Tweeting traducir turco
228 traducción paralela
Logic is a little tweeting bird, chirping in a meadow.
Mantık, çayırda cıvıldayan küçük bir kuştur.
"A tweeting bird?" Roger, read the script.
Roger senaryoyu oku.
On the bridge the birds are tweeting
Köprünün üstünde kuşlar ötüşüyorlar.
I have patented a humane cocktail... of electric shock treatment... - [Bird Tweeting ] - [ Meowing] Aversion therapy, hypnosis...
Elektrikli şok tedavisinin... insancıl bir patentini aldım... nefret terapisi, hipnoz...
Can you hear the tweeting of the bird?
Kuş seslerini duyuyor musun?
No, but yeah, but no, but yeah, but no, I'm not, actually, because what happened was this whole thing happened what I don't even know nothing about cos I was, like, totally asleep and then all of a sudden I heard this little bird tweeting
Hayır, ama evet, fakat hayır, aslında evet, ama hayır kaçmıyordum çünkü bütün olan şey işte buydu ki ben bundan hiç haberim yoktu, çünkü ben uyuyordum.
It's called tweeting.
- Ona öpüşmek denir.
[Tweeting]
Dayanamadım.
[Tweeting]
Stan, bununla yüzleşmelisin. Buckle'ın perili evi seninkinden çok daha iyi.
{ \ pos ( 192,210 ) } I'm tweeting about you.
Senin hakkında tweet yazıyorum.
And tweeting and writing on wall.
Ayrıca internetteki sayfama da mesaj bırakıyor.
Twitter, or tweeting.
Twitter, yada tweet lemek.
We've been tweeting all day about your new look.
Sabahtan beri yeni tarzın hakkında twitleşiyorduk.
It's tweeting!
O, tweeting bir kere!
It's tweeting.
O tweeting.
Tweaking, not tweeting.
O, twitter.
hang on.i'm just tweeting that i ran into you.
Bekle, sana rastladığımı ötüyordum.
Nope. Tweeting.
Hayır, Twitliyorum.
- Tweeting.
- Tweetliyorum.
You might want to stop Tweeting about it.
Bence Tweeti bırakmalısın.
- Tweeting.
- Twitter'a yazıyorum.
Are you tweeting about me?
Twitter'a hakkımda bilgi mi giriyorsun?
Am I tweeting about you?
- Twitter'a senin hakkında bilgi mi giriyorum?
Stop tweeting.
Twitt mesajı atmayı bırak.
Also private, and we don't need anybody, you know, Tweeting about her upgrades.
Kimsenin onun bu yeniliği hakkında yazışmasını istemiyoruz.
Listen to what Mr. Wil Wheaton is tweeting.
Bay Wil Wheaton, Twitter'a ne yazmış bakın :
Likewise, counselors, I have been informed that both the defendant and prosecution witnesses have been live-tweeting this trial.
Ayrıca, Avukatlar, hem davalı hem de iddia makamı tanıklarının duruşmayı canlı tweet'lediği bana bildirildi.
No texting, no tweeting, no Facebook.
Mesaj, tweet, Facebook yok.
So Vince has been tweeting the shit out of the tequila.
Vince tekila olayını tivitleyip duruyor.
That's sick. That's just from Vince tweeting.
Vince tivitlediği için bunlar bir de.
And you're tweeting about tequila now.
Ve şimdi de tekila hakkında tivitler yolluyorsun.
Anyway, who knows what she's posting or tweeting?
Ne yazdığını ya da tweetlediğini Tanrı bilir?
I follow the exotic birds, but they're actually tweeting.
Ben de garip kuşları takip ediyorum, ki onlar da mesaj atıyorlar.
How's the tweeting going?
Tweet'lemek nasıl gidiyor?
- Oh, I'm tweeting our photo.
- Fotoğrafımızı tweet ediyorum.
Tweeting?
Tweet etmek.
I am totally tweeting that.
bunu tamamen tweetledim.
Plus no internet, cell phones, texting, tweeting, twatting, twittering...
Ayrıca, İnternet, cep telefonu, mesajlaşma tweet'lemek, twitter'lamak...
It's "tweeting," Doctor.
Ona "tweet" leme denir doktor.
There wasn't a sound apart from the birds just tweeting away.
Kapatılmış yola bakarım kuş ötmesi dışında sesten eser yok
Tell me you're not tweeting this.
bu cıvıldayan sen değilsin.
You got to pay it, dude, or else you'll be tweeting "No more macaroni truck."
Ödemen gerekiyor dostum. Ya da "Artık Macaroni Tırı yok" diye tweet atabilirsin.
Oh wow, everybody's already tweeting
Wow, herkes "Stewie simdi bunu soyledi."
I'm too busy tweeting my besties!
En iyilerimi tweetlemekle çok meşgulüm!
- In which case, I'd stop tweeting.
Öyle bir durumda "twitlemeyi" bırakırım.
It looks like she's tweeting a surgery right now.
Şu anda ameliyatı hakkında mesajlar yolluyor.
But we're not tweeting, so...
Ama biz mesaj yollamıyoruz...
- A tweeting bird?
Öten kuş.
Tweeting.
- Twitter. - Bir tane var çok iyi.
Oh, totally Tweeting all this.
Tweet atıyorum.
Tweeting Dr. Freud.
Doktor Freud'a mesaj atıyorum hemen.