Try and keep up traducir turco
151 traducción paralela
Try and keep up, OK? I'll open the tunnel.
- Yakalamaya çalış tamam mı?
You just try and keep up with me.
Benimle kalmaya çalışıyorsun.
Watch me for the changes, and try and keep up, okay?
Değişikliklerde beni izleyin ve ayak uydurmaya çalışın, tamam mı?
Try and keep up, will ya?
Yetişmeye çalış, tamam mı?
You just have to try and keep up.
Bana ayak uydurmaya çalış yeter.
Watch me for the changes, and try and keep up, okay?
Melodi değişikliklerinde bana ayak uydurmaya çalışın, tamam mı?
Just try and keep up.
Sadece ayak uydurmaya çalış.
Try and keep up.
Formdan düşmemek için mi?
Try and keep up.
Aklını kullan.
You try and keep up there, hotshot.
Ayak uydurmaya çalış, kendini beğenmiş.
Now try and keep up.
Bu yoldan çemberlere gitmek daha kısa sürüyor.
Try and keep up.
Bana yetişmeye çalış.
Honey, try and keep up.
Canım, kendine gel.
Just try and keep up, okay?
Yetişmeye çalış.
Try and keep up, really.
Oz, anla artık.
It's important to Lucas so I like to try and keep up.
Lucas için çok önemli. Ben de ona okumaya çalışıyorum.
Try and keep up.
Yetişmeyi dene.
Come on, Stripey, try and keep up.
Haydi, Stripey, yakalamaya çalışırız.
You try and keep up with the times, eh, Conners?
Geleceğin teknolojisi. Çalışmaya devam et Conners.
Don't try and keep up with those guys.
O heriflere ayak uydurmayı deneme.
Try and keep up with the acronyms.
Kısaltma yapmaya devam etmeye çalışın.
I'll try to make contact with the planetary officials. Lieutenant, open up a channel and keep it open.
Gezegen denetleme görevlileriyle bağlantı kuracağım.
I suggest that you reach deep down inside yourself there... and try and find something that will keep you awake a little while longer... because this transmission coming up may just...
Sana kendi benliğinin derinliklerine dalıp seni biraz daha uzun uyanık tutacak bir şeyler bulmanı öneririm. Çünkü bu mesajın gelmesi, sadece yaşama umutlarını tekrar alevlendirebilir.
I don't want any white-knucklers up there. And try to keep any extraneous remarks or bogus opinions you have about me, or any... matters of consequence to yourself for the duration of the flight.
Kafasının benim hakkımda mesnetsiz isnatlarla doldurulmasını istemem uçuş süresince.
It's hard work and I try to keep up but my hands hurt most of the time.
Zor bir iş ve ben dayanmaya çalışıyorum fakat çoğu kez ellerim acıyor.
You know, I try to sleep at work, but I keep thinking any minute one of'em's gonna go into labor and I'll just end up- -
İşte uyumaya çalışıyorum. Ama sürekli, birinin doğurabileceği aklıma geliyor. Sonunda da...
- l'll try and keep up.
Ayak uydurmaya çalışırım.
You try and keep it down up here, OK?
Gürültü yapmamaya çalış, tamam mı?
They sent us down here because... they want us to change or grow up or something, and all they do is try and keep us the same.
Çünkü ya değişmemizi ya da büyümemizi istiyorlardı. Oysa hep aynı kalmamızı sağlamaya çalışıyorlar.
Grab your gear and try to keep up.
Teçhizatını kuşan, ve elinde tutmayı dene.
I had to start making up rules... to just try and keep it under control.
Kurallar koymak zorundaydım. Kontrol altına almaya çalışıyordum.
Harvard and Cornell try to keep up with them as they cross the halfway point.
Harvard ve Cornell yarı yolda onlara yetişmeye çalışıyor.
I try to keep her away from Taylor but I can't lock her up. And Jimmy is no help.
