Trespassing traducir turco
1,135 traducción paralela
Permission is not granted, and any trespassing... will be regarded as direct violation of our Federal Laws.
Eğer geçiş izniniz yoksa ve yasadışı olarak buradaysanız direk Federal suç işlemiş kabul edilirsiniz.
You babble too much, youngster. You are trespassing my sphere. I'll spare your life you show your face and explain.
çok fazla gevezesin delikanlı sen benim bölgemi ihlal ediyorsun senin yaşamını bağışlayacağım, yüzünü göster ve kim olduğunu söyle
Trespassing, destroying hospital property.
Mülke tecavüz ve hastane malını yok etme de var.
And you're trespassing on my property, so hit the road, chief.
Arazime izinsiz girdin, şimdi çek arabanı, şef.
You're trespassing, Nygma.
Bu haneye tecavüz, Nygma.
Where the fuck do you think you're trespassing into, huh?
Kimin s.kim arazisinden geçtiğini sanıyorsun, huh?
And you're trespassing.
Ama meskene tecavüz var.
You're trespassing on private property.
Özel mülkiyete tecavüz etmektesin.
- Trespassing?
- Tecavüz?
It says this is private property. No fucking trespassing.
"Özel mülkiyettir, girilmez" yazıyor.
If she doesn't leave I am going to sue you for trespassing on private property.
Eğer o gitmezse sizi özel mülke izinsiz girmekten dava ederim.
You are trespassing on police property.
Suç işliyorsunuz.
- What did I tell you about trespassing?
Burası yasak demedim mi ben sana?
They said since nothing was stolen charges can be reduced to simple trespassing.
Çalınan bir şey olmadığı için sadece şahsi mülke girmekten yargılanacaksınız.
You're trespassing on private property here.
Özel mülke izinsiz giriyorsunuz.
Yet most of the residents go about their own daily affairs, little disturbed by the trespassing multitude.
Yine de gelip geçen kalabalıklardan ufak rahatsızlık yaşayan sakinler gündelik hayatlarını sürdürmeye devam ederler.
You're trespassing, and you owe me a fucking new door!
Kırıp girdin, şimdi bana yeni bir kapı borçlusun!
"Your actions constitute theft, weapons possession and illegal trespassing!"
"Hareketiniz hırsızlık, silah taşıma ve yasadışı sınır ihlali ile itham ediliyor!"
You're trespassing.
Buraya izinsiz girdin.
We could get arrested for trespassing!
Özel mülke tecavüzden tutuklanabiliriz.
Charges of public drunkenness, trespassing and vagrancy stand. - How do you plead?
Sarhoşluk, mülke tecavüz ve serserilik suçlamalarına ne diyorsunuz?
I'll drop the trespassing charge but you tested as being drunk at the time of your arrest.
Pekâlâ. Mülke tecavüz suçlamasını kaldırıyorum. Tutuklandığınızda test yapılmış ve sarhoş çıkmışsınız.
I'l be the same me tomorrow but suddenly the "no trespassing" sign wil be gone.
Yarın ben yine aynı kişi olacağım ama birdenbire "girilmez" levhası kalkmış olacak.
He has been charged three times with petty theft, twice for disorderly conduct and several dozen times with trespassing.
Evet, efendim. Üç kez adi hırsızlıkla iki kez ahlaka aykırı davranış ve birkaç düzine izinsiz girişle suçlanmış.
If you don't show yourself, I'm gonna have you arrested for trespassing!
Eğer kendini göstermezsen, seni haneye tecavüzden tutuklatırım.
- Trespassing.
- Özel arazidesiniz.
- You're trespassing.
- Şahsa ait bir yerde bulunuyorsunuz.
Are you trespassing or just interested in olericulture?
Arazime mi girdiniz, yoksa sadece olerikültürle mi ilgileniyorsunuz?
Trespassing, public lewdness, FCC violation.
Taciz, halka açık müstehcenlik yayın hakları ihlali.
I've been trespassing.
Arazinizden geçiyordum.
As long as I'm not trespassing on your property, I can sit here for ever.
Özel mülkünüze girmediğim sürece sonsuza kadar burada oturabilirim.
We can't be in here. We're trespassing.
Burda olamayız. günah işliyoruz.
You are trespassing in Ogla space.
Ogla uzayına izinsiz girmiş bulunmaktasınız.
Our sensors show that you are trespassing on our vessel.
Sensörlerimize göre aracımıza izinsiz olarak giriyorsunuz.
"No trespassing" signs.
- İzinsiz giriş yok işaretleri.
Because as far as I am concerned, you're trespassing.
Çünkü bildiğim kadarıyla, buraya izinsiz girdiniz.
You're trespassing in a restricted area!
Yasak bölgeye giriyorsunuz!
I'm going to assume that you are aware of the penalties for trespassing a federally restricted area.
Sanırım girilmesi yazak federal bir bölgeye izinsiz girmenin cezasının ne olduğunun farkındasınızdır.
I'll arrest him for trespassing.
Girilmeyeek bölgeye girdiği için onu tutuklarım.
Breaking and entering, trespassing.
Haneye ve araziye tecavüz.
You're trespassing.
İzinsiz girişte bulunuyorsunuz.
- Look, you're trespassing. - Hey, call the cops!
Polisi arıyorum.
You can tell him about the trespassing.
Hemen ara. Belki kuzenim Jerry gelir.
You're not thinking of trespassing onto government property?
Yine izinsiz olarak hükümet binalarına mı gireceksin yoksa?
May I ask why you're trespassing on government property?
Hükümet mülkünde ne aradığınızı sorabilir miyim?
Everybody here is trespassing on my land!
Burada bulunan herkes şu an benim arazimde!
While trespassing, he profanely demanded money and brandished a broken bottle in my face.
İzinsiz girdi, küfürle para istedi ve bana kırık şişe salladı.
You're trespassing on police property.
Suc işliyorsunuz.
That's trespassing!
- Bu haneye tecavüz!
Trespassing?
İzinsiz giriş?
I could shoot you like a dog for trespassing... so why don't you just leave?
Sakin ol.