Typhus traducir turco
223 traducción paralela
Despite typhus
Tifüse rağmen
Another died of typhus just months after buying a 10,000-yen policy.
Ayrıca bizimle anlaşma yapan bir arkadaşa tavsiye etmiştim ve 3 ay sonra bir yangında öldü.
- You are going to catch typhus.
- Tifüse yakalanacaksın.
They said that it's typhus.
- Tifüsmüş dediler. - Tifüs mü?
Typhus? Yes.
Evet.
Typhus on the train.
Trende tifüs varmış.
He died last night from typhus. Without even knowing I was there.
Önceki gece yanında olduğumu bile göremeden, tifüsten ölmüştü.
You'll catch typhus!
Tifüs olacaksınız.
Who's scared of typhus?
Tifüsten kim korkar?
A sailor came down with typhus.
Tayfadan birinde tifüs çıktı.
- Too bad, that sailor getting typhus.
- Denizcinin tifüs olması ne kötü.
Typhus.
Tifüs.
Their doctor has typhus there, I have to replace him.
Onların doktorunda tifüs var, değiştirmek zorundayız.
He has typhus.
Tifüs olmuş.
I haven't got typhus.
Tifüs olmadım.
I have not got typhus.
Tifüs değilim.
- No, I've seen typhus and malaria.
- Hayır, tifüs ve sıtmayı gördüm.
Fear of smothering in the train... of getting typhus or not arriving...
Trende korku insanı boğuyor... tifüs olma korkusu ya da kavuşamama...
Typhus vaccine?
Tifüs aşısı mı?
- No, the other may have typhus
- Hayır, diğerinde karahumma olabilir.
- Typhus?
- Karahumma mı?
Last summer in my town, 5 died of typhus.
Geçen yaz benim kasabada karahummadan beş kişi öldü.
Last year they said I had typhus when it was chicken pox.
Geçen yıl bana da tifüssün dediler ama suçiçeği olduğu anlaşıldı.
Yes, I believe there's typhus.
Evet, sanırım tifo varmış.
There is no typhus in our city.
Şehirimizde tifo yoktur.
Typhus?
Tifo mu?
It isn't typhus.
Tifo değil.
There're different kinds of typhus...
Tifüs'ün çeşitleri vardır...
As those typhus parasites.
Bu tifüs parazit olarak..
General fight against typhus!
Tifüse yönelik genel mücadele!
Follow me, typhus people! Flee from the city!
Tifüslüler beni takip etsin!
What will happen to the partisan mobility if we burden ourselves with the typhus people, women and children?
Tifüslüleri, kadınları ve çocukları da yanımızda taşırsak, partizanların hareket kabiliyeti ne hâle gelir?
You have typhus.
Derhal hastaneye git!
And this handsome shall carry the typhus people.
Bu delikanlı da tifüslüleri taşısın. Anlaşıldı, komutan!
It seems, the typhus is doing its job.
Devam et, fikrini duymak istiyorum.
They will curse the day, when they decided to carry the wounded and typhus people across these mountains.
Birbirlerini suçlamaya, hatta birbirlerinden nefret etmeye başlayacaklar. Yaralılar ve tifüslülerle birlikte şu dağları aşmaya karar verdikleri güne lanet edecekler.
Novak, typhus.
Bak! Tifüs...
- He has typhus. - He doesn't! Tie him up!
Tifüs falan yok bende.
I don't have typhus.
Hem de gecikmeksizin. Geriye çekilin!
1348... the black death, typhus, cholera, consumption, bubonic plague...
Kara Ölüm, tifüs, kolera verem, hıyarcıklı veba.
Dead of typhus.
Tifüsten öldü.
when we have nothing but typhus, the philistines are backing up from the revolution, scared of it.
Hiçbir şey olmadığında ise, tifüs, ve Devrimden destek alan darkafalılar, onları korkutmuş.
- The Germans will go crazy when they think it's typhus.
- Almanlar deli olmak üzere. Tifodan korkuyorlar.
You can't fake typhus!
- Tifonun numarası olmaz!
We have two prisoners with typhus.
Tutuklularımızdan ikisinde tifo var.
Do you really believe it's typhus?
Sizce gerçekten tifo mu?
What if they find out it's not typhus?
- Ya tifo olmadığını anlarlarsa?
Yes, typhus.
Bağlayın onu!
Follow me, typhus people! It doesn't matter.
Tifüslüler, beni izleyin!
Typhus people, follow me!
- Nehrin karşısı özgürlük!
Stop typhus people, get back!
- Bosko!