Taylor'dan uzak tutmaya calismaliyim ama ne yapabilirim kilitliyimmi ve jimmy'de yardim etmiyor.
I try to keep looking up and forget about what's down.
Yukarıya bakmaya çalışıp aşağıda olanları unutmakla ilgili.
I apologize. I'II try to speak slowly and use smaller words so you can keep up with us.
Takip etmeniz için daha yavaş konuşup daha küçük kelimeler kullanmaya çalışırım.
What am I supposed to do? Bifocals, grandpa. And try to keep up.
Gece görüş dürbünü babalık.
- Now, we will do our best to try and keep you up to date as things progress and I think that's all I'm going to say for right now.
Tek endişemiz içerideki insanların güvenliği. Sizi gelişmelerden haberdar etmek için elimizden geleni yapacağız. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar çok teşekkür ederim.
Now I had to try to keep up with Daniel, make sure nobody got to him, but I was completely knackered and by the time we got to Friar's Copse, Charlie Meynell was ahead of me, so I just about managed to keep them both in sight then Charlie caught Daniel.
Daniel'ın güvenliğinden emin olmam gerekiyordu kimse onu yakalamamalıydı ama çok yorulmuştum bu esnada Friar's Copse'a geldik Charlie Meynell hemen önümdeydi aradalarındaki mesafeyi korumaları için arkadan koşmaya devam ettim sonra Charlie, Daniel'ı yakaladı.
The emperors go first and the saddlebacks with their shorter legs try hard to keep up.
İmparatorlar önden gider ve semerliler daha kısa bacaklarıyla onlara yetişmeye çalışır.
- Try and keep up.
- Devam et!
Hey, gang... just a little reminder that as the battle for the cup heats up, let's try to remember... to keep up that Tall Oaks spirit of fair play and friendly competition.
Hey, millet... kupa yarışı kızışırken şunu unutmayalım ki... Adil oyunun Uzun Meşeler ruhu ve dostça rekabet hep var olsun.
So the manager can keep an eye out... and inform us lf they try to show up here and use them. We will inform you if we know about them.
Böylece idareci bunlara bakıp bize haber verebilir onlar burda göstermeye ve kullanmaya çalışırlarsa birşey öğrenirsek sana haber vereceğiz
I try to keep'em separated, but I woke up this morning and they were sort of together. - I just didn't know. Is that OK?
Şeyy, onları ayrı tutmaya çalışıyordum, ama bu sabah kalktığımda... birleşmişlerdi.Bilmiyorum. Sorun olur mu?
You stay here, and if he shows up just call me and try and keep him calm.
Sen burda kal, gelirse beni ara ve onu sakinleştirmeye çalış.
I have two, mine and yours, which, and try to keep up,
İki tane var, biri benim biri senin, içerde kalman için,
I'll try and keep up.
- Anlamaya çalışırım.
You're not just saying this, you wouldn't just make this up, would you, to try and keep me happy?
Uydurmadın, değil mi? Beni mutlu etmek için bunu uydurmadın.
I know something bad is going on, so they say i'm delusional and give me pills, drugs, to try and keep me quiet, knowing that, if i stop taking the drugs and speak up,
Evet, gördüğünüz gibi işe yarıyor. Bir şeylerin kötüye gittiğinin farkındaydım. Bu yüzden sanrılar gördüğümü söylediler ve sessiz kalmamı sağlayacak, haplar ve uyuşturucular verdiler.
- You gotta try to keep up me here, cause I've got like 45 seconds and I really need to get your advice on something.
Beni burada tutmaya mı çalışıyorsun? Çünkü sadece 45 saniyem var. Bir konuda gerçekten tavsiyene ihtiyacım var.
Now stand back and try to keep up.
Şimdi çekil oradan da işimi yapayım.
In the meantime, try to be a good boy and don't keep the little gazelle up past her bedtime.
Bu esnada, uslu çocuk ol ve küçük ceylana uyku vaktini geçirtme.