Turf traducir turco
1,386 traducción paralela
Winchell is driven hard to the turf.
Winchell'ı adeta çimenlere yapıştırdılar.
Graf's the main receiver and this one bounces off the turf.
Graf en iyi top yakalayıcıları. - Bu kez top zıplayıp sahadan çıktı.
The ball came off the turf.
Top yerden zıpladı.
One time-out left, and he has 75 yards of Astrodome turf to go.
Bir mola hakkı kaldı. Astrodome'un 75 yardını koşması lazım.
Hard to the turf, and Permian will have to burn their final time-out.
Çimlere çakıldı. Permian son molasını kullanacak.
Third, we advise the local police we'll be playing on their turf for a few days, and to lie low on the day we make the grab.
Üçüncü oIarak, yereI poIise bir kaç gün onIarın aIanında oynayacağımızı ve biz enseIeyene kadar uzak durmaIarını söyIeeyceğiz.
But I know people here and this is my turf and if your with me then we're gonna have fun.
Ama burası benim mekanım ve buradakileri tanıyorum ve eğer benimleysen çok eğleneceğiz.
You're standin on my turf.
Sen çimenliğimin üzerinde durmak.
Trying to work my turf, bitch?
Benim çöplüğümde mi yapıyorsun sürtük?
Governmental turf war, that kind of thing.
Devletin içinde iktidar savaşı gibi bir şey.
According to the guys in Narcotics, the dragon is the logo of an Asian gang whose turf runs from... Columbus Park to Mott Street between Bayard and Worth.
Narkotikteki çocuklara göre ejderha, bölgeleri Bayard ve Worth arasında, Mott Caddesi'yle Columbus Park arası olan Asyalı bir çetenin amblemi.
The point is, you'll be home. You'll be on your turf.
Nokta, evde olacak, sen çim üzerinde olacak,
- And on my turf? !
- Üstelik benim bölgemde mi?
That probably puts us on the interstate... meaning the $ 6.99 surf-and-turf special but, hell, I'm a cheap date.
Stars Hollow'la Yale arasında bir yerde. Bu bizi otoyola götürür. Yani 6.99'a karışık menü.
After your lackeys couldn't get rid of me at S.T.A.R., you decided to deal with me yourself on your home turf.
Seni üretenler Starda benden kurtulamayınca beni kendi çöplüğüne çekmek için çaba harcadın öyle değil mi?
You gotta horn in on my turf?
Sıra benim bölgemde mi?
I'd sure feel a lot more comfortable if he was on our turf.
Bizim binamızda olsa, daha çok rahat ederdim.
I know you find the departmental turf wars as tedious as I do.
Sizin de departmanlar arası bölge savaşını benim kadar sıkıcı bulduğunuza eminim.
Start checking the screw shacks in Byz Lats turf.
Byz Lats bölgesindeki genelevlere bakmaya başlayın.
The Byz Lats just opened fire on our turf.
Byz Lats bölgemizde ateş açtı.
Thing about turf, man, it ain't like it was.
Bölge savaşları artık eskisi gibi değil.
This town has been the turf of a yakuza group called the Kawara Gang for as long as anyone can remember.
Bu kasaba, Kawara Kabilesi adlı yakuzaların toprağıydı.
Monsters who consider this their turf.
Canavarlar, bölgelerini de hesaba katmışlardı.
Hynerpeton females are choosy and will only go for males who can defend their turf.
Haynepiton dişileri seçicidirler ve yalnızca bölgesini koruyabilcek erkeğe gideceklerdir.
I never, ever want to see you on my turf again.
Sizleri bir daha asla bölgemde görmek istemiyorum.
That's your turf!
Senin üstünlüğün bu.
There is major struggle for turf.
Bu bölge için gerçek bir mücadele var.
He doesn't care about the current turf war.
Şimdiki mahalle savaşlarını umursamıyor.
- Afro-Turf.
- Afro-Çim
- I don't mean to be rude but you seem to be more surf than turf.
- Kaba olmak istemem... ama sen de bana çatlak gibi görünüyorsun.
His turf is sacred.
Çimleri onun için kutsaldır.
It's their turf.
Mekan onların mekanı.
Dummy and dumb and dumber. I mean, what the hell is the bitchman from Richmond doing on our side of the turf?
Kahrolası Richmond'ın... nonoşlarının çayırın bizim tarafında işleri ne?
Boy, has he been burning up a few miles today on stadium turf.
Bugün stadyum çimlerinde birkaç mil kosturdu.
Can you believe that place is still standing, the track and turf?
TrackTurf'un hâlâ ayakta durduğuna inanabiliyor musun?
They get to defend their own turf.
Kendi bölgelerini korumak zorundalar.
Stay on your turf!
Bu işe karışmayın.
The ball is on the turf, and the scramble is on.
Top yerde, tam bir karambol var.
Get lost, girl, go dance on your own turf.
Toz ol kızım. Git kendi çöplüğünde öt.
Whoever he is, wherever he comes from, we'Ron Ethan's turf.
O her kimse, nereden geliyorsa, Şu an Ethan'ın avıyız.
- Surf and turf or catfish?
Istakoz, yayınbalığı.
Surf and turf or catfish?
Istakoz mu yayınbalığı mı?
In two days, this will be your turf.
2 gün sonra, burası senin bölgen olacak.
It's his turf.
Burası onun çöplüğü.
It's his turf.
Burası onun bölgesi.
You cannot turf this one to me.
- Bunu benim üstüme atamazsın. - Ama atabilirim.
I'm usually the one who hands out cards. Is this a turf thing?
Genelde kartvizit dağıtan ben olurum.
This is the Aces'turf.
Burası Aslar'ın bölgesi.
Textbook example of a departmental turf battle.
Şubeler arası tezek savaşının * ders kitabı örneği.
Well, we all know the FBI likes to push people around, but i really don't want a turf war here, so let's see what we can figure out.
Bunu hepimiz biliriz. Ama aramızda otlak savaşı çıksın istemiyorum. Birlikte neler bulabileceğimize bakalım.
MacArthur Park is where their turf
MacArthur Parkı, LA.