Tus traducir turco
620 traducción paralela
Lava tus dientes.
Lava tus dientes.
Geronimo, dile a tus soldados que se calmen.
Geronimo, dile a tus soldados que se calmen.
Touché.
Tuş.
Pinned by both shoulders!
İki omuz yerde, tuş!
Some black keys and some white... and fingers that are much too clumsy... but you're in it somehow.
Birkaç siyah, birkaç da beyaz tuş ve fazlasıyla beceriksiz parmaklarla. Ama sen bir şekilde bunun içindesin.
The nineteenth key of the keyboard is the nineteenth letter of the alphabet.
Piyanodaki ondokuzuncu tuş... alfabedeki ondokuzuncu harftir.
Now the eighth key is'H', the fifth key'E', the twelfth key'L', the sixth key'F'.
Şimdi de sekinci tuş'H', beşinci tuş'E', onikinci tuş'L', altıncı tuş'F'
- Touche!
- Tuş!
- Touché.
- Tuş.
- What's the matter, a bad key for you?
- Ne var, senin için kötü tuş mu?
That's the little key that fascinates me, this little red one here.
Beni en çok şu küçük tuş büyülüyor, şuradaki küçük, kırmızı olan.
Touche.
Tuş.
Touché.
Tuş oldum.
- How many keys?
- Kaç tuş var?
There's a button and a switch for everything.
Burada bir tuş ve anahtar var, her şey için.
- Key pressures aren't the same.
- Tuş vuruşları aynı değil.
You can't tell me you'd have trouble laying that tart.
Şu sokak kızını tuş edemeyeceğini söyleme sakın.
Touché, captain, touché.
Tuş, Kaptan. Tuş!
Touché!
Tuş oldun!
A button to destroy a planet a billion Miles away, kill a billion people he's never seen.
Milyarlarca kilometre öteden bir gezegeni yok edecek, hiç görmediği milyarlarca insanı öldürecek bir tuş.
Try to pin his shoulders back for five dollars.
Tuş yapmacasına?
And when the key strikes the ribbon, it punches out a letter that is clearly visible on the used ribbon.
Ve tuş şeride çarptığında, kullanılmış şeritte açıkça okunacak şekilde harfe uygun delik açar.
Touché.
Tuş!
- Give?
- Tuş mu?
- Yeah, give.
- Tuş.
You're out!
Tuş!
A lot of stuff.
Bir sürü tuş.
A three-round match, five-minute time limit, one pin only.
Üç rauntluk bir maç, süre sınırı beş dakika, yalnız bir tuş.
They got him down and they got him pinned!
Yere serdiler, tuş ettiler!
It may seem impossible to you, one whose idea of romance is a floormat and The Bolero played at 78,... .. but you are about to see a man get a date using nothing but sincerity and his own feelings.
Senin gibi romantizm anlayışı tuş etmekten ve 78'de çalınan Bolero'dan ibaret olan birine imkânsız gelebilir ama az sonra bir erkeğin bir kadını içten ve gerçek duyguları dışında hiçbir şeyi kullanmadan fethettiğine tanık olacaksın.
Here, hold it.
La tuş!
Not a key sticks.
- Hiçbir tuş takılmıyor.
IF I COULD PUT GUYS IN A HEADLOCK I'D GET A SCHOLARSHIP, TOO.
Evet, adamları tuş edebilseydim, ben de burs alabilirdim.
In an individual soundproof testing capsule the only thing you can hear is the sound of your keyboard.
Tek kişilik ses geçirmez bir kapsülün içerisinde duyabileceğiniz tek şey klavyenin tuş sesleridir.
- Change your diapers?
- Bezini değiştirir. Çok dumanlı bir alternatifsin, ama bu Ördek Adamın hayattaki aşkı. Tuş.
Keys?
Tuş mu?
Which was the button for a cheeseburger?
Hangi tuş çizburger içindi?
Imagine a piano keyboard, um, 88 keys, only 88, and yet, and yet, hundreds of new melodies, new tunes, new harmonies are being composed upon hundreds of different keyboards everyday in Dorset alone.
Piyanoların klavyesini düşün. Sadece 88 tuş var ama yine de yüzlerce yeni melodi, yeni ezgi ve armoniler ortaya çıkıyor. Dorset'teki yüzlerce farklı klavyeden hem de.
88 keys across from me is my little brother, Jack.
Ve 88 tuş çaprazımda ise küçük kardeşim Jack var.
- Switch?
- Tuş mu? - Evet.
What fucking switch?
- Hangi lanet olasıca tuş...
With 97 buttons...
97 tuş...
I will fix it for you, and the button?
Şimdi ayarlayacağım. Hangi tuş?
I just thought I'd freshen up a bit with a shower and then go back to work.
Bir tuş alıp tazeleneyim sonra da işe giderim diye düşündüm.
, PSYCHE. THEN I SHALL CUT TO THE CHASE,
Tuş, Psyche.
When I say, "Ready, wrestle," you try and pin me and I try and pin you.
"Hazır, güreşe başla" deyince, sen beni tuş etmeye çalışacaksın, ben de seni.
That's all wrestling is, except usually there's more grunting and squirming before the pin.
Güreş bundan ibaret, ama tabii genelde tuş edene kadar daha çok inleme, kıvranma oluyor.
Dani, when did this key stop working?
Dani, bu tuş ne zamandır çalmıyor?
I want to go back on top over There's someway reverse gear
Geri gidip üstüne yazmak istiyorum. Geri götürecek bir tuş olmalı.
Let's say two out of three falls.
- Tamam. Üç maç, iki tuş kazanır.
Last week, when you scored two touches, you liked it well enough.
Geçen hafta iki tuş yaparken seviyordun.