Trainers traducir turco
400 traducción paralela
Guards and officers, they should be called animal trainers.
Gardiyanlar ve görevliler hayvan terbiyecisi gibiler.
I understand, Miss Rawlins, you are considered one of the foremost animal trainers of the world, the toast of Europe.
Anlıyorum Bayan Rawlins dünyanın önde gelen hayvan terbiyecilerinden birisin Avrupa'da popülersin.
Circuses, trainers.
Sirklere, yetiştiricilere.
Some of them even attain freedom... and become trainers themselves.
hatta bazıları özgürlüklerine bile kavuşurlar... ve kendileri de eğitmen olurlar.
I'll check out one of the trainers.
Eğitmenlerin birini kontrol edeceğim.
Trainers give them tons of fish.
Eğitmenler bunun için onlara tonlarca balık veriyor.
Oh, I've left my trainers there!
Tüh, ayakkabılarımı orada unuttum!
There'll be two judges on the floor at all times, nurses and trainers in the rest areas.
Haydi geç şuraya. Pistte daima iki hakem bulunacak.
Dumb those goddamn horse trainers try to rate them.
At yetiştiricilerinin onları derecelendirmesi salakça.
Many flew their fatal missions in obsolete aircraft, even trainers.
Çoğu, modası geçmiş bir uçak içinde ölüme gitti. Eğitmenleri bile.
Despite the pleading of his trainers and his doctors, he's coming back.
Antrenörünün ve doktorunun yalvarmalarına rağmen geri döndü.
But trainers of fighting chickens, like you and me, George we cost the most.
Ama dövüşçü horoz terbiyecileri, sen ve ben gibi George biz pahalıyız.
Set in clandestine meeting places because it is illegal, pit bull trainers face their dogs against each other in a battle to the death.
Yasadışı olduğundan, gizli tutulan yerlerde.. ... pitbull sahiplerince, köpekler ölümüne kapıştırılarak yapıIıyor.
Open it! Trainers!
Vay, jimnastik ayakkabısı!
His folks were carnival people, lion trainers, till they blew their brains out one night.
Ailesi sirkte çalışıyordu, aslan terbiyecisiydiler. - Aslanlar beyinlerini patlatana kadar.
Those are trainers.
Bunlar eğitim amaçlı.
I've bought a pair of trainers for Sylwia
Sylwia için ayakkabı getirdim.
Captain Ivan Drago, has come here with his trainers to America to compete as an international sportsman and ambassador of goodwill.
Yüzbaşı lvan Drago, antrenörü ile beraber Amerika'ya geldi. Burada uluslararası bir sporcu ve iyi niyet elçisi olarak yarışacak.
Smart trainers dope horses when I tell them to.
Akıllı seyis söylediğim zaman atlarına iğne yapar.
- Lied about the trainers on TTY.
— TDY eğitmen sayısı hakkında yalan söylediniz.
They're trainers, officially authorized by Congress.
Onlar eğitmenler. Kongre tarafından resmi onayla gönderildiler.
There have been cases before now where trainers have made great sums of money by laying against their own horses and then preventing them from winning.
Bundan önce de antrenörlerin kendi atlarını karşılarına alıp onların kazanmalarını engelleyerek yüksek miktarda paralar kazandığı durumlar oldu.
I would expect Betazoids to be outstanding animal trainers.
Betazoidlerin çok başarılı hayvan terbiyecileri olmasını beklerdim.
- Trainers out.
Mola.
Tomorrow, Sergeant Major Keegan and his trainers will send you home tough, confident and capable.
Yarın Başçavuş Keegan ve eğitimcileri kuvvetlenmiş, kendinden emin ve yetenekli olarak evinize gönderecek.
- I wore those 750-trainers over the weekend.
Hafta sonu 750 serisi ayakkabıları giydim.
A couple, the trainers.
Eğitmen bir çift.
Check out the new cross-trainers.
Şu ayakkabılara bak.
Habib, you cover cross-trainers.
Habib, sen salon ayakkabılarına bak.
He's, uh, one of the animal trainers.
O, hayvan terbiyecilerinden biri.
'We are watching you. " It's the trainers talking.
"Gözümüz üzerinizde." Eğitimci sözü bu.
No you idiot, they just had a fight long enough to see who was gonna win, and then the trainers pulled them apart.
Hayır ahmak, kavganın uzunluğu kimin kazanacağını görmeye yetti ve sonra eğiticiler onları ayrı yerlere aldı.
Beverly was one of the trainers.
Beverly orada çalışıyordu.
In fact, she was the only one of the trainers I didn't want to plant six feet under a lettuce patch.
Yerin dibine sokmak istemediğim... tek çalışan oydu.
Like back then the trainers would sign all the balls.
Onları antrenörler imzalıyorlarmış.
King Kong and the trainers.
King Kong ve eğitmenleri.
Housekeepers, personal trainers.
Hizmetçiyi, çalıştırıcımı.
They're the best trainers in the world.
Dünyadaki en iyi antrenörler onlar.
Track suits and trainers.
Eşofmanlar ve idman giysileri.
master, shall i extend an invitation to these trainers as well?
Efendim, bu pokémon antrenörlerine de bir davet yollamamı ister misiniz?
greetings, pokémon trainers.
İyi günler, pokémon antrenörleri.
you have been chosen to join a select group of pokémon trainers at a special gathering.
Pokémon antrenörlerinden oluşan bir grubun toplantısına katılmak için seçildiniz.
only trainers who present this invitation will be admitted.
Sadece davet edilen antrenörler içeriye alınacaktır.
some trainers have no fear.
Bazı antrenörler korkusuz.
only the trainers capable of braving the storm have proven themselves worthy in my master's eyes.
Sadece fırtınayı geçebilecek cesarette olanlar efendimin karşısına çıkabilir.
like most pokémon trainers, i, too, began with charmander, squirtle, and bulbasaur.
Bir çok pokémon eğitmeni gibi ben de Charmender, Squirtle ve Balbasaur'la başladım.
" Marathon Personal Trainers
Marathon Spor Ayakkabıları.
Congratulations! And welcome to your Marathon Personal Trainers!
Tebrikler ve Marathon Spor Ayakkabılarına hoş geldiniz!
I've got 1 8 pairs of knickers, 1 4 pairs of shoes, not including trainers.
1 8 tane pantolonum, spor ayakkabı dışında, 1 4 çift ayakkabım var.
Should've worn trainers.
Spor ayakkabı giymeliymişsin.
now that you are here, all trainers worthy of an audience with my master are present.
Şimdi hepiniz buradasınız.
train 294
trainer 50
trains 77
training 137
trainee 21
trained 115
train stations 25
train station 34
train whistle blows 17
trainer 50
trains 77
training 137
trainee 21
trained 115
train stations 25
train station 34
train whistle blows 17