vermeyin, hemen dönün.
Allez, tout de suite!
Allez, tout de suite! ( Haydi, şimdi! )
We must return to England, tout de suite!
Hemen İngiltere'ye dönmemiz gerek.
He needs to get into an OR tout de suite.
Acilen ameliyata girmesi gerekiyor.
So I figured it was time to get healthy, tout de suite.
O zaman iyileşmemin zamanının geldiğini farkettim, hemencecik.
We start tout de suite!
Dövüş başlamak üzere!
Tout de suite.
Hemen.
Let's get this guy a cream sherry, tout de suite.
Hadi bu adama bir Cream Sherry içirelim, derhal.
Tout de suite, Monsieur! Patrick!
Hemen, Bay Patrick.
You just have to find him, tout de suite.
Onu bulman gerekiyor, tout de suit.
Je reviens tout de suite.
Hemen döneceğim.
I'll get up there tout de suite.
En kısa zamanda orada olurum.
Inspector Bland, you must telephone to Scotland Yard tout de suite.
Müfettiş Bland, hemen Scotland Yard'ı aramalısınız.
Tout de suite.
Tout de suite.
I demand to know the address of Mademoiselle Zelie Rouxelle, tout de suite!
Zelie Rouxelle adresini bilmeye ihtiyacım var, tout de suite!
Oh, tout de suite, monsieur, very soon.
Oh, hemen, bayım, çok yakında.
Ouvrez-nous tout de suite.
Ouvrez-nous tout de suite!
You've gotta get over to the manse, tout-de-suite An emergency, huh?
Hemen papaz evine gelmen gerekiyor.
Tout De suite there, por favor.
- Tamam.
It's gonna get tossed tout de suite.
Kısa sürede unutulur gider.